ingilizce 4 özetlerini isteyen arkadaşlar özelden mail adreslerini atarlarsa özetleri yollarım
buraya ekleyemiyorum malesef dosya tarzında çunku oda nasıl yükleniyor bilmiyorum
ingilizce 4 özetlerini isteyen arkadaşlar özelden mail adreslerini atarlarsa özetleri yollarım
buraya ekleyemiyorum malesef dosya tarzında çunku oda nasıl yükleniyor bilmiyorum
word e çevirdim neyseki burdan paylaşayım kopyala yapıştır yapıp yazdırırsanız rahat rahat çalışırsınız
ben çıkardım çalışılmayı bekliyorlar
ÜNİTE – 7
Relative clauses
Who/which/that
Bir cümlenin içinde bir insanı tanımlayan bir cümlecik (relative clause) “who” ya da “that”,
Cansız bir nesneyi tanımlayan cümleciğin başında da “that” ya da “ which” kullanılır.
*** ” who”, “that”ten daha fazla kullanılır.
*** “that”, “which”ten daha fazla kullanılır. (Ancak aynı görevdedirler.)
Nina is someone who is very shy.
Nina is someone that is very shy.
(Nina, çok utangaç birisidir.)
She had a company that(which) planned weddings
( Onun düğünler planlayan bir şirketi vardı.)
Company:şirket
**Yukarıdaki örneklerde who/that/which kelimeleri ikinci cümleciğin öznesi gibi kullanılmıştır.
** Eğer nesne olarak kullanılacaksa bu kelimeler yazılmasa da olur.
Örnekler;
Charlie is someone who/that I can trust.
Ya da
Charlie is someone I can trust.
(Charlie güvenebileceğim birisi.)
Jane doesn’t talk about things that she’s doing
Ya da
Jane doesn’t talk about things she’s doing.
Things:şeyler
(Jane yaptığı şeyler hakkında konuşmaz.)
Phrasal verbs
Bu fiiller iki kelimeden oluşur. Bir fiilin yanına getirilen along,away,back,out,up gibi kelimeler, fiilin anlamını değiştirir.
Örnekler:
Grow up:büyümek,yetişmek
Get along: anlaşmak,iyi geçinmek
Go out: dışarı çıkmak
Take off :çıkarmak
Break up: ayrılmak,parçalanmak
Settle down:yerleşmek,yuva kurmak
Sign up:kaydolmak
Work out: çözmek,hesaplamak
though
Karşındakinin fikrine zıt bir fikir verirken kullanılır. “yine de”, “rağmen” “karşın” gibi anlamları vardır. CÜMLENİN EN SONUNDA KULLANILIR.
Örnek:
Mary: I enjoy making new friends all the time.
(Her zaman yeni arkadaşlar edinmek hoşuma gider.)
Jack: You shouldn’t forget about your old friends, though.
(Yine de eski arkadaşlarını unutmamalısın.)
both / neither
*We’re both tennis fans. (İkimiz de tenis hayranıyız.)
*Both of us are basketball fans.
We both like to swim.
Both of us like to swim. (İkimiz de yüzmeyi seviyoruz.)
*Neither ile kurulan cümlelerde olumsuz anlam vardır.
Neither of us was very good at tennis. (ikimiz de teniste iyi değildik.)
** Both, çoğul olarak; neither of us ise tekil olarak kullanılır.
Bilinmesi gereken bazı kelimeler
circle of friends:arkadaş çevresi
convenient:uygun,elverişli
other:diğer
another:bir diğer
band:grup rock band:rock grubu
life:hayat different:farklı
same:aynı still:hala
call:aramak(tlf), adlandırmak
share:paylaşmak
clean:temiz
clean freak: temizlik hastası
live:yaşamak place:yer,mekan
grow up:büyümek
through:kesintisiz,arasından,içinden
find:bulmak
write:yazmak write back:cevap yazmak
turn out:haline gelmek,dışarı çıkarmak
get along:iyi geçinmek
go out:dışarı çıkmak
settle down:yerleşmek,yuva kurmak
sign up:kaydolmak
move away: uzaklaşmak,kaldırmak
come back:geri gelmek
fly back: Geri dönmek(uçakla)
a little bit:bir nebze
probably:galiba maybe:belki
I guess:sanırım kind:tür,çeşit
sort:tür,çeşit just:yalnızca,sadece
in a way:bir bakıma ignore:önemsememek
friendly:samimi alone:yalnız
socialize:sosyalleşmek,kaynaşmak
ÜNİTE - 8
If(eğer,keşke) / wish (keşke)
“wish” geniş zaman veya gelecek zaman için kullanılırsa, “wish” ten sonra fiilin geçmiş zaman hali(2. Hali) kullanılır.
