Düştüğüm karanlıkta tek umudumdun sanırdım,
Sessizliğin içinden çıkıp gelirsin,elimden tutup ışığa çekersin sanırdım,
Gözlerim buluşunca gözlerinle yüreğine inerim sanırdım önceleri.
Ta ki bakışlarındaki hissizliğe denk düşene kadar yüreğim...
Nasıl dile getireceğimi bilemediklerimi anlamadığın için değil aslında sana kızgınlığım
(-ki rüzgarları bile dinlesen yetecekti oysa)
Veda nağmeleri arasında sıkışıp kalmışlıklarım var,hatta yüzünün her bir çizgisine ait ayrı ayrı an'larım da...
İşte bu yüzden,
Tam da bu yüzden zayıf bedenime ağır geliyor yalnızlıklarım
(-ki bir baksan etrafında olanlara,bir gelsen,bir düşsen tekrar rüyalarıma..yaşanılabilir kılacaksın hayatımı oysa)
İki kişi çıktığımız yolda yalnız yürüyecek gücüm yok benim
Ama kaderin önüne geçecek kadarda büyümedim daha
Hala çektiğim sancıları saklamak için sarmalıyorum incecik kollarımla bedenimi,
Usulca çekip bacaklarımı yukarıya,kimse görmesin acılarımı diye yüzümü bastırıyorum yastığıma
Yüreğimde biriktirdiğim tortular akarken gözyaşlarımla
Çok gülmek ağlamak getiriyor ya;
Mutluluğun fazlası da öyle
"-Ve giydirdiğin yalnızlık 1 beden büyük geliyor üzerime..."
Törpülenen bir sevdanın artıklarını toparlıyorum içime,
Sadece pencerenin buğusuna yazdıkların kalıyor geriye
Gölgene dâhi tahammülü yok gözlerimin
Hava yağmurlu,hava soğuk...
Yağmur bulutları üşüşüyor tepeme
içimde eksikliğin ürperiyor,soluksuz kalıyorum bir an
Biliyorum,yaklaşıyor son...
Giderken sen;
Geceydi,aylardan güz..
Yapraklar düşüyordu
Ve gözlerden yaş..
Oysa adımların yavaşlar sanıyordum,
Ta ki yüreğindeki bensizliği hissedene kadar...
Giderken sen;
Geceydi,aylardan hüzün
Yıldızlar kayıyordu
Ve tutamıyordum ne yıldızları,ne adımlarını,ne seni..
Oysa nefes kadar yakınım sanıyordum,
Ta ki sessizliğine yenik düşene kadar tüm seslerim...
Ve ben karanlığında şehrin, bir masalın içine düş'tüm
Uyanmamak üzere...