Kizamik
Kizamik, yalnizca insanlarda görülen, salginlar yapan önemli bir hastaliktir. Dünyada her yil 1,5 milyon çocugun kizamiktan öldügü tahmin edilmektedir. Hastalik, solunum yoluyla yayilir, son derece bulasicidir. Hasta çocuklar kizamik virusunu, döküntülerin ortaya çikmasindan 4 gün öncesiyle 5 gün sonrasi arasinda çevrelerine yayarlar. Kuluçka devresi 10 -12 gün kadardir.
Kizamik, 2 - 5 yilda bir 3 - 4 ay süren salginlara yol açar. Ilk belirtiler halsizlik, huzursuzluk ve atestir. Daha sonra gözlerde kizariklik, öksürük, burun akintisi ve nadiren eklem agrilari ortaya çikar. Üç dört gün içinde ciltte kirmizi renkli döküntüler belirir. Alindan baslayan döküntüler 3 günde ayaklara ulasir. Ates bes gün içinde düser. Devam etmesi ciddi bir sorun oldugunun habercisidir.
Kizamik, orta kulak iltihabina yol açabilir. Bu problem, gelismekte olan ülkelerde sagirligin en sik görülen nedenidir. Zatürre ve beyin iltihabi gibi ciddi hastaliklar görülebilir. Bu durumda kizamigin ölüme neden olma sikligi en yüksek düzeye ulasir.
Dogumdan sonraki ilk aylarda bebek, anneden geçmis olan antikorlarin etkisiyle bu hastaliga karsi korunur. Ancak daha sonra korunma yetersiz kalir. 9 ayini dolduran her bebege en kisa zamanda kizamik asisi yaptirilmalidir. Iyi bir bagisiklik saglamak için asinin bebek 15 aylik oldugunda tekrari uygun olur. Bu devrede kizamik-kizamikçik-kabakulak asisi önerilir.
Hepatit B Asisi
Viral hepatitler, gelismis ve gelismekte olan ülkelerde önemli bir toplum sagligi sorunudur. Son yillarda yapilan bilimsel çalismalarla sarilik (hepatit) yaptigi bilinen bes virus tanimlanmistir. Bunlar Hepatit A, B, C, D ve E viruslaridir. Halihazirda yalnizca A ve B hepatiti için asilar mevcuttur. Baska bir çok virusun daha sariliga yol açabilecegi hatirda tutulmalidir (Hepatit F,G, EBV, CMV, vb).
Hepatit A ve E hafif seyirlidir, genel olarak kroniklesmedigi bilinir. B, C ve D ise müzminlesebilir, hayati tehdit edebilir. Hepatit A virus çocukluk çagindaki hepatitlerin (sarilik) baslica nedenidir. Hepatit B infeksiyonu çocuk olgularin üçte birini olustururken, Hepatit C hemen hemen %20 oraninda saptanir. Hepatit D çok nadir olarak ve Hepatit B hepatitiyle birlikte görülür.
Hepatit B virus, A hepatitinden farkli olarak daha çok yakin temas, cinsel iliski, kan yolu ve anneden bebegine anne karnindayken geçis biçiminde bulasir. Hastaligin belirtileri hepatit A'ya benzer. Ancak müzminlesme görülebilir. Hastaligi geçirenlerin tam olarak iyilesememesi durumunda ömür boyu tasiyicilik, kronik aktif hepatit adi verilen müzmin karaciger iltihabi ve ilerde siroz ve kanser ortaya çikabilir. Genel olarak kroniklesme olasiligi %10 kadardir. Ancak çocuklarda, özellikle anne karnindayken alinan infeksiyon durumlarinda müzminlesme ve hizli gelisen karaciger yetersizligi daha sik olarak karsimiza çikmaktadir.