I wish I had more free time. (Keşke daha fazla boş zamanım olsaydı.)
*** “wish” ve “if” cümlelerinde I(ben) öznesinden sonra “were” kullanılır.
I wish I weren’t so busy with my work. (keşke işimle bu kadar meşgul olmasaydım.)
*He,she öznelerinde “wishes” olarak yazılır.
She wishes she didn’t live so far away.
(Bu kadar uzakta yaşamamayı dilerdi.)
“If” ise geniş zaman veya gelecek için hayali durumlar ve olaylardan bahsederken kullanılırken; şu kalıp kullanılır;
If + fiilin 2. Hali + would(could) + fiil
Örnekler:
If I had more free time, I’d go skiing
(I would)
(daha fazla zamanım olsaydı kayak yapmaya giderdim.)
If I were less busy, I could go away on the weekends.
(Daha az meşgul olsaydım, hafta sonlarında biyerlere giderdim.)
Earn:kazanmak(para)
If I earned more , I could buy a new car.
(Daha fazla kazansaydım, yeni bir araba alabilirdim.)
***What would you do if you broke a friend’s camera?
(Bir arkadaşının kamerasını kırsan ne yapardın?)
I’d apologize for breaking it. (kırdığım için özür dilerdim.)
I’d pay for the repairs. (zararı(tamiri) öderdim.)
I wouldn’t say anything. (hiçbirşey demezdim.)
Would you pay for a new one? (Yeni bir tane alması için öder miydin?)
Yes,ı would./No, I wouldn’t.
That’d be …
That would be good. (İyi olurdu.)
That would be bad. (kötü olurdu.)
Nice/good :iyi
Great / wonderful:harika cool:acayip
Fun:komik interesting:ilginç hard:zor
Awesome:korkunç
That would be fun….(komik olurdu)
Definitely(kesinlikle) / probably (galiba,muhtemelen)
Definitely, probably gibi zarfların olumlu ve olumsuz cümlede kullanımı farklıdır.
Olumlu cümlede, would’dan sonra kullanılır. Olumsuz cümlede ise wouldn’t(would not)’dan önce kullanılır.
Örnekler;
I would definitely study English..(kesinlikle İngilizce çalışmalıydım.)
I definitely wouldn’t watch so much TV (Kesinlikle çok fazla TV izlememeliydim.)
I’d probably work out more at the gym.
I probably would not give up ice cream.
