Sonsuz bir boşluk, gibi boşlukta mıyız acaba? Bazen güçsüz bazen çaresiz! Derdini, kimseye açamadan geçen ömür içinde sessiz kalan insan…. Acaba bulduğumuz her aşkın sonu acaba ayrılıkla mı son bulur?
Yanlış adımlar, anlaşılmayan sözler… Ah ayrılıklar ölüm kadar acı gözyaşı ve hüzün doludur. İnsanın ümit dünyasının içinin boşalması, yalnızlığın kucağına düşmesi çok acıdır. Ey sevgili, gönlün başka iklimlerin sahilinde gezerken yanında olan beni neden görmezsin? Başka sahillerde tek başına, gezmekten ne zevk alırsın? Ayrılığın rüzgârına kapılıp uzaklaştın yanımda dön de bir arkana bak gittiğin yol hangi yol bir bak!
Bir zamanlar yanımda olan sen şimdi nerelerdesin? Koşarsın ayrılık rüzgârının peşi sıra, sana yetişemiyorum… Beni mutluluk dolu anların sahilinde alıp mutsuzluk, rüzgârı peşinde sürüklemekten mutlu musun şimdi? Şimdi uzaklardasın, uzaklığın aranıp ta bulunmayan, azap dolu sokaklarında hangi dehlizlerinde saklanıyorsun? İstedim ki ömrüm senin ile geçsin, gözlerim sana bakar iken mutluluk ile ışıldasın. Ama insanın dünyada her istediği gerçek olmuyor şimdi daha iyi anladım.
Şimdilerde ben neredeyim bilmiyorum, var mıyım yok muyum onu da bilmiyorum. Sokaklarda ıstıraplar ile dost oldum onun koynunda yatıyorum, ama anladım ki ıstırap senden daha kıymet veriyor bana, beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı, ne zaman kapısını çalsam bana kapısını açtı. Hatta beni senden daha fazla koynuna, sardı onunla üşüsem, titresem de yüreğim kan ağlasa da her an yanımda benimle el ele kol kola, ulaşmak istediğimde hemen yanı başımda bana bakıyor.
Mehmet Aluç