Bebeklerde gülümsemenin anlamı
İlk günden başlayarak yeni doğmuş bir bebek, yetişkinlere birtakım sorumlulukları olduğunu hissettirir.
Her şeyden önce, bebeğin durumu (zayıflığı, güçsüzlüğü} yetişkinleri çok etkilemektedir. Bundan başka bakışı, hareketleri, yüzünün ifadesi, anne-babayı çocukla ilgilenmeye zorlar. Bunlar hemen hiçbir yetişkinin kaçınamadığı yardım çağrılarıdır.
Ama büyükleri en iyi tavladığı, dikkatlerini üzerine çektiği an, gülümsediği andır. Peki bu gülümsemenin anlamı var mıdır? Yeni doğmuş bir bebeğin gülümsemesi ne anlama gelir? Son yıllarda yapılan çok sayıda çalışma, gülümsemenin doğumdan Önce bile var olduğunu göstermekte; değişik toplumlar incelendiğinde, kör bebekler gözlendiğinde, gülümsemenin sonradan öğrenilen bir hareket olma ihtimalinin az olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yaşamının ilk haftasında: Gülümseme, daha çok bebek uyurken ya da gözleri kapalı uyumaya başlarken görülür. Dış dünya ile henüz doğrudan hiçbir ilgisi yoktur. Nörofizyolojistlerin (sinirsel gelişmeyi araştıran uzmanlar) kör bebekler üzerindeki incelemelerinden sonra gülümsemenin bir "refleks" olarak adlandırılabileceği ortaya çıkmıştır.
Birinci ayın ortasına doğru: Artık gülümsemeyi iletişim kurabilmek için kullanıyor. Annenin sesine karşı bir sevgi belirtisi olarak gülümsüyor. Kabuğundan yavaş yavaş çıkıyor.
Üç aylıkken: Gülümsemesini yine bir iletişim aracı olarak kullanıyor. Sanki toplumsal olaylarda kendisinin de var olduğunu belli etmek ister gibi gülmektedir.
Dördüncü ve beşinci aylara doğru: ilk kahkahası duyuluyor. Ağız bölgesinden aldığı zevkin gelişmesi ile bu kahkaha birbirine koşuttur ve ondan aldığı mutluluğu kanıtlar.
ALINTI