Bilinmesi gereken bazı kelimeler
wish:dilek,dilemek life:hayat
enough:yeterince time:zaman
weekend:hafta sonu get married:evlenmek
rent:kiralamak tiny:minik,küçücük
place:yer stuff:eşya
never:hiçbir zaman holiday:tatil
exciting:heyecanlı choose:seçmek
Egypt:Mısır pyramid:piramit
I wish:keşke so far:şimdiye kadar
family:aile miss:özlemek,kaçırmak
close:kapalı,yakın closer:daha yakın
help:yardım etmek afford:gücü yetmek
live:yaşamak free time:boş vakit
be able to: -ebilmek(yapabilmek)
own:kendi my own car:kendi arabam
commute:hafifletmek,çevirmek
a job closer to home:eve yakın bir iş
three hours:3 saat three hours a day:günde 3 saat
for days a week:haftada 4 gün
degree:derece,lisans,diploma
find:bulmak waste:harcamak,boşa harcamak
pay off:tamamını ödemek
chance:şans exciting:heyecanlı
loan:borç student loan:öğrenci harcı(borcu
another:bir diğer country:ülke
something:bir şey
worry:endişelenmek
worry about …. : ….. için endişelenmek
buy….for… : …. için…. almak(birisi için bir şey satın almak)
borrow:ödünç almak
borrow …… from ……: birisinden bir şey ödünç almak
apologize:özür dilemek
apologize for ….: …. için özür dilemek
pay :ödeme yapmak
pay for…: … için ödeme yapmak
Talk:konuşmak
talk to…. : ….. ile konuşmak
talk about …: …. hakkında konuşmak
say:söylemek,demek
say …. to …. : ….’ya …. söylemek
thank:teşekkür etmek
thank …. for ……: …. için ….’sa teşekkür etmek
share:paylaşmak
share ….. with …..: …. ile ….’yı paylaşmak
ask:istemek,sormak
ask … for…. : …..’dan ……’yı istemek
lend:ödünç vermek
lend to …. : ….ya ödünç vermek
think:düşünmek
think about: …. için(hakkında) düşünmek
remind:hatırlatmak
remind about …. : …..’yı hatırlatmak
forget:unutmak
forget about ….. : ….yı unutmak
accept:kabul etmek grad:mezun (olmak)
congratulations:Tebrikler!
scholarship:burs
engineering:mühendislik
tough:zorlu,zor,çetin
decision:karar
everybody:herkes
boss:patron
graduate:mezun olmak
sweater:süveter(ince kazak)
gift:hediye
city:şehir
wear:giymek,giyinmek
mistake:hata
limber up:yumuşatmak (flexible)
moment: an
daisy:papatya pick daisies:papatya toplamak
ÜNİTE – 9
Soru kelimelerinin cümle içinde kullanımı
Örnekler;
1 – What is the problem?
(Problem ne?)
2 - Do you know what the problem is?
(Problemin ne olduğunu biliyor musun?)
3 – I don’t know what the problem is.
(Problemin ne olduğunu bilmiyorum.)
Yukarıdaki 1 no’lu örnekte what kelimesi soru kelimesi olarak kullanılmıştır ve cümlenin en başındadır. Sonrasında da is, yani bir yardımcı fiil kullanılmıştır.
2 no’lu örnekte de bir soru var, ancak bu soru do you know…? (biliyor musun?) sorusudur. “what the problem is”, ise “problemin ne olduğu” anlamına gelmektedir.
3 no’lu örnekte ise soru yoktur, ancak what kelimesi bulunmaktadır. Aynı relative clauses’larda olduğu gibi burada soru anlamı katılmamış, “problemin ne olduğunu bilmiyorum” anlamında kullanılmıştır. Dikkat edilirse is(yani yardımcı fiil) cümleciğin sonunda kullanılmıştır.
Örnek;
What should we do? (Ne yapmalıyız – ne yapmamız gerekiyor?)
I don’t know what we should do.
(Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorum.)
Örnek;
Why did he come? (O, niçin geldi?)
I know why he came.
(Onun niçin geldiğini biliyorum.)
*** Örneklerde görüldüğü gibi what,when,why gibi kelimelerden sonra cümle sıralaması normaldir,yani yardımcı fiil başa geçmemektedir. Oysa sorularda yardımcı fiil başa, soru kelimelerinin yanına gelmekteydi.
I don’t have any idea when they will come here.
(onların ne zaman buraya gelecekleri hakkında hiçbir fikrim yok)
How to / where to / what to ve ayrılabilen Phrasal verbs
turn on: açmak(elektrikli bir aleti)
turn on the DVD player = turn the DVD player on
(Dvd player’ı aç)
Görüldüğü gibi nesne araya yazılabilir.
Ya da
“Turn it on.” Nesne yerine “it” yazılabilir. Ama “it” sona yazılmaz.
Yani,”turn on it.” olmaz
***Yani nesnenin ismi verildiyse ortaya ya da sona gelir. Ama nesne yerine “it” kullanılırsa sadece ortaya yazılır.
Turn down:kısmak (ses)
Turn up: açmak (ses)
How do you turn up the radio? (radyonun sesini nasıl açıyorsun?)
