Aşkım ve Parantez


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Aşkım ve Parantez

  • #1
    celo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    593
    @celo



    Aşkım ve Parantez





    Okuduğum güzel bir yazıyı paylaşmak istedim ..


    Uzun ince bir yolda yürüyorum. Sevdiğime giden yolda…Yürürken, ayağıma incecik bir şeyin battığını farkettim. Ah evet, bir virgüldü bu… Benden önce okuluna giden bir öğrencinin kitabından düşmüş olmalıydı. Ah, şu çocuklar, ilk okumaya başladıklarında virgülleri gereksiz görürler. Yeni yeni tanıdıkları kelimelerin arasında ayrık otu gibi duran bu tuhaf garip şeyleri pek sevmezler. Yazarken de en çok virgülleri unuturlar. Hemen cebime attım bulduğum ilk virgülü… Böylece sevdiğime daha çok şey söyleyebilecektim. Daha uzun cümlelerle ifade edebilecektim kendimi… Ona iltifat ederken bir çok güzel sıfatı arka arkaya sıralayabilirdim…

    Aralarında virgüller olan güzel sıfatların hepsini ona söyleyebileceğimi düşününce, sevinçle bağırmak istedim. İçim içime sığmıyordu. “Ne güzel” diye bağıracaktım ki, boğazım düğümlendi. Duygularımı haykıramadım.

    Tam o sırada, elime sıcak bir şey dokundu. Evet, bir ünlem işaretiydi bu! Biraz önce yoldan bağıra çağıra geçen gençlerin ağzından düşmüş olmalıydı. Ah şu gençler… Olur olmadık yerde ünlem kullanırlar. Ağızlarında sakız gibi çiğnerler ünlemleri. Heyecanlarını ünlemlerin sivri uçlarına asarlar. Ben de kulağıma küpe yaptım bulduğum iki ünlemi. Artık haykırabilirdim aşkımı.. Hep tek düze konuşmak yerine, heyecanlarımı sevgi sözlerine yükleyebilirdim.

    Yürümeye devam ettim. Kendimden emindim. Bütün sorularını cevaplamış, bütün şüphelerini gidermiş bir yetişkin olarak adımlıyordum tozlu yolu. Derken, saçlarıma bir şeylerin takıldığını farkettim. Elimle çekip aldım. Bunlar soru işaretleriydi. Biraz önce altından geçtiğim ağacın dallarından bulaşmış olmalıydılar saçlarıma. Avucumda karınca gibi kıpır kıpır dolaşıyorlardı. Hemen avucumdan atmak istedim. Yolun kenarında akan dereye doğru savurdum. Ama nafile.. Avucuma yapışmışlardı. Avucumdan fırlatabildiklerim de pıtırak gibi elbisemini orasına burasına yapışıverdi. Etrafıma baktım. Benden önce bir bilge yürümüş olmalıydı bu yoldan. Düşünceli ve sessiz bir bilge. Soru işaretlerini herkesin başının değebileceği bir ağaç dalına takmış olması bilgece bir işti. Oysa benim soracak bir şeyim yoktu sevdiğime.. Çaresiz, soru işaretlerini alıp saçlarıma taktım yeniden.

    Öyle ya, belki sevdiğim sormak isterdi. Sevgililerin soru sormasının nedeni, sorunun cevabını bilmemeleri değildir. Cevabı bir kez daha duymak içindir. O halde sevdiğime hediye edebilirdim soru işaretlerini. Defalarca, “Beni seviyor musun?” diye sorması için. Ben de her soru işaretinin olduğu yerde aşkımı bir defa daha ifade edebileceğim. Evet, evet, bundan eminim. Soru işaretlerinin hepsini ona hediye edeceğim.

    Yürümeye devam ettim. Sürprizlere alışık olmalıydım. En azından şaşkınlıklarım için benim de birkaç soru işaretine ihtiyacım olacaktı. Az sonra, yüzüme küçük ve serin bir şeylerin dokunduğunu hissettim. Sanki gökten düşüyor gibiydiler. Gözlerimi kaldırdığımda bulutlar dikkatimi çekti. Hayır, yağmur yağmıyordu. Parmağımın ucuyla yokladım: ‘İki nokta üstüste’ işaretiydi bu! Bulutların arasına saklanmış olmaları son derece anlamlıydı. İnsanlar yıllardır bulutların önüne ‘iki nokta üstüste’ koyarak beklemişlerdi yağmuru, karı ve doluyu.
    Hep şöyle düşünmüşlerdi meselâ: “Bulut: yağmur yağacak.”
    Ya da şöyle düşünmüşlerdi: “Bulut: kar yağacak.”
    Yeryüzünde pek az insan ‘iki nokta üstüste’yi işine yarar görüyordu. Çünkü ‘iki nokta üstüste’yi kullanmak için ara sıra durup düşünmek gerekiyordu. Soru işaretinin yanına yerleştirdim özenle… Bak, bu işime yarayabilir diye düşündüm. Bazen sözlerimin sebebini, davranışlarımın gerekçesini açıklamam gerekebilirdi: ‘İki nokta üstüste’yi yanımdan ayırmamalıyım.

