Kaç Defa Aşık Olunur?
Aşk denilen o mucize duygu, insanın hayatına kaç defa girer? Gerçekten bir kere mi aşık olunur? Aşık olduğumuzda onun gerçek aşk olup olmadığını nasıl anlarız?
Hep tartışılır ya, insan hayatta bir kere mi aşık olur diye. Ben 35 yaşımı devirmek üzereyim ve sadece bir kere aşık oldum. Birkaç kere sevdim ama gerçekten bir defa aşık olduğum. Bundan sonra yaşam bana ne sürprizler hazırlıyor, onu bilemiyorum ancak bugüne kadar yaşadıklarım bunlardı.
Aşkın herkese göre bir tanımı var. Bana göre aşk, mantığını kaybettiğin yerdir. Akılla çözülemeyecek bir histir. Normal şartlarda asla yapmayacağın şeyleri yaptıran, iyiyi kötüyü ayıramadığın, karşındaki insanı objektif olarak gözlemleyemediğin, yargılarının olmadığı yerde geldiğinde, aşkın ortasında duruyorsundur.
Sevginin ise farklı bir olgunluğu vardır. Sevgi, rağmen yaşamaktır. Doğruyu yanlışı bilerek, günahı sevabıyla kabullenerek teslim olmak, sevgidir.
Aşk dediğin kaybolmaktır. Büyülü bir ormanın içinde, en sevdiğin düşler arasında yürümek gibidir. Aşkın kör yanı, kayboluşunu fark etmemektir. Sen olmayan bir sen yaratır. Kalple ruh arasında bir yerde durur aşk ve asla aklın hükmüne izin vermez.
Çoğu insan aşkla gençlik yıllarında tanışır. Gençliğin o hoyrat ve deli dolu tarafına da çok yakışır. Kavak yelleri eserken başında, aşkın pembe bulutları dahil olur ve hiçbir söz gönülde etki yaratmaz. Güzel zamanlardır aslında, geriye dönüp baktığında gülümsetir insanı.
Aşk kendini hayatın telaşına kapılanlardan sakınıyor diye düşünüyorum. Ne zaman okulu bitirip, yaşamın gerçek yüzüyle tanışsak, dertler de başlıyor. Koşuşturma, gelecek kaygısı kolumuza giriyor. Mantığımız bir yol çizmemizi söylüyor. Ayaklar üzerinde durabilmek, geçim sıkıntısı, evlenmek isteği, belki bir çocuk beklentisi, hepsi bizi akıl düşünmeye zorluyor. O yaşlarda aşktan çok, sevip güvenebileceğimiz birisini tercih ediyoruz. Aşkın ilgi alanına girmiyoruz.
Aradan yıllar geçiyor. Tam unumuzu eleyip, eleği de duvara asacakken, aşk yine ortaya çıkabiliyor. Orta yaşların sonlarına doğru, muhtemelen yaşam yolumuzu öyle ya da böyle çizmiş oluyoruz. Ne ektiysek biçmiş, kararlarımızı vermiş haldeyken, aşk penceremizi aralıyor. Çünkü artık aşk için vaktimiz var. Üstelik yorgunuz! Ruhumuz, kalbimiz, bir sıcak yüreğe sığınıp dinlenmek istiyor. Beklentilerin en aza indiği bu süreç, o güne kadar kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmek için bir olanak tanıyor. O zamanın tadı da, ancak paylaşarak çıkıyor.
Bence aşk, insanı ya gençlikte, ya orta yaşlardan sonra vuruyor. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz ama aşkı sevgiyle karıştıranların da sayısı azımsanamaz. Dilerim siz, o şanslı kişilerden olun. Tüm ömrünüzü aşık ve mutlu geçirin. Ben mi? Ben yıllar geçip de orta yaşı devirdiğimde, düşüncemin doğru olup olmadığını size yazarım.
.ALINTIDIR.