1. ÜNİTE


...

Adjectives-Adverbs
(Sıfatlar-Zarflar)


İngilizce’de sıfat ve zarflar aynı anlama gelmesine rağmen farklı görevlerde kullanılırlar ve
genelde yazılışları farklıdır.

Sıfatlar genelde
bir isimden, nesneden önce gelirken, zarflar ise fiilden sonra kullanılır ve
genel olarak cümlenin sonunda kullanılır.

Bazı sıfatlar
hariç,sıfatlar zarf yapılırken sıfatın sonuna “–ly” eki getirilir.


Örnekler:

Sıfat zarf

Patient(sabırlı) patiently

Careful(dikkatli) carefully

Easy(kolay) easily

Automatic automatically

Quiet(sessiz,sakin) quietly

Serious(ciddi) seriously

Slow(yavaş) slowly



-ly eki olmadan
zarf olan bazı sıfatlar



Sıfat zarf

Good(iyi) well

Late(geç) late

Fast(hızlı) fast

Hard(zor,sert) hard



Örnek cümleler;

He’s a careful
driver. (O, dikkatlı bir sürücü.)



Yukarıdaki cümlede
driver(sürücü) kelimesinden önce kullanılan careful(dikkatli) kelimesi
sıfattır. Ancak aşağıdaki örnekte drive(sürmek) fiilinden sonra kullanılan
carefully(dikkatli-ce) zarf görevindedir.



He drives
carefully.(O dikkatli araba sürer.)



Bunun gibi
örnekler;

He doesn’t sing
very well. (O, çok iyi şarkı söylemez.)

He’s not a good
singer.(O, iyi bir şarkıcı değildir.)



DİKKAT: Şart değil
ama genelde, well, carefully gibi zarflar cümlenin sonunda kullanılır.



Örnek:

Jack is a .......
driver. He drives very ........

Boşluklara hangi
kelimeler gelir?

A. slowly/slow

B. slow/slow

C. slow/slowly

D. slowly/slowly

E. fastly/fast


Yukarıdaki soruda
verilen ilk boşluk driver kelimesinden önce ve ikinci boşluk drive fiilinden
sonra ve cümlenin sonunda kullanılmıştır.Dolayısıyla ilk boşluğa slow, ikinciye
ise slowly gelmelidir.YANIT C’dir.



Sıfat ve
Zarflardan önce kullanılan pekiştirme(güçlendirme) kelimeleri(zarflar):



İncredibly:inanılmaz

Extremely:son
derece

Very:çok

Really:gerçekten,kesinlikle

So:çok

Pretty:oldukça

Fairly:epeyce,oldukça

Absolutely:kesinlikle,tamamen



Bu kelimeler bazı
sıfat ve zarflardan önce getirilir,anlamı güçlendirmek için.



She’s incredibly
talented.(O, inanılmaz yetenekli.)

Jane is extremely
generous.(Jane son derece cömerttir.)

We get along
really well.(Biz gerçekten iyi geçiniriz.)



Get
along:geçinmek.



At all:
Olumsuzluğu daha çok vurgulamak için kullanılır, genelde cümlenin sonundadır.

She’s not selfish
at all.(O,hiç bencil değil.)

I don’t like fish
at all.(Ben hiç balık sevmem.)



Completely-totaly
kelimeleri de yüzde yüz anlamına gelir.



He’s completely
honest.(O tamamen dürüst.)

She’s totaly
reliable.(O yüzde yüz güvenilirdir.)



At least:en
azından



Always:her
zaman,daima



Always kelimesi genelde
geniş zaman ile kullanılmasına rağmen, sürekli yapılan olaylarda şimdiki zaman
yapısı(am-is-are ve fiil(-ing) eki) ile kullanılır.



I lose things.(Ben
bir şeyler kaybederim.)

I’m always losing
things.(ben her zaman(sürekli) bir şeyler kaybediyorum.)



Ünitede bilinmesi
gereken bazı kelimeler:



Proper:uygun,yerinde

Appropriate:uygun,özgü

Different:farklı

Correct:doğru,uygun

Safe:güvenli

İmmediate:hemen,acil



Similar:benzer same:aynı different:farklı



Not: Sıfatların
başına gelen “im-,un-,dis-,in-“ sıfatları zıt anlama çevirir.