    Az sonra yol kenarında bir ağacın dibinde unutulmuş bir ‘üç nokta’ gördüm… Benden önce buradan geçmiş biri düşürmüş ya da unutmuş olmalıydı. Noktalama işaretleri içinde yetişkinlerin en az ihtiyaç duyduğu ‘üç nokta’ydı. Çünkü ‘üç nokta’ susmak için gerekiyordu. Öyle sıradan susmalarda değil, düşünceli suskunluklarda lazım oluyordu… Bu yüzden bolca ‘üç nokta’ bulabilirsiniz yollarda, kaldırımlarda. Çünkü düşünceli suskunluklar ya bebeklerin işidir ya da gün görmüş yaşlıların… Aradakiler ancak konuşarak anlaşabileceklerini sanırlar. Oysa, bazen susmak ve ‘üç nokta’nın müsaade ettiği derin boşlukta göz göze bakışmak binlerce sözcüğün söylediğinden fazlasını söylerdi. Birden içim ısındı ‘üç nokta’ya… Dilimin altında erittim… “Sus… Sus ki, söz bakışı bulandırır” diye okumuştum bir keresinde.… “Sus…” dedim yüreğime…

    Biraz ilerde bir çiçeğin üzerindeki tırnak işaretlerini görünce heyecanlandım. Susmak kadar konuşmak da güzel olabilir diye düşünmeye başladım. Çiçekler adına “vız vız” konuşan arılar ya da “cırcır” böcekleri bol bol tırnak işareti bırakırlardı oraya buraya. Bana lazım olur mu diye düşündüm… “Neden olmasın?” dedim. Benden önce söylenmiş nice güzel sözleri ben de tırnak içinde sevdiğime söyleyebilirdim. Toplayabildiğim kadar çok tırnak işareti topladım

    Yolun sonunda bir karınca yuvası dikkatimi çekti. Yüzlerce karınca siyah noktacıklar taşıyorlardı yuvalarına. Şaşırdım. Elime tırnak işaretini ve soru işaretini alıp “Neden ben de düşünemedim?” dedim. Söylediklerimin sonunda nokta olmazsa, kendimi tam olarak anlatamazdım ki:

    “Seni seviyorum!”dedim heyecanla.

    Yüzüme baktı.
    Beni ilk defa görüyormuş gibi şaşkınlıkla cevap verdi:

    “Beni seviyor musun?” dercesine baktı yüzüme.

    Soru işaretlerimden biri eksildi.
    Dilim tutuldu. Bu karşılığı beklemiyordum. Şaşırdım.

    “?!”

    Uzun bir süre bakıştık.
    O kadar uzun bir süre suskun kaldı ki, elimdeki bütün ‘üç nokta’lar tükendi:

    “…”

    “…”

    Her bir ‘üç nokta’ için iki tane tırnak işaretini tüketmek zorunda kaldık.

    Böylece başkalarından ödünç alabileceğim güzel sözleri arasına saklayabileceğim bir şey kalmadı. Kırık dökük cümleler kurmaya çalıştım, elimde kalan virgülleri kullanarak:

    “Sen, ben, sevmek, birbirimizi, ben, sensiz…” Böylece elimde kalan son ‘üç nokta’yı, tırnakları, virgülleri harcayıverdim.

    Kelimeler ipi kopmuş uçurtmalar gibi kafamada oraya buraya savruluyordu.

    Son noktayı hemen bu cümlenin sonuna koydum.

    Gözlerim önümde mahçup yorgun ve umutsuz biçimde kalakaldım:

    Sıcak ve geniş bir tebessümle bana döndü, avuçlarını açtı, gözlerini gözlerime dikti.

