Kapalı Köy Okullarının Anaokullarına Dönüştürülmesi
Hükümetlerinin en temel önceliklerinden olan okul öncesi eğitimde 2002’de yüzde 11 olan okullaşma oranının, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında 48-72 aylık dönemde yüzde 43’e, 60-72 aylık dönemde ise yüzde 67’ye yükseltildiğini vurgulayan Bakan Dinçer, 2013’te yüzde 100’e çıkararak, 5 yaş ile zorunlu hale getirmeyi planladıklarını söyledi. Bakan Dinçer, 21 Ekim 2011 tarihi itibariyle bin 692 bağımsız anaokulu sayısına ulaşıldığına işaret ederek, ’’Ana sınıflarında ikili eğitime geçilmesine ilişkin düzenleme yapılarak daha fazla çocuğun bu eğitimden yararlanması ve kapalı olan köy okullarının da anaokullarına dönüştürülmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir’’ dedi.
Öğretmen Alımı
2003-2011 yılları arasında 300 bin 924 öğretmen alımı yaptıklarını bildiren Bakan Dinçer, 2003’te 22 bin 814, 2004’te 19 bin 29, 2005’te 20 bin 777 öğretmen alımı yapıldığını söyledi. ’’Öğretmen alınmıyor’’ diye eleştirilerin geldiği dönemde en fazla öğretmen alımının yapıldığını dile getiren Bakan Dinçer, ’’En çok öğretmen alındığı yıllar 2010 ve 2011 olmuştur. Benden önceki bakanın gayretleriyle aslında bu gerçekleşti. 2010’da belki de geçtiğimiz bütün yıllarda karşılaştırılmayacak kadar öğretmen alındı, 2010’da 40 bin öğretmen, 2011’de 40 bin öğretmen alındı’’ dedi.
Öğretmen Olarak Atama Bekleyen Çocuklarımızın Suçu Yok, Sistemik Bir Sorundur
Bakan Dinçer, öğretmen olarak atama bekleyenlerin bir suçunun bulunmadığını, bunun ’’sistemik’’ bir sorun olduğunu ifade ederek, ’’Dışarıda 264 bin öğretmenin beklediğini hesap ediyorsanız, kendinizi Milli Eğitim Bakanı’nın yerine koyun, o çocukların sorunlarına cevap üretmeye çalışın lütfen’’ dedi.
Bakan Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçesi üzerinde, atama bekleyen öğretmenlere ilişkin soruları yanıtladı. KPSS sonuçlarına göre, 264 bin 277 mezunun öğretmenlik beklediğini bildiren Bakan Dinçer, her yıl sadece eğitim fakültelerinden mezun olup, öğretmen olmayı bekleyen öğrenci sayısının ise 33 bin 783 olduğunu kaydetti. Bakan Dinçer, fen-edebiyat fakülteleri mezunları, mesleki teknik eğitimden sonra pedagojik formasyon eğitim hakkına sahip olanların da dahil edilmesi halinde bu sayının 73 bin 142 kişiye ulaştığını belirtti.
Bakan Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığının, norm kadro sayısının esas alınması halinde 126 bin 137 öğretmene ihtiyaç bulunduğunu ifade ederek, bu ihtiyacın 2014’e kadar 137 bin 806’ya çıkacağını vurguladı.
Bakan Dinçer, geçen yıl yaklaşık 65 bin olan ücretli öğretmen istihdamının, şu anda yaklaşık 60 bin olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
’’60 bin ücretli öğretmenin, normal kadrolu öğretmen olarak istihdam edilmesi halinde, -onun karşılığı olan dersleri telafi edecek öğretmen olarak ne kadar ihtiyacımız olarak baktığımızda, bunu üçte iki diye oranlıyoruz-, bugün aşağı yukarı 40 bin öğretmen alsaydık, bu yıl öğretmen açığımız olmayacaktı. Şu anda bile dışarıda gerçek anlamda 264 bin öğretmenin beklediğini hesap ediyorsanız, kendinizi Milli Eğitim Bakanı’nın yerine koyun, o çocukların sorunlarına cevap üretmeye çalışın lütfen. Bazılarınız öğrencilere yönelik olarak, ’kendi kabiliyetinize göre yeni işler de bakın’ tavsiyemi belki yadırgadılar, eleştirdiler. Bu rakamları ve tabloyu görseydiniz, o çocukların sorunlarını dert etseydiniz, ne cevap üretirdiniz, lütfen o cevabı siz verin. Bunun bireysel sorun olmadığını, o çocuklarımızın hiçbirinin suçlanmaya gerek kalmaksızın bu sorunu çözmeye yönelik çaba sarf etmeyi, ortak sorumluluğumuz olduğunu da düşünerek söylemeniz lazım. Bu çocuklarımızın suçu yok, sistemik bir sorundur. Bu sorun içinde bu konunun bakanı olarak kısa vadeli, hemen, popülist tavır yerine çok daha kalıcı, kapsamlı stratejiler üreterek sorunları çözmek gerektiği kanaati taşıyorum. Kamuoyuyla konuşurken de bu sorumluluklarımı hissederek konuşuyorum.’’