Aşk Bir Savaş mıdır?
Kocaman, süslü, edebi cümlelerin arkasında anlatılan aşk, aslında bir savaş mıdır? Değilse neden bir türlü yenemez insan içindeki hırsı? Bunca kavga ne için?
İlişkilerin başlangıcına şöyle bir göz atalım. İlk bakışma, hani şu kalbi yerinden fırlatacak göz göze gelme anını ele alırsak, savaşın başladığı yer orası olmalı!
İlk hamleyi bekleyen taraflar, zaman uzadıkça gerilirler. İlk anın büyüsünün kaybolması endişesi başlar. Detaylar göze çarpar. Adım atması beklenen, genel geçer kurallar içinde erkektir ancak kadının neden bu işi başlatmadığı anlaşılmaz. Makul sebepleri vardır elbette ama bunu da kıracak cesaret muhtemelen o kadında olmaz.
Tanışma anını tamamlayan çift, kendini anlatma derdine düşer. Çoğunlukla gerçeklikten uzak olan bu sohbet, her iki taraf içinde zaman geçtikçe unutulacaktır. Unutulmak zorundadır çünkü kimse kendi yalanıyla yüzleşmek istemez. Savaş boruları çalmaya başlamış ve gerçek hücum zamanı gelmiştir.
Hangi amaca yönelik bir ilişki olacağı, aslında ilk anda bellidir. Sekse yönelik tek gecelik bir olay mı, sevgi dolu yürümesi umut edilen uzun soluklu bir birliktelik mi? Bunlar ilk buluşmada kokusunu verir.İstisnaların kaideyi bozmadığı hikayemizde, kadın için avın anlamı, mutluluk dolu ve sürekliliği olan bir ilişkidir. Erkek içinse, “önce bir bakalım tenimiz uyuşuyor mu”’dan öteye geçmesi, şartlara bağlıdır. Kadın adamla birlikte olma süresini ne kadar geciktirirse, o derece kıymete bineceği öğretisine dayanarak, tüm cephanelerini donanır ve gelecek saldırıyı bekler.
Erkek savaşın bu ilk hücumunun ne kadar önemli olduğunu bilir. Ya o anda kalenin etrafı çevrilecektir, ya başka bir kale fethedilmek üzere yola çıkılacaktır. Ortak bir noktada buluşmaya ikna olmaları için, değişik faktörlerin etkili olması gerekir.
Gördüğünüz gibi çatışma daha ilk anda başlar. Bütün bir ilişki boyunca devam eder. Her iki taraf için de geçerli bir kural vardır: “Beni anlamıyor!” Zaman geçtikçe, savaşın şiddeti daha da yükselecektir. İlişkinin hakimiyetinin kimde olacağı, kararları kimin vereceği, bireysel özgürlüklerin korunması gibi pek çok konuda kimse silahını elden bırakmayacaktır.
Bu karşılıklı sürüp giden ancak kimsenin itiraf etmeden, gizlice yürüttüğü savaşın adı aşk değildir. İçinde vefa, cefa, tevazu, dostluk, empati, teslimiyet, fedakarlık olmayan davranış ve duygular, aşkın içinde yer almaz. Aşk bir çeşit bencillik halidir mutlaka ama nefret ve hırs barındırmaz. Bu çatışmalardan elimize iyi ya da kötü bir ilişki, evlilik, sevgi geçer; ancak asla aşk olmaz!
.ALINTIDIR.