How do you turn the radio up? (radyonun sesini nasıl açıyorsun?)
Show me: bana göster
how to turn it down. (nasıl kısılacağını)
Show me how to turn it down. (Bana nasıl kısılacağını göster.)
Plug it in: fişe tak.
Do you know where to plug it in?
(fişin nereye takılacağını biliyor musun?)
Could you tell me how to get to the museum? (müzeye nasıl gidileceğini bana söyleyebilir misiniz?)
You know what I mean? (ne demek istediğimi biliyor musun?)
You know what I’m saying? (Ne söylediğimi biliyor musun?)
Bilinmesi gereken kelimeler
check:kontrol etmek
battery:pil,batarya
charged: şarj edilmiş
software: yazılım
call:aramak (tlf)
remember:hatırlamak
wrong:hata,sorun
awful:kötü,berbat
antivirus software: antivirüs programı
run:çalıştırmak,koşmak
delete:silmek (bilgisayarda dosya vs)
temporary:geçici
file: dosya
go online:internete girmek(çevrim içi)
use:kullanmak
put … away: bir kenara bırakmak,ortadan kaldırmak
hook it up: ….’yı bağlamak (bilgisayarı vs.)
look up: …..yı aramak (rehberde,sözlükte)
pick up: toplamak,kaldırmak
put down: (yere vs.) koymak
print out: yazdırmak (yazıcı)
Put on: giymek,yerleştirmek
take off:çıkarmak
take apart:koparmak,ayırmak
throw away: atmak (çöp vs.)
turn down:kısmak(ses)
turn up:açmak(ses)
volume:ses
On the other hand:diğer yandan
work:çalışmak
opinion:fikir
different:farklı
cell phone:cep telefonu
keep in touch: görüşmek,iletişimi koparmamak
waste of time: zaman kaybı
true:gerçek It’s true: doğru
steal:çalmak(hırsızlık)
permission:izin without permission:izinsiz
rob:soymak,çalmak robber:soyguncu
danger:tehlike in danger:tehlikede
cut:kesmek piece:parça
cut in very small pieces:çok küçük parçalara ayırmak(kesmek)
search: araştırmak
search quickly: hızlıca araştırmak(aramak)
figure out: anlamak,çözmek,hesaplamak
watch out for: dikkat etmek
ÜNİTE – 10
Present perfect continuous and present perfect tense
Present perfect cont. tense kalıbı şöyledir:
Özne + have/has been + fiil(-ing)
Bu yapı, geçmişte başlamış ve şu ana kadar devam eden olayları anlatırken kullanılır.
I’ve been going to a pottery class.
(çömlekçilik dersine gidiyordum.)
Present perfect tense kalıbı ise şöyledir:
Özne + have/has + fiilin 3. Hali
Bu yapı da bir olayın sonuçlarını anlatmak ya da kaç kez gerçekleştiğini ifade etmek için kullanılır.
I’ve made eight vases and two bowls.
(8 vazo ve iki kase yaptım.)
They’ve been out three or four times. (4 ya da 5 kez dışarıdaydılar.)
Since / for / in
Since, belirli zamanlar ile kullanılır.
Since July: Temmuzdan beri
Since Monday: Pazartesiden beri
Since 1995: 1995’ten beri
Since I saw you last: seni son gördüğümden beri
For ve in zaman periyotlarında (aralıklarında) kullanılır.
“in”, olumsuz cümlelerde kullanılır.
I haven’t seen Mary in months: (aylardır Mary’i görmedim.)
For three days: 3 günfür
For two years:iki yıldır
For a long time: uzun zamandır
already(çoktan,zaten) / still (hala) / yet(henüz,daha)
“yet” ; olumsuz veya soru cümlelerinde kullanılır. Cümlelerin en sonunda bulunur.
Have you seen the movie yet? (Filmi izledin mi?)
No,I haven’t seen yet. (Hayır henüz izlemedim.)
Yes, I’ve seen it already. (Evet çoktan izledim.)
No, I still haven’t seen. (Hayır hala izlemedim.)
