Boşanma Çocuklara Nasıl Anlatılmalı ?

Boşanma oranının gittikçe arttığı günümüz toplumlarında, anne ve babanın bireysel olarak yaşadıkları güçlüklerin yanı sıra, asıl sorun, sahip olunan çocuk ya da çocukların yaşanılan durumla ilgili olarak nasıl bir ruhsal durumda olduklarıdır.

Hemen hemen bütün boşanmalarda, kadın da erkek de duygusal bir çöküntü yaşarlar. Boşanmaya karar verene kadar uzanan süreçte çoğu kez kadın ve erkek birbirlerini karşılıklı olarak incitirler. Bu süreçte, her iki taraf da birbirlerini istenilmeyen taraf olarak algılarlar. Bu nedenle, kadın için de, erkek için de, boşanma olayı kişisel özgüvene ve saygıya indirilmiş bir darbedir. Evlilik, ne kadar kötü olursa olsun, boşanma gerçekleştikten sonra yaşanan boşluk üstesinden gelinmesi gereken önemli bir sorundur. Bunların yanı sıra, ortada bir de çocuklar varsa, bu kez, çocuk ya da çocukları kapsayan yeni bir düzen kurma zorunluluğu acil olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu zor süreçde ilk adım, çocuklara boşanmayı anlatmaktır. Çocuklara, boşanmaktan söz ederken dikkat edilecek en önemli nokta, onlara doğruyu söylemek olmalıdır. Çocuklar gerçeği düşündüğümüzden, daha güçlü karşılarlar. Eğer, bu konuda yalan söylenildiğini sezerlerse, hem olayı daha sağlıksız yaşarlar hem de anne ve babalarına olan güven duyguları zedelenir. Boşanmaya yol açan gelişmeleri ve yaşanılan tatsız olayları anlatmanın hiçbir yararı yoktur. Anne ve baba birlikte şöyle bir açıklama yapabilirler: "Biz evlendiğimiz zaman birlikte çok mutluyduk. Ancak, şimdi sizin de farkında olduğunuz gibi mutlu değiliz. Bundan sonra, birlikte yaşamamanın daha iyi olacağına karar verdik. Bu yüzden boşanıyoruz. Boşanmamızın nedeni siz değilsiniz. Biz, artık karı ve koca olmayacağız. Ancak, biz evli olmasak da, değişmeyecek olan şey babanız her zaman sizin babanız olacak ve sizi sevmeye devam edecek. Yine anneniz de her zaman anneniz olarak kalacak ve hep sizi sevecek. Buna emin olabilirsiniz."

Boşanma olayının böyle açıklanması en doğru biçimdir. Ancak, eşlerin bir araya gelmesini engelleyecek şiddette olaylar yaşanıyorsa, o zaman bu konuşma anne ve baba tarafından ayrı ayrı yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, eşlerin birbirleri ile ilgili olumsuz duygularını çocuklara aktarmamalarıdır.

Boşanma olayının, çocuklara anlatılması için en doğru zaman eşlerden birinin evden ayrılmasının gerçekleşeceği günden en az bir hafta önce olmalıdır. Çünkü, çocukların haberi duyduktan sonra kafalarını kurcalayan pek çok soruları ve dolayısıyla endişeleri olacaktır. Eğer, boşanma haberi eşlerden birinin tam evden ayrılacağı gün verilirse, çocukların duygularını açıklamak ve sorularına cevap bulmak için zamanları olmayacaktır. Bu nedenle, mümkün olduğu ölçüde normal bir aile düzeni içinde sürdürülecek bir hafta boyunca, çocuklar anne ve babalarına soru sorma fırsatı bulacaklardır. Çocukların çoğunda, bir geçerliliği olmasa da boşanmaya kendisinin neden olduğu duygusu hakimdir. Çocuk, bu yüzden bir suçluluk duyar. Anne ve baba anlaşamadıkları için boşanmaya karar verdiklerini özellikle vurgulamalıdırlar. Çocuklar, bazen buna inanmayabilirler. Sabırlı olup, boşanma olayını abartmadan bir kaç kez anlatmak gerekebilir.

Eşlerden biri evden ayrıldığında, çocuk terk edilmişlik duygusu yaşayabilir. Bu duyguları ortadan kaldırabilmek ya da en aza indirebilmek için ayrılan eşin, anne ya da babanın, sevgisinin devam edeceğini göstermesi gerekir. Örneğin, telefon etmek çok yararlı bir yoldur. Başlangıçta çocuk çok konuşkan davranmayabilir. Bu davranışı çok doğaldır. Ancak, anne ya da babanın kararlılıkla aramaya devam etmesi sonucunda çocuk sevildiğine inanacaktır. Çocukla ilişkiyi sürdürmenin bir başka yolu da ona kartpostallar ve kısa mektuplar göndermektir. Ayrılan eşin, ulaşılabilir olması yani çocuğun istediğinde onu nerede bulacağını bilmesi de çok önemlidir.

Bütün bu önlemlerin yanı sıra, çocuğa sevildiğini ve bağlılığın sürdüğünü göstermenin en iyi yolu, özellikle boşanmayı izleyen ilk günlerde çocuğu görmektir.

Sevginizin gücü, aranızda kilometreler bile olsa çocuklarınıza her zaman sizi yanı başlarında hissetmelerini sağlayan en önemli etkendir.



Psikolog
İlknur Kurt

alıntı