Var Oluş ve Yaşamak
“Yaşam öykümüz, aynı zamanda insanlığın bir öyküsüdür…”
Siz okumaya başlamadan önce, cansız bir sayfanın karanlık puntolarından biri olan bu cümleler; siz okumaya başladığınız anda var oluş düzleminde, yani düşüncelerinizde (doğru ya da yanlış olarak) yerini alır. Ve bu nedenle var oluş düzlemi, düşünsel boyutta kendini de öyküler. İnsanlık öyküsünde var olan tüm zıtlıklar gibi “Yok oluş” da düşünsel boyutta bir varlıktır.
Hayat, kavramlarını zıtlıkların doğurduğu saymacalar zincirinden alır. İyi-kötü, güzel ya da çirkin tüm zıtlıklar, öykünün tamamında olabilmek için, bir diğerini baskılar ve anlık yok oluşlara doğru sürükler.
Bu öyküde yer, zaman ve olaylar; varlığın etrafında kurgusal bir düzlemde hayat bulur. “Yokluk” ise biz düşünebilen varlıklara okumadığınız bir kitabın içeriğinden başka bir şey değilmiş gibi gelir.
“Yokluğu bir şeyleştirmek ya da kavramsallaştırmak da varlığı, zıttı ile yaşatmaktır.”
Bu öykünün yazarları ve kahramanları, iyiliği-kötülüğü yaşatır ve yaşarken, birçok soru ve sorun ile de kendini baş başa bulur. En önemli soru ve sorunlar; insanın -düşüncede- kendini var ettirmek istemesinin ürünleridir.
Peki, soru ve sorunlarımızı biz var etmiyor muyuz?
Bu sorunun birçoğumuzda farklı cevapları vardır. Siz bu soruya cevap verirken, ben de bir farklılık katmak amaçlı kendi cevabımı vermek istiyorum.
Peki, soru ve sorunlarımız bizi var etmiyor mu?
Size bu bir cevap değil de bir soru olarak gelebilir. Unutmayın en zor soruların cevapları da bir sorudur.
O halde soru ve sorunların cevapları, varlık ile ilişkisini kendisiyle, yani hemen hemen aynı değerdeki bir soru ile kurar. Sorunları “yokluk” ile ilişkilendirmek, gerçekçi/rasyonel bir düşünce şekli değildir. Çünkü düşüncede sorunların “Yok” olması, bastırılması; çözümlerin de “Var” olmasını engeller. Bir sorunla karşılaştığımızda yapmamız gereken en önemli yöntem de bu önermeyle ortaya çıkmaktadır. “Çözüme gidin…” Çünkü var oluş, yok oluşu çözümlere gömer.
“Sağlıklı bir yaşam sürdürmek istiyorsak yapılacak öncelikli işlerden biri, kendimizi tüm eksik ve güçlü yönlerimizle kabul etmek, hayatın zıtlıklarını kabul etmek ve doğal karşılamaktır.”
Yazar Hakkında
M. Fatih Hanoğlu
Rota Bilim Araştırma & Geliştirme Kurumu
Yöneticisi