Bilinmesi gereken bazı kelimeler ve yapılar:
in months:aylardır
late:geç work late:geçe kadar çalışmak
in ages : asırlardır(.ok uzun süredir)
believe:inanmak
get serious : ciddileşmek
recently:son zamanlarda
pottery class: çömlekçilik dersi
vase: vazo bowl: kase
make: yapmak
actually: aslında
impressive: etkileyici
have hobbies: hobileri olmak
listen to music:müzik dinlemek
neighborhood:çevre,komşular
member: üye
fall in love: aşık olmak
love story : aşk hikayesi
funny: eğlenceli
set in : meydana gelmek,başlamak
stunt: numara,hüner,gösteri uçusşu
fight scenes: kavga sahneleri
violent: şiddet
monster: canavar
scary: korkutucu
take place : yer almak
suspense: belirsizlik,endişe
alien:yaratık
special: özel
true story: gerçek hikaye
sad ending: hüzünlü biten
tearjerker : acıklı hikaye
hilarious : neşeli,eğlendirici
cartoon character: çizgi karakter
ticket: bilet
movie: sinema,film
theater: tiyatro
All right / OK : Tamam, peki
wild: vahşi
preserve: korumak, konserve
hijack : kaçırmak, gasp etmek
solo: yalnız,tek başına
blend : karışım, karıştırmak
treat : tedavi etmek
Although (rağmen) / Even though (Olsa bile, rağmen)
Even if (bile)
Although the story may seem like it’s for children, adults can really enjoy it, too.
(Hikaye çocuklar için gibi görünmesine rağmen, yetişkinler de gerçekten sevebilir. )
Even though I don’t usually enjoy eating fish, I loved this one.
(Genellikle balık yemeyi sevmeme rağmen, bunu sevdim.)
Even if you don’t know anything about African music, you’ll enjoy this CD.
(Afrika müziği hakkında hiçbirşey bilmesen bile, bu CD’yi seveceksin.)
detective movie: dedektif filmi
documentary : belgesel
fantasy film : fantastik film
gangster movie : gangster filmi
historical drama: tarihi drama
martial – arts movie : dövüş sanatları filmi
teen movie : gençlik filmi
western : kovboy filmi
animated film : animasyon film
thriller : korku
musical : müzikal
romantic comedy : romantik komedi
science – fiction movie : bilim kurgu filmi
ÜNİTE – 11
Tahminde bulunmak
Birisi ya da bir olay hakkında tahminde nulunurken aşağıdaki “modal” kelimeler kullanılır.
must:-meli,-malı, …. olmalı
must be: olmalı
can:-ebilmek
can’t be …. : … olamaz
could be.. : … olabilir
may be …. : ….. olabilir
might be ….: olabilir
Örnekler:
She must be his girlfriend.
(O, kız arkadaşı olmalı.)
She must work pretty hard.
(çok çalışıyor olmalı)
He must not go out much.
(fazla dışarı çıkmıyor olmalı)
She can’t be more than 18.
(O, 18 yaşından fazla olamaz.)
He could be one of her friends.
(O, onun arkadaşlarından biri olmalı
He may be her dad.
(O, babası olabilir)
They might be feeling sad.
(Onlar üzgün hissediyor olabilir.)
She must be graduating today.
(O, bugün mezun oluyor olmalı.)
Sıfatlar (Adjectives) “-ed” ve “-ing” ekleri
-ed ile biten sıfatlar birisi ya da bir şey hakkında kişinin kendinin ne hissettiğini söylerken kullanılır.
Örnekler:
I’m bored with my job. (İşimden sıkıldım.)
I’m interested in astronomy. (Astronomi ile ilgiliyim.)
I get annoyed with my sister. (Kızkardeşime kızgınım.)
-ing ile biten sıfatlar ise birisini ya da bir şeyi tanımlarken kullanılır.
Örnekler:
My job is very boring. (İşim çok sıkıcı.)
I think astronomy is interesting. (astronominin ilginç olduğunu düşünüyorum.)
İstisna;
Scary: korkunç
I think spiders are scary. (Bence örümcekler korkunç.)