Hastaligin baslica kaynagi kendisinde hiçbir belirti olmayan sessiz hepatit B tasiyicilaridir. Esler birbirlerine ve istemeden çocuklarina bu hastaligi bulastirabilmektedirler. Hepatitin AIDS'ten çok daha kolay bulastigi hatirda tutulmali, ülkemizde hemen hemen her 10 kisiden birinin bu hastaligin tasiyicisi oldugu bilinmeli, hastalik meydana geldiginde tedavisinin mümkün olmadigi göz önüne alinarak Hepatit B asisinin rutin asi takvimine dahil edilmesi olanaklar elverdigi ölçüde saglanmalidir. Ülkemizde ücretsiz olarak ancak bir yas altindaki çocuklara hepatit b asisi uygulanabilmektedir.
Hepatit B Asisi, çocuk dogar dogmaz baslanmak kosuluyla 0. 1. 6. aylarda uygulanir. Bes senede bir tekrarlanir. Ailesinde hepatit tasiyicisi olan bebekler 0. 1. 2. ve 12. Aylarda asilanmalidir. Eger anne tasiyiciysa bebegine, asiya ilaveten 0. ve 3. aylarda hepatit B'ye özgü gamma globulin (Hepatit B Hiperimmun Globulin) yapilmasi önerilmektedir.
Poliklinik kosullarinda herhangi bir risk faktörü ve temas öyküsü olmayan çocuklara rutin asi öncesi kan testi yaptirmaya gerek yoktur. Testin yarar/maliyet orani düsüktür. Asilar tamamlandiktan sonra yalnizca risk grubunda olan çocuklarda yeterli bagisikligin olusup olusmadigini saptamak üzere kan testi yapilabilir. Bütün çocuklarin rutin olarak testten geçirilmesi gerekmez.
Hepatit B ile temastan hemen ve bir ay sonra yapilan immun globulin %75 oraninda koruyuculuk saglar. Cinsel temastan sonra ise iki hafta içinde immun globulin yapilmalidir.
Hepatit B ülkemiz için ciddi bir sorundur. Bulasma yollarinin bilinmesi, asi ile korunma ve temas sonrasi immun globulin yapilmasi gibi önlemlerle hastaligin kontrol altina alinmasi mümkündür. Bedelinin sosyal güvenlik kurumlarinca karsilaniyor olmasi, hepatit B asisinin kullanimini yayginlastirmistir.
GÜNCEL ASILAR
Kizamik-Kizamikçik-Kabakulak Asisi (MMR)
Kizamikçik infeksiyonu bütün dünyada yaygin olarak görülmektedir. Çesitli ülkelerde yapilan çalismalarda dogurganlik çagindaki kadinlarin ortalama %20'sinin kizamikçik geçirmemis oldugu gösterilmistir. Kizamikçik genellikle solunum yoluyla bulasir. Annenin gebeliginin ilk üç ayinda kizamikçik geçirmesi durumunda bebegin etkilenme olasiligi çok yüksektir.
Kizamikçik hastaligi yüz yillardir varolmasina ragmen, gebelikte geçirildiginde çocukta katarakt, dogumsal kalp anomalileri vb anomalilere yolaçabilecegine ilk kez 1941 yilinda Dr. Gregg tarafindan dikkat çekilmistir. 1960'li yillarin baslarinda gelistirilen asiyla hastaliga karsi korunmada ilk basarili adim atilmistir.
Hastalik çogunlukla deri döküntüleriyle baslar. Bazan halsizlik, bas agrisi ve hafif ates gözlenebilir. Döküntüler üç gün içinde kaybolur. Ensede, kulak ardinda ve boyunda lenf bezelerinin sismesi oldukça tipik bir bulgudur.
Hamilelikte annenin geçirdigi kizamikçik infeksiyonunun bebegi belirgin biçimde etkilemesi nedeniyle hastaligin önlenmesi çok önemlidir. Birçok gebe kadinda, infeksiyon sonucu düsük meydana gelirken, yasayan önemli sayida bebekte dogumsal anormallikler meydana gelir. Göz ve kalp anomalileri, küçük kafa ve zeka geriligi ortaya çikabilir.
