Anne-babaların kolaylıkla yapabileceği 8 süper şey!
1. Doğdukları günden itibaren çocuklarınızla bol bol konuşun.
2. Onlara sarılın, kucaklayın ve ihtiyaçlarına yanıt verin.
3. Çocuklarınız sizinle konuştuğunda onları dikkatle dinleyin.
4. Çocuğunuza her gün kitap okuyun. Onunla bol bol oynayın ve şarkılar söyleyin.
5. "Hayır" ve "yapma" dediğiniz kadar "Evet", "Haklısın ve "seni seviyorum" deyin.
6. Nerede olurlarsa olsunlar, güvenli, düzenli ve tahmin edilebilir bir ortam sunun.
7. Davranışlarına sınırlar koyun ve sertlikle değil, sakin ve yumuşak bir şekilde disipline edin.
8.Ne yapmaması gerektiğini değil ne yapması gerektiğini söyleyin.
çııÖÖçşANNE-BABANIN BAĞIRMASI ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER?
Pek çok anne-baba çocuklarına bağırmanın onlara zarar verip vermeyeceğini merak eder. Bu aileden aileye, çocuktan çocuğa ve söylenen sözlere göre değişir.
Ancak genel olarak bağırma çocuğun kendisiyle ilgili duygularına zarar veriyorsa veya oynama ya da öğrenmeyi beceremediği konusunda kaygı ya da endişe duymasına neden oluyorsa son derece zararlı olabilir.
Dolayısıyla, çocuğunuza ne sıklıkla bağırdığınız, ne söylediğiniz ve çocuğunuzun yaşamında olan diğer şeyler hakkında düşünmeniz çok önemlidir.
ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI
Çocuklar:
Sevilmeye
Kendilerini güvende hissetmeye
Değerli olduklarını hissetmeye
Sınırların koyulması ve öğretilmesine
Bazı konularda başarılı olabileceklerini hissetmeye
Katkıda bulunabileceklerini ve yardımcı olabileceklerini hissetmeye
Yeni şeyleri keşfetme ve deneme fırsatlarına sahip olmaya ihtiyaç duyarlar.
Bu ihtiyaçlarından herhangi birini tehdit edecek ve tehlikeye düşürecek şekilde konuşmak duygusal gelişimlerine zarar verebilir.
AİLE ORTAMI
Bazı aileler yüksek sesle konuşurlar. Yüksek sesle konuşmak ailenin genel tarzıdır ve bu ortamda yetişen çocuklar da gürültüye alışık olurlar ve bundan zarar görme olasılıkları düşüktür (bağırma aşağılayıcı veya korkutucu olmadığı sürece).
Ancak bu çocuklar yumuşak ve alçak sesle verilen talimatları yerine getirmeyi öğrenmedikleri için okul yaşamında zorlanabilirler.
Anne-baba kızdıkları zaman birbirlerine bağırırlarsa, çocuk anne ve babanın öfkesini hisseder ve bu onu korkutabilir. Özellikle öfkeli anne-babadan biri çocuğu terk eder veya çocuğa kızarsa, çocuk, bakımı konusunda muhtaç olduğu kişilerin yanında artık kendini güvende hissetmeyebilir.
Anne ya da babanın çocuğun önünde diğerini sık sık eleştirmesi çocuğun güvenlik duygusunu ve kendine güven duygusunu zedeler, çünkü çocuk için diğer ebeveyn de onların bir parçasıdır.
Aile sürekli bağırıyor ve “üstünlüğü” ele geçirmek için sürekli konuşuyorsa, çocuklar iyi bir dinleyci olmayı ve başkalarına konuşma şansı vermeyi öğrenemeyebilirler.
ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ
Her çocuğun gürültü ve bağırma ile baş etme kabiliyeti birbirinden farklıdır.
Bazı çocuklar çok farkında değilmiş gibi gözükürken, bazıları da yüksek ses duyduklarında gerçekten ürker ve altüst olurlar.
Bebekler ve küçük çocukların çoğu bağırılmasından ve özellikle de bağıran, kalın erkek seslerinden korkarlar.
Çocuğun tepkilerinin gözlenmesi ve çocuğu korkutan ya da kendini güvenlik içinde hissetmesine engel olan davranışlara son vermek gereklidir.
NE SÖYLEDİĞİNİZ
Bağrışmalara eşlik eden gürültü ve öfkeli duygular arasında bazen çocukları en fazla etkileyen söylenen şeylerdir.
Çocuğun öz saygısını herhangi bir şekilde düzenli olarak zedeleyen her şey çocuğa zarar verir.
Bazen anne-babalar özellikle de baskı altındayken gerginliklerini ifade edecek bir şeyler söylemek ihtiyacı duyarlar.
Söylediğiniz şeyin çocuğa zarar vermemesi için, duygularınızı açığa vurmak için ne söyleyeceğinizi önceden düşünmeniz yararlı olabilir. Örneğin “bugün çok kötü bir gün geçirdim ve biraz mola vermem lazım” demek çocuğa “seni küçük ..... sürekli günümü mahvediyorsun” demekten çok daha az zarar verir.
Çocuklar ve özellikle de küçük çocuklar kendilerini anne-babalarının kendileri hakkındaki görüşlerine göre yargılarlar, dolayısıyla çocuğun kişiliğini eleştiren veya başkaları ile olumsuz biçimde kıyaslayan sözler çocuğa zarar verecektir.
Çocuğun güvenlik duygusunu tehdit eden sözler de zararlıdır.