I see …. : anlıyorum, anladım.
“ I see ” daha önceden bilmediğiniz birşeyi yeni anladığınızı belirtmek için söylenir.)
Mary: I was ill, so I couldn’t go to the party. (Hastaydım, o yüzden partiye gidemedim.)
Jane: I see.
“you see” ise cümlenin başında kullanılır. Sebebi karşındakine daha önceden bilemeyebileceği bir şeyi açıklamadan önce kullanılır.
Bilinmesi gereken bazı kelime ve deyimler:
graduate: mezun olmak
Are you kidding? : Şaka mı yapıyorsun? (Dalga mı geçiyorsun?)
wear: giymek
cap: kep gown: cüppe
genius : dahi, deha
all the time: sürekli, her zaman
close friend : yakın arkadaş
best friend : en iyi arkadaş
proud : gururlu
smart : zeki,akıllı
leave : ayrılmak
graduation : mezuniyet
college president : üniversite başkanı
bored : sıkkın, canı sıkkın
boring: sıkıcı
interesting : ilginç
fascinated : büyülenmiş
interested in : ilgili
embarrassed: utanmış
embarrassing:utanç verici
annoyed : kızgın
pleased : memnun
frustrating : sinir bozucu
disappointed : hayal kırıklığına uğramış
shocked : sarsılmış,şoka uğramış
scared : korkmuş
surprised: şaşırmış
surprising : şaşırtıcı
excited : heyecanlı
jealous : kıskanç
anxious : endişeli,kaygılı
worried : endişeli
apply: başvurmak audience : izleyici
feel hissetmek slouch:sarkmak(bir yerden)
tired : yorgun credibility: güvenilirlik
practice: pratik yapmak lose:kaybetmek
motivate: motive etmek eligibility: üstünlük
In fact : aslında,doğrusu avenue: cadde,bulvar
band: grup(müzik) national:ulusal
elevator : asansör
blind date: tanımadığı biriyle buluşma
read: okumak respect: saygı göstermek
fun: eğlenceli allow: izin vermek
nervous: sinirli attention: dikkat,ilgi
motivated:motive create:yaratmak
My impression is that …. : Benim izlenimim …..
It seems to me that : bana öyle geliyor ki
I believe that … : inanıyorum ki….
I feel that …: hissediyorum ki…..
I think that … : Düşünüyorum da …..
In my opinion(view): bana göre(bence)
ÜNİTE – 12
Simple Past Passive sentences (Geçmiş zaman edilgen cüm)
Geçmiş zaman pasif cümlelerde yapı şöyledir:
Nesne + was/were + fiil (3.hali)
Aşağıdaki cümle normal(etken) bir geçmiş zaman cümlesidir:
A student found a bag on a bus.
(bir öğrenci otobüste bir çanta buldu.)
Yukarıdaki cümlede işi yapan (bulan) bellidir… bir öğrenci…
Find(bulmak) – found(2. Hali) – found (3.hali)
Ancak aşağıdaki cümle pasif (edilgen) bir cümledir.
A bag was found on a bus. (Otobüste bir çanta bulundu.)
Yukarıdaki cümlede işi yapan belli değil ve cümle nesne ile başlamış.İşte böyle cümleler pasif cümledir. “was” olduğundan dolayı da geçmiş zaman pasif cümledir.
Örnekler:
Two men were seen in the park. (Parkta iki adam görüldü.)
See(görmek) – saw – seen(3. Hali)
The airport was closed. (havaalanı kapanmıştı.)
Close (kapamak) – closed – closed (3. Hali)
*** pasif cümlelerde yapan kişi önemliyse ve söylenecekse başına “by” getirilir.
by:tarafından
Örnekler:
Kill: öldürmek
He was killed by a young woman.
(O, genç bir kadın tarafından öldürüldü.)
rescue: kurtarmak
fireman:itfaiyeci
Three children were rescued by a fireman.
(Üç çocuk, bir itfaiyeci tarafından kurtarıldı.)