Kizamikçiga karsi asilamada asil amaç, hamile kadinlarin anormal çocuk dogurmalarina yol açan bu hastaligin önlenmesidir. Dogurganlik çagina gelmeden genç kizlarin asilanarak kizamikçiga karsi bagisiklanmalari gerekmektedir. Tüm çocuklarin 15 aylik ve 5 yasinda iki kez MMR asisiyla asilanmasiyla bu sorun çözümlenmistir. Eger bir kadin kizamikçik geçirmemisse ve gebe kalmayi düsünüyorsa hamile kalmadan en erken üç ay önce asilanmalidir.
Kabakulak, ilk kez milattan 5 yüzyil önce modern tibbin babasi Hipokrat tarafindan tanimlanmistir. Ikinci dünya savasinda askerler arasinda salginlar yaparak dikkat çekmistir. 1960'li yillarda yaygin olarak uygulanmaya baslanan MMR asisiyla sikligi belirgin olarak azalmistir. Ancak ülkemizde hala her yil çok sayida vaka tespit edilmektedir. Özel kurum ve kuruluslar tarafindan rutine konmus olan MMR asisi uygulamasi giderek yayginlasmaktadir.
Hastalik 16-18 günlük kuluçka devresinden sonra tükrük bezlerinin sismesiyle kendini belli eder. Çocuklarda selim seyreden bir hastalik olmakla birlikte %10 oraninda menejite yol açar. Ancak menejit tablosu nadiren hayati tehdit eder. Yetiskin erkeklerde %20-30 olasilikla testislerde sisme ve iltihap meydana gelebilir. Heriki testis etkilendiginde kisirliga yol açabilir.
9 aylikken kizamik asisi uygulanmis olan bebeklere 15 aylik olduklarinda kizamik-kizamikçik-kabakulak (MMR) asisi yapilmasi tavsiye edilir. Eger çocuga kizamik assi yapilamamissa 12 ayliktan itibaren MMR uygulanabilir. Kizamik-kizamikçik kabakulak asisinin 5 yasinda tekrarlanmasi gerekmektedir.
Hemofilus influenza Tip B Asisi (Hib)
Bes yasindan küçük çocuklarda ciddi mikrobik hastaliklarin en sik nedenlerinden birisi olan "Hemofilus influenza tip b" özellikle süt çocuklarinda menenjite neden olmaktadir. Bu özelligi nedeniyle hastaliga karsi gelistirilmis olan Hib asisi ülkemizde "menejit asisi" olarak taninmaktadir. Oysa bu mikrop menejit disinda kanda mikrop üremesi, zatürre, kalp zari iltihabi ve eklem iltihabi gibi ciddi seyreden baska hastaliklara da yol açmaktadir.
"Hemofilus influenza tip b" menenjiti geçiren çocuklarda sagirlik ve zeka geriligi gibi agir kalici degisiklikler meydana gelebilmektedir. Bu agir sekeller nedeniyle hastaligin önlenmesine yönelik yogun arastirmalar sonunda 1980 yilinda bu gün kullnadigimiz Hib asisi gelistirilmis ve kullanima girmistir.
Çocuklarda degisik yas gruplarinda bagisiklik sisteminin asilara verdigi yanitlar farklilik gösterdiginden, 0 - 6 ay arasinda Hib uygulanmaya baslanan çocuklara 1-2 ay arayla 3 kez asi yapilmasi, son dozdan 1 yil kadar sonra injeksiyonun tekrari gerekmekteyken; 6 - 12 ay arasinda Hib'le asilanmaya baslanan olgularda 3 yerine 2 doz verilmesi, yine son dozdan 1 yil sonra tekrarlanmasi yeterli olmaktadir. Bir yasindan büyüklere ise tek doz Hib yapilir. Asinin koruyuculugu, semaya uygun biçimde verildiginde 5 yil kadar devam etmektedir. Bes yas üzerindeki çocuklarin asilanmasina gerek yoktur. Ancak asagida siralanan durumlarda büyük çocuklara da uygulanmasi önerilmektedir:
Orak Hücre Hastaligi olanlar,
Dalagi ameliyatla çikarilmis olanlar,
Dogumsal bagisiklik yetmezligi olanlar,
Kanser ve ilaç tedavisi nedeniyle bagisiklik yetmezligi gelisenler,
AIDS'liler,
Kemik iligi nakli yapilanlar...