    Hayretle gördüm ki, bütün noktalama işaretleri avucunda saklıydı. Söylenmiş ve söylenecek en güzel sözler dudaklarının arasında bekliyordu. Yaşanmış en tatlı suskunluklar gözlerinin içinde konuşuyordu.

    İlk kez konuşmaya başladı.

    “Uzun bir yoldan geldiğini biliyorum…” dedi. Halden anlayan bir hali vardı.

    “Görüyorum ki, aşk için en çok ihtiyacın olan şeyi unutmuşsun” dedi.

    Şefkatle kucakladı beni. (Bütün benliğimi sardı) Elindeki noktalma işaretlerinin hepsini göğe savurdu. Fısıltıyla konuştu: “Söyleyeceklerinin hepsini zaten biliyorum. Noktalama işaretlerinin hepsi de bende var… Sende olması gereken tek şey kocaman bir parantezdir. Kendini o parantez içinde, bana teslim olmuş olarak getirmelisin.”

    Kollarının arasında kendimi kaybetmişim.

    Neden sonra ayıldığımda, elimde hiçbir noktalama işaretinin kalmadığını öğrendim.

    Artık aşk için onlara ihtiyacım olmadığını biliyorum.

    [Senai Demirci]

  • #2
    Gülşah MUTLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Tekirdağ ve İstanbul=)
    Mesajlar
    32,039
    @Gülşah MUTLU







    güzel bir yazı teşekkürler..
    6. yaşımız kutlu olsun!!!
    Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.


    10.Yıl
    Önce Okul Öncesi

    #DİRENKPSS2015

  • #3
    celo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    593
    @celo







    Alıntı Derinmavi=) Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    güzel bir yazı teşekkürler..
    Rica ederim ..

  • #4
    busemm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Mart.2009
    Nereden
    Kocaeli
    Mesajlar
    10,755
    @busemm







    teşekkürler..

  • #5
    celo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    593
    @celo







    Alıntı busemm Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    teşekkürler..
    Rica ederim ..

  • #6
    TURKUAZ-E - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Nereden
    BURSA
    Mesajlar
    3,548
    @TURKUAZ-E







    güzel bir yazı tşkler senai demircinin yazılarını okumuştum daha önce tavsiye ederim herkese...
    Benim sana verebileceğim
    çok şey yok aslında...
    çay var içersen
    ben var seversen
    yol var gidersen...





    ...ßen ßeni ßırakırsam
    Sen ßeni ßırakma YARAB...
    ♥ ♥ ♥ ♥

  • #7
    celo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    593
    @celo







    Rica ederim , vakit ayırdığınız için ben teşekkür ederim .

  • #8
    asyalım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.Mart.2009
    Mesajlar
    1,254
    @asyalım







    Çok güzelmiş teşekkür ederim
    Seni hastalığımda sağlığımda da yanımda görmelyim
    Güneşin doğduğunu da battığını da senle izlemeliyim
    Yanabilir saltanatlar olsun yeniden yaparız
    Bizde bu sevda sürdükçe ölsek de yanyanayız



  • #9
    celo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    593
    @celo







    Rica ederim .

  • #10
    tikurzena - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Nereden
    ..artvin..
    Mesajlar
    131
    @tikurzena







    güzel bir hikaye..paylaşım için teşekkürler..
    Küçük hanımlar,küçük beyler!
    Sizler,hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı,ikbal ışığısınız.memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlersiniz.kendinizin ne kadar önemli,değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.sizlerden çok şey bekliyoruz.M.K.A.

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. İyi değilim Aşkım!
      Konu Sahibi Cihan ÇAĞLAYAN Forum AŞK&SEVGİ
      Cevap: 13
      Son Mesaj : 25.Şubat.2015, 15:16
    2. bunlarda benim aşkım :)
      Konu Sahibi damlaözkan Forum BEBEK-ÇOCUK RESİMLERİ
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 06.Nisan.2011, 17:46
    3. Vefasız Aşkım
      Konu Sahibi gulennur38 Forum AŞK&SEVGİ
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 05.Ekim.2010, 20:08
    4. Aşkım (Chéri)
      Konu Sahibi Handan Hoca Forum SİNEMA-FİLM
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 26.Aralık.2009, 08:54
    5. Hakkım HelaL saNa , aŞkım deqiL !
      Konu Sahibi $irinE <3 Forum ŞİİRLER-YAZILAR
      Cevap: 6
      Son Mesaj : 07.Eylül.2009, 23:03

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş