Hayattan beklentin nedir? dedi adam...
'iyi bir eş... rahat bir hayat... yetecek kadar
para... Sağlıklı çocuklar...bunlar beklentilerim'.
dedi kadın...
'Nasıl bir eş istersin?' dedi adam...
'Anlayışlı, müşvik, ilgili ve sevgi dolu' dedi
kadın...
Sustu, düşündü bir süre adam...
Hayattan kendi beklentilerini değil, kadının
beklentilerine uygun bir erkek olup olmadığını
düşünüyordu...
Ya da kadının onun hayallerine
denk olup olmadığını...
Yeterince anlayışlı mıydı acaba? Anlayışlı erkekten
beklentisi neydi kadının? Evde yemek bulamayınca
susmak mıydı anlayışlı olmak, yoksa mutfağa dalıp
makarna yapmak mı?. Oysa o hep birgün eşinden önce eve
gelip ona sofralar donatmanın hayalini kuruyordu ortak
hayatta...
Beklenti ile gelen anlayışlı erkeklik bu kadar basit
miydi? Bir tencere makarna pişirmek kadar kolay mıydı
anlayışlı olmak? Beklenmedik bir günde sofralar donatan
bir eş olmak istiyordu oysa o.Karnı doyan değil, gözleri
parlayan bir kadındı onun aradığı...
Yeterince müşvik miydi acaba?... Müşvik bir eşten
beklentisi neydi kadının? En üzgün anında onu dizlerine
yatırıp okşamak mıydı müşvik olmak, yoksa konuşarak onu
rahatlatmak mı?...
Oysa o hep bir gün eşini çok üzgün görürse elinden
sımsıkı tutup en uzun yolda saatlerce yürümeyi hayal
etmişti...
Deniz kenarında, ormanda başbaşa uzun bir
yürüyüşün sonunda onu eve getirip üstünü örmek,
uyumasını seyretmekti onun hayali...
Bu kadar basit miydi müşvik eş olmak?
Herhangi bir yakın dostun yapabileceğini yapmak kadar
kolay mıydı? Varlığının önemini hissettireceği, ona
sonuna kadar yanında olduğunu göstereceği bir eş olmak
istiyordu oysa o... Kıvrılmış bir kedi değil, ayakta
duran bir kadındı onun aradığı...
Yeterince sevgi dolu muydu acaba? Sevgili olmaktan
beklentisi neydi kadının? Her an yanyana olmak
mı? Hep onu düşünmek mi? Her şeyden birlikte keyif
almak mı? Tüm arkadaşlarıyla tanışmış
olmak mı? Sevgilim diye tanıştırılmak mı? Sürekli
dokunmak mı?
Öpmek...
öpmek...
Bu muydu sevgi dolu erkek? Oysa o hep onu
sadece sevmeyi hayal etmişti...
Sadece sevmeyi...
Sevdiğini, sevildiğini hissetmeyi...
Doğduğu şehre götürüp ona sürpriz
yapmayı düşlemişti...
Kadınına hiç beklemediği bir anda, en olmadık yerde,
markette, belki de asansörde, durduk yerde 'Seni seviyorum'
demenin hayalini kuruyordu ortak hayatta...
Beklenti ile gelen ilgili ve sevgi dolu
erkeklik bu kadar basit miydi? Gözüne bak, yeni
boyattığı saçını anla, telefonla ara...
Beklenmedik bir günde beklenmedik hoşluklar
yapmak istiyordu oysa o.. Saçı bembeyaz olduğunda ilk
kez 'çok güzelsin' diyebileceği bir kadındı onun aradığı...
'Peki benden beklentin nedir?' dedi adam kadına...
'Hiç' dedi kadın. 'Hiç bir beklentim yok'. 'Ya senin?.
Senin beklentin ne benden?'...
'Bilmem hiç düşünmedim' dedi adam...
Oysa ikisinin de idealleri sandıkları beklentileri,
iki kişilik sandıkları tek kişilik hayalleri vardı...
Gün gün hayatın planları
vardı kafalarında...
Ama 'Hiç' diyorlardı, 'Çok'yerine...
Dürüst değillerdi...
Korkuları vardı...
Ya değişirse?,Düşlediğim gibi olmazsa her şey?....
Ya terk ederse?
Giderse gitsin...
Biterse bitsin...
Yeter ki sadece sevsin...
Bunu diyemiyorlardı...
Düşünüyorum da, biz insanlar hep karşımızdaki ile
hayalimizdekini aynı görmeye çalışırız. Ya da aynı
yapmaya...
Olmayınca suçlarız, kızarız, hatta terk eder gideriz...
Terk edemezsek sızlanırız...
Mutsuz olur, mutlu edemediği için mutsuz ederiz
karşımızdakini...
Ne umdum ne buldum deriz...
Peki ya hiç ummasak nasıl olur...
Hiç beklemesek...
Beklentisiz seviversek..
Onu bensizken, sensizken olduğu gibi sevsek...
Kıskanarak değil de, özgürlüğünü seyrederek sevsek...
Özel günlerde hediyelerle gelişini değil de, ummadık bir anda
öpüşünü, olmadık bir anda kapıyı çalışını sevsek...
Sevgiye beklentileri karıştırmadan, sevgiye başka şey
katmadan koşulsuz ve katıksız sevsek...
Sonunu düşünmeden, hesaplayıp çarpıp bölmeden, kurgulamadan,
sorgulamadan, hayallere dalıp gerçeklikten kopmadan sevsek...
Sadece sevsek...
Sevgi denizi sakin ve tek başına ama yan yana
yüzebilenler için mavi ve sonsuz bir yolculuktur...
Beklentiler ile yüklü dalarsanız denize
bu ağırlığı kaldıramaz...
Beklentilerinize uygun bulduğunuz
sevgilinizin boynuna atlarsınız büyük bir aşkla...
Beklentiler ile atladığınız sevgi denizinde size ne
olur biliyor musunuz? Ya beklentilerin ağırlığı yüzünden,
karanlık derinlikte birlikte boğulursuz....
Ya da sevgiliniz sizi ölüme terk eder...
Özgürlüğün ve hayatın beklentisiz tadına varmaya gider...