Honest:dürüst dishonest:dürüst olmayan

Reliable:güvenilir unreliable:güvenilmez

Patient:sabırlı impatient:sabırsız

Organized:düzenli disorganized:düzensiz

Friendly:samimi unfriendly:samimiyetsiz

Considerate:düşünceli,saygılı inconsiderate:düşüncesiz,saygısız

Happy:mutlu unhappy:mutsuz

Pleasant:hoş,sevimli unpleasant:hoş olmayan,çirkin


Bazı sıfatlar
(insanları tanımlayan)

Talented:yetenekli competitive:hırslı,rekabetçi

Sense of
humor:espri anlayışı modest:ılımlı

Generous:cömert wonderful:harika

Creative:yaratıcı arrogant:kibirli,küstah

Outgoing:açık
yürekli,sempatik shy:utangaç

Easygoing:uysal,neşeli laidback:sakin

Practical:pratik,becerikli down-to-earth:gerçekçi

Selfish:bencil sad:üzgün

Skillful:yetenekli competent:yetenekli,yetkili

Healthy:sağlıklı supportive:destekleyici

Support:desteklemek versatile:çok yönlü,becerikli

Demanding:titiz humble:alçakgönüllü

İmpeccable:kusursuz,hatasız accomplished:başarılı


Borrow:ödünç
almak roommate:oda
arkadaşı

Mind:dikkat etmek

Talk about people
behind their backs:insanların arkasından konuşmaka



Like:.... gibi



Lose:kaybetmek sing:şarkı söylemek

Fix:tamir
etmek come:gelmek

Bring:getirmek complain:şikayet,şikayet
etmek

Cancel:iptal
etmek apologize:özür
dilemek

Fall asleep:uykuya
dalmak buy:satın almak

Forget:unutmak remember:hatırlamak

Whistle:ıslık
çalmak,üflemek find:bulmak

Tell jokes:espiri
yapmak daydream:hayal kurmak

Break:kırmak


I was born and
raised in ........: .......’de doğdum ve büyüdüm.

At the age of 16:
16 yaşındayken

I can be ......:
....... olabilirim.

I started playing
......: ......... çalmaya(oynamaya) başladım.



I started playing
football at the age of seven:7 yaşında futbol oynamaya başladım.


ÜNİTE-2

PRESENT PERFECT TENSE


Bu zaman yapısında yardımcı fiil olarak “have/has” kullanılır.



I,you,we,they ve
çoğul öznelerde: have

He,she.it ve tekil
öznelerde: has kullanılır.



Örnekler:

I have been to
Europe. (Avrupa’daydım.)

Be-was/were-been



You have done a
lot of things. (Çok şey yapmışsın.)

Do(yapmak)-did-done



They have
travelled in Asia. (Onlar Asya’da seyahat ettiler.)

Travel(seyahat)-travelled-travelled



He has surfed in
Hawaii. (O Havaii’de sörf yaptı.)

Surf-surfed-surfed



I haven’t been to
Paris.(Paris’te bulunmadım.)



We haven’t saved
enough Money. (Yeterince para biriktirmedik.)

Save(saklamak,biriktirmek,kurtarmak)-saved-saved



She hasn’t tried
surfing before.(O, daha önce sörf yapmayı denemedi.)



Not: İnsanlar
yaptıkları seyahatten gittikleri yerlerden bahsederken “been” yada “gone”
fiilerini kullanırlar.

Eğer gidilip
dönüldüyse “been” fiili kullanılır.



I have been to
Paris. (Paris’e gittim.) I’m in İstanbul now. (Şu an İstanbuldayım)



Mary has gone to
Paris.(Mary Paris’e gitti.) She’s in Paris now.(O, şimdi Paris’te.)



Not:Eğer gidilen
zaman belirtilirse bu kez, go(gitmek) fiilinin 2. hali “went” kullanılır.

Go-went-gone



I went to Paris
last summer.(Geçen yaz Paris’e gittim.)