ÇOCUKLARA SÖYLENEN VE ZARAR VERİCİ BAZI SÖZLER
Tehditler – “Bir daha bunu yaparsan seni terk ederim...”
Çocuk olmasaydı yaşamın daha iyi olacağını belirten sözler – “Çocukların masrafları olmasaydı arabayı değiştirebilirdik...”, “Artık sana tahammül edemiyorum...”
Kıyaslama – “Neden kız kardeşin gibi derli toplu olamıyorsun?..”
Etiketleme –“Sen... dağınıksın, tembelsin, aptalsın, yaramazsın, baş belasısın, beceriksizsin, şişmansın, utangaçsın, umutsuz vakasın...”
Suçlama – “Beni hasta ediyorsun, yoruyorsun, üzüyorsun...”, “Başımı ağrıttın, midemi ağrıttın..”
Aşağılama – “Bırak ben yapayım, sen çok ağırsın...”
Cesaretini kırma – “Neden her zaman bunu yanlış yapıyorsun?”.
İLK ANDA NE YAPMALISINIZ?
Bağırmak çocuk çizgiyi aşmadan önce yeterince sınır koyamamak ve artık bunu yapmak için çok geç olması ve durumun kontrolden çıkmasından kaynaklanabilir.
Olan biteni bu çizgiye ulaşmadan önce durdurmanız gerektiğini anlamanız önemli.
Bunun olmaya başladığını fark ettiğiniz anda siz de, çocuk da ne yapıyor olursanız olun, bunu hemen bırakmanız ve ortamı değiştirecek bir şey yapmanız lazım.
Örneğin:
Herkesin oturması ve bir şey içmesi.
Bir video izlemek.
Sevdiği bir öyküyü okumak ya da kasetten dinlemek.
Sevdiği, çok heyecan verici olmayan bir oyun oynamak.
Dışarı çıkıp, biraz yürüyüş yapmak.
ANNE-BABALARIN YAPABİLECEĞİ DİĞER ŞEYLER
Arada sırada söylediğiniz zarar verici sözleri telafi etmek için, çocuklarınıza onları sevdiğinizi ve onlarla gurur duyduğunuzu sık sık gösterin.
Çocuklara hata yapmanın öğrenmek için önemli olduğunu anlatın.
Çocukların denemesine izin verin.
Yardımının sizin için değerli olduğunu anlamasını sağlayın.
Doğal olarak yüksek sesle konuşan ve bağıran biriyseniz, çocuklarınıza bunun sizin konuşma tarzınız olduğunu ve onlara kızgın olmadığınızı anlatın.
Eşinize kızdıysanız, bunu çocuklarınızdan uzak bir yerde çözümlemeye gayret edin.
Çocuklara kızdıysanız bunu onlara söylemeden önce birkaç dakika ya da sakince söyleyebilmek için ihtiyaç duyduğunuz süre boyunca bekleyin, bir bardak çay için, biraz müzik dinleyin ya da yürüyüşe çıkın, sizi ne sakinleştiriyorsa onu yapın.
Bağırırsanız, çocuklara zarar verecek veya onları sindirip, korkutacak sözler söylemeyin.
Siz sık sık bağırıyorsanız, çocuklarınız da bağıracaktır. Bunu sizinle alay etmek için değil, sizi örnek aldıkları için yaparlar.
Suçlamak veya tehdit etmek yerine olmasını istediğiniz şeyi söyleyin. Örneğin “oyuncaklarını toplamama yardım etmeni istiyorum”.
Kendinizi dinleyin –ne dediğinizi ve nasıl söylediğinizi-.
Arada sırada yaptığınız şeylerin değil, çoğunlukla yaptığınız şeylerin çocuklara zarar verdiğini unutmayın. Çocuğunuzla ilişkiniz çoğunlukla iyiyse, önemli ve belirleyici olan bu olacaktır.
DAĞINIK ÇOCUK
çııÖÖçş
Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış.
-“Sen neden hala buradasın. Bu saatte okulda olman gerekmiyor mu?” diye sormuş ceket ders kitabına. Ders kitabı:
-“Evet, ama dağınık çocuk okula giderken beni aradı, bulamadı. Sonunda beni almadan gitti” dedi. Çorap:
-“Ben tam üç gündür burada yatağın altında sıkışıp kaldım. Kimse beni görmüyor.” Dedi. Tişört:
-“Ben tertemiz bir tişörttüm. Beni dolaptan çıkarttı sonra yere attı. Üstelik dağınık çocuk odada yürürken üstüme basıyor. Hem kirlendim, hem de buruştum.”
-“Bir fikrim var” demiş pantolon. “Dağınık çocuk benim cebimde otobüs bileti unutmuş. Hep birlikte otobüse binip gidelim.”
-“Evet” diye bağırmışlar. Hep birlikte yola çıkmışlar. Otobüs onları yemyeşil kırlara götürmüş.
-“Ne kadar güzel bir yer burası? İyi ki yatak altlarında dolap kenarlarında beklemek yerine buradayız.”
Saklambaç oynamışlar, yerlerde yuvarlanmışlar. Tozlanıp çamurlandıklarına hiç aldırmıyorlarmış. Tekrar otobüse binip eve dönmüşler. Bütün eşyalar daha önce atılmış oldukları yerlere aynen uzanıp yorgunluktan uyuya kalmışlar.
Çocuk okuldan dönüp eşyalarının halini görünce:
-“Aman Allahım! Yerlerde bıraktım diye ne hale gelmişler.” Demiş.
O günden sonra eşyalarını hep yerli yerinde tutmuş.