Bilim Üzerine Notlar
İnsanoğlu dünya üzerinde var olduğundan bu yana, kendisini merak eden, nereden gelip, nereye gittiğini anlamaya ve davranışlarının nedenini çözmeye çalışan, bilmek ve şüphe etmek yolunda kendinden vazgeçebilen/vazgeçirebilen bir canlıdır. İnsan üzerine yazılmış milyonlarca tanımın bile aklımızda yer edinememesinin en önemli nedeni de aslında budur.
İnsan, her ne kadar alışkanlıklardan ve şablonlardan oluşan bir varlık olsa da son derece karmaşık bir yapıya da sahip olduğu yadsınamaz. İşte tam burada bilim kavramı, doğasını anlamak/anlamlandırmak/anlatmak için kuram ve gerçek arasındaki bağı incelemeyi ve insan kavramının bir nedeni ve sonucu olarak yeni bir dünya oluşturmayı etkinlik ve ürün olarak görmeye başlar. Varlık ile sağlanan süreci incelerken, insan varlığıyla olan süreci de kanıksar.
Kavramlar arasında aranan gerçeklik, zıtlıklar arasında aranan bir önerme gibidir. Bilim, kendini var ettiği ölçüde var olabileceği için etkinlik ve üretkenlik insan dimağında da var olmalıdır. Bilim, yaşanan ile yaşanacak çıkarımları, yaşanmış ya da yaşanabilirlerle kıyaslarken, kendi felsefesini de yaşatmayı bilmiştir.
Bilim, evrendeki olguları açıklarken, birikimin gücünü ve taşıyıcılığın önemini arkasına alır. Gerçeğin farklı boyutlarını tek tek sınıflandırmaya ve yol kat etmeye çalışır. İnsan faktörü de dilin ve kavramların varlığı ile bu gücü eline alan bir taşıyıcı güçtür.
Geştaltçı/bütünsel bilişsel anlayışçı insan, nedenleri merak ederken, bilimi doğurmak için bir nedene ihtiyaç duymamayı da öğrenmiştir. Bilim, insan ihtiyacının dışına çıkabilen sistematik yegâne üründür.
Mutlak anlamda kesinliği olan ve olmayanı, zıtlık kavramından çekip, çıkararak ortaya koymaya çalışan bu düşünce sistemi, insanın var ettiği ve insanı var eden tüm doğal olayları incelemeyi de bir kalıp olarak görmez.
Yazar Hakkında
M. Fatih Hanoğlu
Rota Bilim Araştırma & Geliştirme Kurumu
Yöneticisi