Once(birkez),
Twice(iki kez), three times (3 kez), four times(4 kez),

Many times(birçok
kez)



We have gone to
Ankara many times.(Birçok kez Ankara’ya gittim.)



I’ve seen the
movie “Titanic” twice.(Titanik filmini iki kez izledim.)



Soru-cevap
cümleleri

İpucu: Present
Perfect ile sorukan sorulara yanıt verirken aynı kalıp kullanılmalıdır.
Dolayısıyla “have” ile sorulursa “have”, “has” ile sorulursa “has” ile cevap
verilmelidir. Tüm cümlelerde fiilin 3. hali kullanılır.



Have you ever gone
to Paris? (Hiç Paris’e gittin mi?)

Yes, I have./No, I
haven’t.I have never gone to Paris.



Not: Eğer belli
zamanlardan ve olaylardan bahsedilirse Simple Past Tense kullanılır.



Did you have a
good time?(İyi vakit geçirdiniz mi?)

Yes,I did./No,I
didn’t.



Did they come here
last year?(Onlar, geçen yıl buraya geldi mi?)

Yes,they
did./No,they didn’t.



Not: “Have you
ever ........?” ile başlayan sorular bir eylemin hiç yapılıp yapılmadığını
sorar.

“I’ve never
......... .” ile başlayan cümleler bir eylemin hiç yapılmadığını anlatır.



BAZI DÜZENSİZ
FİİLLER VE GEÇMİŞ ZAMAN HALLERİ

Fiil 2. hali
3. hali

Be(olmak) was/were been

Do(yapmak) did done

Go(gitmek) went gone

Have(sahip olmak) had had

See(görmek) saw seen

Win(kazanmak) won won

Get(almak) got gotten

Speak(konuşmak) spoke spoken

Take(akmak,götürmek) took taken

Find(bulmak) found found

Fall(düşmek) fell fallen

Read(okumak) wrote written

Drink(içmek) drank drunk

Drive(sürmek) drove driven

Give(vermek) gave given

Sing(şarkı
söylemek) sang sung

Eat(yemek) ate eaten

Break(kırmak) broke broken

Choose(seçmek) chose chosen

Forget(unutmak) forgot forgotten

Hear(duymak) heard heard

Keep(tutmak) kept kept

Leave(ayrılmak) left left

Make(yapmak) made made

Meet(buluşmak) met met

Say(söylemek) said said

Sell(satmak) sold sold

Buy(satın almak) bought bought

Sit(oturmak) sat sat

Tell(anlatmak) told told

Catch(yakalamak) caught caught

Teach(öğretmek) taught taught

Think(düşünmek) thought thought

Become(olmak) became become

Come(gelmek) came come

Run(koşmak) ran run

Put(koymak) put put

Hurt(yaralanmak) hurt hurt

Cut(kesmek) cut cut



Düzenli fiillerin
ise, 2. ve 3. hali her zaman “-ed” eki alır.

Bazı Düzenli
Fiiller



Fiil 2.hali 3.hali

Watch(izlemek) watched watched

Play(oynamak,çalmak) played played

Try(denemek,çabalamak) tried tried

Use(kullanmak) used used

Clean(temizlemek) cleaned cleaned

Travel(seyahat
etmek) traveled traveled

Want(istemek) wanted wanted

Save(saklamak,kurtarmak) saved saved



Do you?/Have you?
gibi sorular şaşırdığını vurgulamak için söylenir.Söylenen cümle ile aynı
zaman(tense) yardımcı fiili kullanılmalıdır.



A: I love Jim
Carry. (Jim Carry’yi seviyorum.)

B: Do you? Me
too.(Ben de)



A: I have been to
London. (Londra’da bulundum.)

B: Have you? I’ve
never been to there. (Ben hiç oraya gitmedim.)



