Doğum yapan her on kadından biri depresyon geçiriyor. Üstelik doğum sonrası depresyon çok ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Öyle ki bu ruhsal sorunlar tedavi edilmediklerinde anneleri intihara kadar sürükleyebiliyor.
Bir bebek doğar doğmaz hemen iki soru soruluyor: Birincisi "Sağlığı nasıl ?", ikincisi ise "Annenin sağlığı nasıl ?". Bu soru ile merak edilen sadece annenin fiziksel sağlığı.. İşte bu sebeple "iyi" dendiği an "Doğum Olayı" herkes için bitiyor. Oysa anne için doğumun sadece fiziksel aşaması sona eriyor ve belki de mutluluk kadar psikiyatrik bozukluklara da dönüşebilecek bir dönem başlıyor. Doğum sonrası "annelik hüznü" olarak da tanımlanan bazı duygusal değişimler yaşamak son derece normal ve neredeyse her annede görülüyor. Doğum sonrası depresyon ise doğumdan sonraki birkaç ay içinde oluşan ciddi bir depresyon türü. Acıbadem Hastanesi Psikiyatri Konsültanı Doç. Dr. Ece Orhon "Tedavi edilmediği takdirde kronikleşip seyri bir yıla kadar uzayabilen bir hastalık" olarak tanımladığı doğum sonrası depresyonla ilgili şunları söylüyor: "Gebelik süresince iki dişilik hormonu, estrogen ve progesteron miktarında çok yükselme olur. Bu nedenle çoğu kadın gebeliğin 2'ci ve 3'cü trimesterinde mutludur, kendini iyi hisseder. Doğumdan sonraki ilk 24 saatten itibaren bu hormonlar cok kısa zamanda gebelik öncesi seviyeye kadar düşerler. Her adet öncesi çoğu kadının hissettiği gerginlik, tedirginlik,üzüntü ve karamsarlığın bu iki hormon seviyesindeki çok küçük mikdardaki değişime bağlı olduğu bilinmektedir Bu açıdan bakıldığında doğum sonrasında çok kısa zamanda çok yüksek mikdarda düşen hormonların yarattığı dengesizliğin depresif hastalığa yol açabileceği kuramı akla yakın gelmektedir." Hızlı hormonal değişimin yanısıra doğum yorgunluğu, kan basıncında düşme, ****bolik bozukluklar, beslenememe, uykusuzluk genel direnci kırmakta ve ruhsal yatkınlığı olan kadınlarda yalnız bırakılma, destek görememe gibi sosyal etkenlerin de katkısı ile hastalığın oluşabildiğini vurguluyor Doç. Dr. Ece Orhon.
Depresyon Belirtileri
Doğum sonrası depresyon geçiren anne kendini çok yalnız, yetersiz hissediyor, bebeğine bakamayacağına inanıyor giderek yoğunlaşan bu durum derin suçlanma duygusuna, nadir de olsa intihara dahi yol açabiliyor. Doç. Dr. Orhon depresyon belirtilerini şöyle sıralıyor: "Doğum ertesi depresyon belirtileri sinsi ve yavaş gelişir. Üzüntü, gerginlik, mutsuzluk, ağlama ve özellikle uykusuzluk öncü belirtilerdir. Hasta giderek her zaman yaptığı işleri yapamaz, sağlığı için çok endişelendiği bebeği ile ilgilenemez, bakımını yapamaz olur. Belirli bir sebep olmasa da hep kaygılıdır. Hastalık ilerledikçe değersizlik, umutsuzluk, suçlanma ve derin acı duyguları yerleşir. Tüm depresyonların ortak belirtisi olan suçlanma duygusu postpartum depresyonda çok daha derindir. Çünkü suçlanmanın odağı yeni doğurmuş olduğu kendi bebeğidir".
Destek, Tedavide Önemli!
Vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulduğunda doğum sonrası depresyon kısa bir süre içinde tedavi edilebiliyor. Ancak geciken hastalarda tedavi süresi uzuyor. Doç. Dr. Orhon doğum sonrası depresyonun tedavisini şöyle açıklıyor: "Postpartum depresyon tedavisinde göz önünde tutulması gereken bazı prensipler vardır: İlki organik sebebin ekarte edilmesi, varsa tedavi edilmesidir. İkincisi belirtilerin erken fark edilmesi ve enerjik bir tedaviye hemen başlanmasıdır. Aksi halde hastalık kronikleşir veya tedaviye dirençli olur. Üçüncüsü postpartum hastalığın tabiatının değişkenliğidir. Tedavi de buna uygun olarak düzenlenmelidir. Çoğu antidepresanların etkisi iki, üç hafta sonra başlar. İlacın anne sütü ile bebeğe geçmesi ayrı bir problemdir. Kısa sürede etkili ve bebeğe sütle az geçen antidepresanların kullanılması gerekmektedir." Aslında tüm bunlara ilaveten en önemli olan şeyin anneye yakın çevresınden verilen destek olduğunu söylüyor Doç. Dr. Orhon. Yani kendisinin ve eşinin ailesi, akraba ve yakın arkadaşları kişiye anneliği öğretmeli, yeni sorumluluğuna geçişini ve anne kimliğini benimsemesini kolaylaştırmalı.
Depresyondan korunmak için…
- Bebek bekleyen anne adayı olarak annelikle birlikte değişecek olan sosyal ve yaşamsal koşulları düzenleyin.
- Anneniz, diğer anneler, annelik yapmış yakınlarınız ve arkadaşlarınızla bebekler ve anneler hakkında bol bol konuşun, mümkünse bu alanda yazılmış kitaplar okuyun.
- Doğum ertesi bebekle geçirilecek zamanı artırmak için çalışma programınızı yeniden organize edin.
- Destek alabileceğiniz eş, ebeveyn, akraba ve arkadaşlara bu ihtiyacınızı içtenlikle belirtin.
- Daha önceden geçirilmiş bir depresyon söz konusu ise veya hafif de olsa karamsarlık, hüzün, endişe gibi duygulara sahipseniz doktorunuz ile bu durumu paylaşın.
Doç. Dr. Ece Orhon