Boşanma tatsız bir durumdur. Hem ayrılanlar için, hem çocuklar için, hem de ailelerin diğer üyeleri için...
Ama, ayrılanlar açısından, çıkışı olmayan bir durumdan ziyade, tıkanmış bir ilişkiler yumağından çıkış olarak de görülebilir. Her iki tarafın de görüş birliğinde olmadığı boşanmaların çoğunlukta olduğunu biliyoruz, ama itiraz edenler için bile, o anda fark edilmese bile, boşanma aslında bir çıkış yolu olabilir.
Her durumda, çocukların hayatında ortaya çıkmış bu dönüm noktasının ve dönüm noktasının ardından gelen yeni hayatın onları geliştirici olması nasıl sağlanabilir?
Her aile kendine özgüdür. Herkesin durumu farklıdır, kendine özgüdür. Hiçbir boşanma hiçbir zaman birbirine benzemez; çünkü iki aile asla benzer değildir. Bilin ki, çoğu anne-babalarının boşanmasına alışabilir ve alışacaktır. Çocuklar çoğunlukla şaşılacak derecede güçlüdürler. Bazen anne ile baba arasında boşanmadan sonra daha yakın ilişkiler kurulabilir. Zamanla çocukların çoğu boşanmanın getirdiği değişimi kabullenmeyi öğrenecektir. Anne-babanın birbirleriyle iyi iletişim içinde olmaları ve çocuklarına karşı değişmeyen bir sıcaklık ve sevgi hissetmeleri bunu çok daha kolaylaştıracaktır.
Hayat devam eder. Boşanmadan sonra, hayat herkes için devam edecek. Üstelik, boşanan eşler artık karı-koca olmasalar bile, “akraba” olarak kalacaklar. Aradaki kan bağı, okula başlangıçlarda, mezuniyetlerde, sünnetlerde, düğünlerde, acılarda, hayatın diğer beklenen ve beklenmeyen dönüm noktalarında karşılaşmayı zorunlu kılacak. Boşanmanın iyisi-kötüsü olmaz; ama, düzgün bir şekilde, çocuklarımızı örselemeden, nasıl boşanılır;asıl soru budur.