Ünitede geçen bazı
kelimeler:

Before: önce,daha
önce

Always: her zaman



Contest: yarışma

Trip: seyahat

Family: aile

Ski: kayak yapmak

Vacation: tatil

Appointment:
randevu

Scuba diving:
dalış yapmak

Competition:
rekabet,yarışma

Grade: not(ders
başarısı)

Famous: ünlü

Valuable:değerli

İmportant: önemli

Giant: dev gibi

Wander:
gezmek,dolaşmak

Reason: sebep





Fortunately(iyi
ki) / Unfortunately(maalesef) / Amazingly(inanılmaz şekilde)



Yukarıdaki gibi
zarflar, bir şey hakkındaki hislerinizi veya tutumunuzu göstermek için (vurgu
yapmak için) kullanılır.

Genelde cümlenin
en başında veya sonunda kullanılır.

Örnek:

Fortunately, there
were some great guides.(İyi ki, birkaç iyi rehber vardı.)



I didn’t see any
one, unfortunately. (Maalesef hiç kimseyi görmedim.)









ÜNİTE 3



SUPERLATİVES (EN
.... )



Bir toplulukta
herhangi bir nesnenin ya da kişinin bir özelliğinin en üstün olduğunu söylemek
için kullanılır. Yani Türkçedeki “en ...” ile aynı şeyi ifade eder.



Kısa sıfatlar için
sonuna “-est” , uzun sıfatlar için başına “most” getirilir. Mutlaka başa “the”
getirilir.



Tall(uzun)-the
tallest(en uzun)

Rich(zengin)-the
richest(en zengin)



Expensive(pahalı)-the
most expensive(en pahalı)

İnteresting(ilginç)-the
most interesting(en ilginç)



İSTİSNALAR

Good(iyi)-the
best(en iyi)

Bad(kötü)-the
worst(en kötü)

Fun(eğlenceli)-the
most fun(en eğlenceli)



Örnekler

What is the most
expensive restaurant in İstanbul?

(İstanbul’daki en
pahalı restoran ne?)



Where is the
biggest stadium?

(En büyük stadyum
nerede?)



What’s the best
sports team?

(En iyi spor
takımı ne?)



*Nesne
isimlerinden önce most gelirse “en çok” anlamına gelir.



Which country has
the most tourism?

(En çok turizme
hangi ülke sahip?)



Süperlatives and
Present Perfect Tense



Örnekler

What’s the most
interesting place you’ve seen?

(Gördüğün en
ilginç yer ne?) place:yer

See(görmek)-saw-seen



She’s the most
beautiful girl I’ve ever met.

(O şimdiye kadar
tanıştığım en güzel kız)

Meet(tanışmak,buluşmak)



How + sıfat...?



How soru
kelimesinin yanına high,long,wide gibi sıfatlar getirildiğinde, bir nesnenin o
sıfatla ilgili ölçüsü sorulmuş olur.



High:yüksek long:uzun wide:geniş

Deep:derin large:geniş hot:sıcak



How high ....? yüksekliği
ne kadar?

How deep ....?
derinliği ne kadar?

How long ....?
uzunluğu ne kadar?



Örnekler

How high is Mount
Everest?

(Everes Dağının
yüksekliği? )

It’s 8850 meters high. (29035 feet high)



How long is the
Nile river?

It’s 6695 kilometers
long.



İpucu: soruda
hangi sıfat varsa cevap ta onunla bitiyor.



Bilinmesi gereken
kelimeler

City:şehir building:bina

Bridge:köprü world:dünya

(shopping)mall:alışveriş
merkezi store:dükkan

İncluding:içeren,kapsayan employ:çalıştırmak,iş vermek

Worker:işçi seat:koltuk

Country:ülke airport:hava
alanı

Train station:tren
istasyonu fling:uçuş

Monument:anıt large:geniş,büyük

Fast:hızlı neighborhood:semt,çevre

Mountain:dağ ocean:okyanus

River:nehir rain
forest:yağmur ormanı

Desert:çöl island:ada

Tree:ağaç range:menzil,alan

Lake:göl archipelago:takımadalar

Place:yer awesome:korkunç,dehşet
verici

Everywhere:heryer wildlife:yabanhayatı

Passenger:yolcu subway:metro

Visitor:ziyaretçi located:yer alan

According to
.....: ...’ya göre poisonous:zehirli

Snake:yılan the best
known:en iyi bilinen

Historic:tarihi beach:sahil

Valley:vadi