Zarflar (….ly) ve pasif cümleler
** Pasif cümlelerde zarflar (…..ly) kullanılırken, yardımcı fiilden(was/were) sonra yazılır.
A man was seriously injured. (Bir adam ciddi şekilde yaralanmıştı.)
The forest was completely destroyed.
(Orman tamamen yok edildi.)
Bilinmesi gereken kelimeler
The thing is…(doğrusu …)
The other thing is ….(Bir diğer şey)
The only thing is… (dahası…)
The best thing is ….(en iyisi)
The funny thing is…(komik olan şey…)
The scary thing…. (korkunç olan şey..)
news : haber
paper :gazete, kağıt
Let’s see : bir bakalım
bag: çanta
bear:ayı
airport: havaalanı
subway : metro
throughout: hertarafında
painting: tablo
Hurricane:kasırga
hit: vurmak, çarpmak
disrupt:dağıtmak,parçalamak
damage:zarar vermek
severe:şiddetli
thunderstorm:sağanak
thunder: gök gürültüsü
lightning:yıldırım,şimşek
rescue:kurtarmak
flash flood:sel
destroy : yıkmak, mahvetmek
catastrophic :felaket
wildfire:büyük yangın(orman)
tornado:kasırga
freeak hailstorm: büyük fırtına
hailstone:dolu tanesi
earthquake: deprem
minor:küçük
80% of the students : Öğrencilerin yüzde 80’i
approximately 20% of us: yaklaşık yüzde 20’miz
The majority of students: Öğrencilerin çoğunluğu
About …. : yaklaşık
about half of the class : sınıfın yaklaşık yarısı
Four of ten students: 10 öğrencinin 4’ü
newspaper:gazete magazine:dergi
local:yerel national:ulusal international:uluslar arası
current events: güncel olaylar
celebrities: ünlüler
sports: spor
business: iş
the weather: hava durumu
science and technology : bilim ve teknoloji
:Arkadaşlar ben nisanda çalışmaya başlarım diye düşünüyodum korkutunuz gözümü.İçimde bi ferahlık var sanki çalışmadan da geçeriz gibi geliyo bana.Ben de bu gidişle bugün başlarım herhalde.Gözdecim çoook teşekürler özetler çok faydalı oluyor.Geçen dönem özetler vesilesiyle vizede aldım 20 yi 75 e çıkarabildim çok sağal canım
Gözdecim canım çok sağ ol hemen cikartip baslamak lazim
gözdecim teşekkürler cnm da sen İngilizce vize 4 özetleri diye de ders notu paylaşmıştın ya 3 hafta önce onun devamımı bu farklımı cnm ,ben de zor dersleri en sona bırakıyoruminş her şey iyi olur...
aman aman sakın nisana bırakma
49 ünite var toplamda yetişmez valla başla arkadaşım hemen çalışmaya
inşallah bu dönemde kurtuluruz şu ingilizceden hep birlikte
rica ederim arkadaşım
bende çıkardım ama daha başlamadım sınavlara yakın başlarım aklımda kalsınlar diye
rica ederim canım
o özet farklı bu farklı
yani konular aynıda özetler farklı
ben bunu çıkardım çalışmak için daha güzel gibi geldi
bu arada stajlarımız nisanın 7sinde başlayacakmış diye duydum arkadaşlar
bir arkadaşımız üniversiteyi arayıp sormuş öyle demişler
valla benden tavsiye
nisanın 7 sine kadar bitirelim üniteleri
bitiremezsek bile azaltalım en azından
çünkü stajda çok sıkışıcaz gibime geliyor
Kızlar bugün rüyamda kpssden 63 puan almisim su çıktı ilkokuluna atamam olmuş gidiyorum oraya 5 ogrencim varmis o kadar garip oldum ki hemen baktim öyle bi okul varmi diye hakkari Şemdinli de varmis ruyaydi ama guzeldi Rabbim bian once bitirp göreve basladigimiz günleri görmeyi nasip etsin heralde bu forumda bizden daha mutlusu olamaz iste o zaman ruyanin etkisinden kurtulup derse dönmem lazim bende 2 dersi bitirdim 3.ye başladım ing.yi en sona biraktim zaten anlamiyorum