Yağmur yağarken şemsiyemi açmadığımdan değil ıslaklığım.
Karanlığa sarmaş-dolaş düşlerimin sessizliği,
Bir de çaresizliği
Titreyen ellerimin…
Belki hiç bakmamalıydım gözlerine...
Uğrak sevdaların meşhur olduğu şehirden
Gitmem gerek galiba.
Üşüdüğüm sokaklarda ellerimin yerine
Yüreğimi cebime koyup
Isındıktan sonra,
Göğsümü gere gere ağlayamadığım zamanlardan
İntikam alırken gözyaşlarım,
Tek bir kelimeye muhtaç aşklarımı
Duymadan,
Dinlemeden…
Yola erken çıkmalı bu kez.
Hatta hemen,
Şimdi…
Ve giderken;
Sırılsıklam ruhumu yanıma alıp
Soğuk bedenimi çürümeye terkettikten sonra,
Yerle gök arasında bir yerde
Buluşmak ümidiyle.
Hoşçakal…