Ayrılamayan Boşanmış Çiftler!
Pek az insan eşinden biraz duygusal travma ve sıkıntı olmadan ayrılmayı başarır. Hayatın yeniden yapılandırılması sorunu da işin içine girince, elbette kendini toparlamak biraz zaman alır.
Bir ilişki biterken, altından kalkılması gereken birkaç konu olacaktır. Birlikte oluşturulan alışkanlıklara bağlılık, evlilik kurumuna olan bağlılık ve eşe duyulan sevgi, zamanla atlatılacak unsurlardır.
Boşanmış olmak, gerçek anlamda ayrılık anlamına gelmez. Bazı çiftler boşanır ama ayrılamazlar. Tüm düzen eskisi gibi devam eder. Bazı boşanmalarda ise, eşlerden birisi, diğerini sevmeye ve onu düşünmeye devam eder. Bu tarz boşanmalara baktığınızda, çiftin aslında gerçek anlamda bir ayrılık yaşamadığını görürsünüz.
Kesin bir ayrılık, birbirleriyle ilişki içinde olunan bütün konuların, tamamen çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olur. Ancak bunu başarıyla becerebilen çiftlerin sayısı çok azdır.
Ayrılamayan boşanmış çiftlerin, ilişkilerini devam ettirmek için hep bir bahaneleri vardır. Boşanmış olmalarına rağmen, aynı evde yaşamaya devam eden çiftlerin sayısı hiç de az değildir. Bu kişiler, ilişki içinde mutsuz olmalarına karşın, birkaç sebepten dolayı tam olarak ayrılmayı beceremezler. Bu sebepleri şöyle örnekleyebiliriz:
Çift, uzun zamandır süren kavga ve tartışmaların içinde boğulmuş ve içlerinde öfke biriktirmiştir. Bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada, birisi boşanmak fikrini ortaya atar. O dönemdeki psikolojik durum ve ego savaşı yüzünden, birbirlerine rest çekerler. Boşanma işlemleri sürerken, kimse gururuna yedirip, aslında ayrılmak istemediğini söyleyemez. Çünkü bu itiraf, karşı tarafa yenik düşmek ve tabiri caizse, yuları eline vermek anlamına gelecektir. Ancak zaman geçtikçe, bağımlılıklarının esiri olurlar. Kendi içlerinde buldukları bir takım sebeplere sığınarak, aynı yaşam alanını paylaşmaya devam ederler. Böylece birbirleri üzerinde hakimiyeti kaybetmez ve kontrolü ellerinde tutarlar.
Diğer örnekte ise, çiftin boşanmaları gerçekleşmiş olmasına rağmen, yeni bir hayata başlayacak cesaretleri yoktur. Alışkanlıkları ve bulundukları yerdeki güven duygusu, onları yeni yaşam macerasından alıkoyar. Dışarıdaki dünya gözlerini korkutur. Birkaç yeni insanla ilişkiye girme denemesi de başarısız geçerse, tüm cesaretlerini kaybeder ve bildikleri, alıştıkları ve kendilerini rahat hissettikleri yerde devam ederler. Bahane olarak genellikle maddi sıkıntıları gösterir ve hazır olduklarında taşınacaklarına kendilerini inandırırlar. Ancak o gün ya hiç gelmez, ya çok geç gelir.
Boşanmış ama ayrılamamış çiftler, özünde hala birbirlerine karşı biraz sevgi taşırlar ancak asıl ayrılmama nedenleri bağımlılıklarıdır. Alışkanlıklar, kolaylıkla insanın kendini kandırmasına ve ihtiyaç duyduğu şeyin ilişkisi olduğuna inanmasına zemin hazırlar. Bu tarz bir ilişki içindeyseniz, kendinizle yüzleşmeniz gerekir. Gerçek sebebiniz sevgi mi, bağımlılık mı?
Candan Ünal