Aşk Acısından Kurtulmanın Yolları

Tutkulu ve ateşli bir aşktan sonra yaşanan ayrılık, âşıklara dayanılmaz acılar çektirir. Hissedilen acı, kurşun yarasından, bıçak darbesinden daha gerçektir; kalbe, ruha ve bedene korkunç baskılar yapar. İçine düşülen boşluk, kaybolmuşluk hissi boş vermeyle, başkalarının teselli sözleriyle yok olmaz.
Nasıl ki, bedende meydana gelen hastalıkların ve yaraların iyileşmesi, belli bir zamana ve çeşitli tedavi yöntemlerine bağlıysa, ayrılık acısından da kurtulmanın çaresi, zamana ve uyulması gereken bazı kurallara bağlıdır.


Genellikle çeşitli gazete, dergi ve kitaplarda ayrılan âşıklara ezbere yöntemler sunulur; “Artık yalnızsınız ve bu yalnızlığın tadını çıkarın, yeni arkadaşlar edinin, yaşamınıza yeni renkler katın, artık hayatınızı paylaşacağınız ve kaprislerine katlanacağınız biri yok, bu duruma sevinmelisiniz, sevgilinizle beraberken ihmal ettiğiniz arkadaşlarınız bir telefon kadar size yakın, daha iyi bir sevgili bulursunuz, şöyle bir etrafınıza bakın daha ne çok sevgililer bulacaksınız...”


Bu tür öneriler, sıradan ve aşksız bir beraberliği bitirenlere sunulabilir. Gerçek aşkı yaşayıp ayrılanlar için, bu sözler çok anlamsız ve saçma gelir; çünkü gerçek aşktan sonra yaşanan ayrılık insana öyle bir acı verir ki, insanı yaşama bağlayan duygular iflas noktasına gelir. Ruhun bedenle olan uyum dengesi bozulur.


Çivi çiviyi söker, diye bir atasözü vardır. Çoğu zaman ayrılanlara önerilir. Doğru bir sözdür; ama zamanlamayı doğru yapmak gerekir. Tutkulu bir aşktan kısa bir süre sonra, yeni bir aşk ilişkisi eski aşkı yok edemez, yani bu anlamda çivi çiviyi sökemez; çünkü yeni biten bir ilişki tazedir, sıcaktır. Özellikle ayrılığın içinde terk edilme varsa, biten aşkın soğuması en az altı ay sürer. Bu sürede aşkın soğumasının da bazı önkoşulları vardır, şayet bu önkoşullar yerine gelmezse, süre daha da uzayabilir ve hiçbir çivi eski çiviyi sökemez. Ayrıca ayrılıktan sonra yeni bir ilişkide sürekli eski ilişkinin izleri aranır, yeni sevgiliden eski sevgilinin davranışları beklenir. Çok geçmeden beklentiler boşa çıkar ve yeni aşk hayal kırıklığı ile biter. Çivinin çiviyi sökebilmesi için, yani yeni bir aşk ilişkisinde başarılı olmak için, eski aşkın soğuması, en önemlisi kalpte ve zihinde bitmiş olması gerekir. Kişinin yeni aşka hazır olması için belli bir süreye gereksinim var. Bu süre ise, yaklaşık atlı ay ile bir yıl arasında değişmektedir. Acının bu sürede bitmesi, bazı kurallara uymayla doğrudan bağlantılıdır.


Ayrılıktan sonra yeniden bir araya gelme mümkün değilse, yani kavuşma imkansız görünüyorsa, bu aşka dair bütün umutlar tüketilmelidir, yani ayrılığın veya terk edilmenin varlığı kabullenilmelidir. Önceki aşka dair bütün beklenti ve yeniden bir araya gelme planları yok edilmelidir. Aşk cehennemiden kurtulmanın ilk adımı, ayrılığın kabullenilmesidir.


Ayrılıktan sonra, kişi yaşamının daha sonraki bölümünün de böyle korkunç bir biçimde devam edeceğini düşünerek, yaşamını daha da çekilmez hale getirir. Hayata karşı umutsuz bir bakış açısı geliştirir. Bu acıdan kurtulmanın önemli bir adımı, günün birinde bu acıların biteceğine ve tekrar eski mutlu günlere geri dönüleceğine inanmaktır.


Eski sevgiliyle bütün bağlantılar kesilmelidir. Terk eden taraf genellikle âşık değildir ve ayrılıktan sonra arkadaş kalabileceklerini söyler. Bir beraberliğin ardından arkadaş kalmak, sıradan ve aşksız beraberlik yaşayanlar için geçerlidir. Bu nedenle âşık olan kişi, önceki sevgilisiyle arkadaş veya dost kalamaz, çünkü her an acı çekecektir ve böyle bir ilişki aşkın özyapısına aykırıdır. Düşman olmak da doğru değildir, ancak yapılabilecek en doğru şey, birbirini tanımayan iki yabancı gibi davranmaktır. Eski sevgili telefonla bile aranmamalı, şayet eski sevili tarafından aranılırsa, bir daha aramaması için tepkide bulunulmalıdır.


Hayallerde kavuşma senaryoları yazılmamalıdır. Geçmiş sevgiliye ve aşka ait hayaller, genellikle güdüsel olarak kurulur. Özellikle kişi dalgınken hayallere dalar. Hayallerinde daima güçlü biri olur; sevgilisini, kendisini terk ettiğine pişman ettirir. Her defasında farklı senaryolar oluşturulur. Kişi dalgınlığından sıyrıldığı an hayali yarıdan kesmeli ve mümkün olduğunca hayal kurmamak için yalnız kalmamalıdır. Eğleneceği ve hoş sohbetler edeceği arkadaşlarıyla beraber olmalıdır. Spor yapabileceği, ata bineceği, yüzebileceği yerlere gitmelidir.


Gerek arkadaşlarıyla, gerekse başka biriyle eski aşkına dair konuşmalar yapılmamalı; çünkü her konuşmadan sonra ayrılık acısı yenilenir. Eğer birileri konuyu açmaya çalışırsa, konuyu kapatması için ricada bulunulmalıdır. Bu konuyla ilgili birileriyle konuşulurken, o an kişide geçici bir rahatlık hissi oluşur; ama sonrasında acılar daha da şiddetlenir.


Birçok âşık, ayrılıktan sonra yalnızlığa çekilerek, ayrılığa dair şarkılar dinler. Ayrılık şarkıları, o an yaşadıklarını anlattığı için, kişi rahatladığını sanır; oysa yüreğinde acıların kök salmasına yol açtığının farkında değil. Asla ayrılık şarkıları dinlenilmemeli, ayrılık şiirleri ve ayrılık öyküleri okunmamalıdır. Ayrılık, terk edilme, sevgili, aşk vb. sözlerin söylendiği mekanlardan uzak durulmalıdır.


Eski aşka ait bütün hatırlar, hediyeler, mektuplar, resimler ya iade edilmeli ya da yok edilmelidir. Şayet ayrılıkta eski sevgilinin olumsuz bir etkisi olmamışsa (aile baskısı, hafıza kaybı, ölüm vb.), onun hatırasına saygısızlık olmaması için, ona ait her şey toplanıp saklanılmalı ve yıllarca açılmamalıdır.


Gözden ırak olan gönülden de ırak olur, diye çok anlamlı ve çok doğru bir atasözü vardır. Gerçekten de eski sevgiliden ne kadar uzakta yaşanırsa, o kadar çabuk unutulur. Aynı iş yerinde çalışılıyorsa, iş yeri değiştirilmeli, bu mümkün değilse iş yerinde birbirilerini göremeyecekleri bölümlerde çalışılmalıdır. İmkan varsa mahaller değiştirilmeli, gerekirse başka bir şehre taşınmalıdır.


Yeni bir aşka başlamadan önce en az altı ay sabırla beklenilmeli; daha doğrusu eski sevgili, en az günün yarısında hatırlanmıyorsa ve hatırlandığında acı duyulmuyorsa bu aşk bitmiştir. Artık yeni bir aşk için arayış içine girilebilir. Bu aşamadan sonra bulunan yeni aşk, eski aşka ait bütün kalıntıları, tortuları silip süpürecektir.


Eğer aşk acısı, ağır bir depresyona dönüşmüşse, en kısa sürede profesyonel yardım alınmalıdır. Bu tür ağır durumlarda ilaç tedavisi gerekebilir, bunun için de psikiyatriste gidilmelidir.


Aşağıda aşk acısından kurtulmuş birinin yaptıklarına yer verilmiştir.


Bir yıllık bir beraberliği vardı. İkisi de birbirimize âşıktı; ama aralarında devamlı sorunlar yaşanıyordu. Emine çok inatçı ve bir o kadar da kaprisliydi. Çok sıradan sorunları bile büyütüyordu. Birkaç kez aşklarının bitirmesi gerektiğini söyleyerek, onu terk etti; ama aradan birkaç gün geçmeden kendisi geri dönüyordu ve her defasında onsuz yaşayamayacağını söylüyordu. Aralarında büyük bir aşk olmasına rağmen bu beraberliği evliliğe taşıyamazlardı; çünkü daha yolun başındayken her gün bir soru yaşıyorlardı.


Bir akşamüstü hiçbir neden yokken, Emine ayrılmaları gerektiğini söyledi ve ayrıldılar. Bir hafta sonra gece yarısı pişmanlığını belirten bir mesaj gönderdi. Sağlıklı bir karar vermek için o gece sabaha dek uyuyamadı genç ve nihai kararını verdi: “Bu aşk bitti,” diye cevap gönderdi. O sabah telefon numarasını değiştirdi. Onunla aynı ortamda çalıştığı halde asla yüzüne bakmadı. Emine ile göz göze gelmemek için bakışlarımı sürekli yere doğru çeviriyordu. Onu her sabah, bilindik giysileri içinde gördüğünde yüreği heyecandan duracak gibi oluyordu; ama yine de başımı kaldırıp bakmıyordu. Onunla ilgili hiçbir umut beslemiyordu, aşk yüreğimi yakarak devam ettiği halde aklında bitirmişti. Ona ait bütün mektup ve fotoğrafları yaktı. İş sonrası mümkün olduğunca onunla karşılaşmamaya çalışıyordu. Öyle ki, rüyalarına girdiği zaman bile yüzünü göremiyordu; çünkü onu aklımda öyle bitirmişti ki, bilinç altına (rüyalarına) bile sızamıyordu. İki ay sonra Emine inadına biriyle çıkmaya başladı, genç üzüntüden kahroldu; ama tavrını değiştirmedi. O yeni ilişkisini en fazla iki üç ay sürdürebildi.


Aradan sekiz ay geçti, gencin yüreğindeki aşkı soğudu ve kalbi yeni bir aşka hazır hale geldi. Yeni bir aşka başlarken önüne engeller koymaya başladı; yalvardı, yeni sevgilisini tehdit etti, iftiralar attı; ama yararı olmadı.


Eski sevgilisini gözden ırak tuttu, sabretti ve zamanı gelince de çiviyle çivi söktü.


Çetin ÖZBEY

.ALINTIDIR.