Anne babalarla çalışıyor olunca, aile hayatlarına odaklanınca, ister istemez her yerde çevremdeki aileleri gözlemler, anne baba ve çocukların nasıl davrandıklarını, birbirleriyle nasıl bir ilişki ve etkileşim içinde olduklarını anlamaya çalışır oldum.
Hele bu tatil zamanında, daha çok dışarlarda olunduğundan mı, daha çok vakit olduğundan mı bilmiyorum antenlerim biraz daha açık! Zannetmeyin ki dışardan bakıp ahkam kesiyorum. Çuvaldızı kendime batırmaya da çalışıyor kendi aileme de bu gözle bakmaya gayret ediyorum. Anne olarak kendimi de sorguluyorum.
Birçok yerde, farklı ortamlarda ve farklı aile tiplerinde şunu gözlemledim: Çocuklar anne babaları yönetiyor! Kontrol onların elinde. Bunu aslında anne babalardan da duyuyordum; “parmağında oynatıyor bizi”; “ne istese yaptırıyor” diye. Gözlemlemek pekiştirdi.
İzlediği maçın ortasında, çocuğu “sen de uyu!” dediği için kalkıp otel odasına gitmeye zorlanan babalar, her istediğini yapmak için tatil köyünde bütün gününü çocuğunun peşinde koşarak geçiren anne/babalar, ağlayıp sızladığı için tüm yolculuğu çocuğuyla birlikte feribotun tuvaletinde geçiren anneler, gece yarısına kadar uyumayan; akşam yatana kadar ve sabah uyanır uyanmaz bilgisayar başında oyun oynayan çocuklar…ve daha birçoğu…
“Aman aman üzülmesin!” diye yapıyoruz. Bazen kolayımıza kaçıyor. “Ağlamasın, zırlamasın şimdi kim uğraşacak, dediğini yapıverelim” diyoruz. Bazen farketmiyoruz bile…
Eğer aile hayatı bir araba ise; direksiyonda anne ve/veya baba oturuyor. Yanında ise eşi. Zaman zaman şöfor değişimi olmalı tabii. Arabanın nereye gideceğine; nerede durulacağına anne baba ortak karar vermeli. Çocuklar ise arkada. Tabii ki onların da söz hakkı var ama, ebeveynler her seferinde arkaya dönerse araba bir yerlere toslayabilir. Ya da çocuklar arkadan gördükleri kadarıyla yolu tarif ederse, yanlış yerlere gidilebilir.
O halde anne babalar olarak kontrol bizde! Ailenin ve çocukların yönetimi bizim etki alanımızda. Kararlar ve kurallar bizim tarafımızdan belirlenmeli. Bu demek değil ki çocukların hiç hakkı yok. Onların fikri sorulacak; karar ve kurallara katkıda bulunacaklar.. Zaten en doğrusu herkesin görüş birliği içinde olması. Bundan sonrasında çizilen sınırları tutmak ve gerektiğinde hayır demek anne babanın sorumluluğu. Çocuklar her zaman bunları esnetmeye hazır. Bazen tatlılıkla; yüzümüze bakıp içimize işleyen bakışları, “annecim babacım noolur” lu sözleriyle.Bazen de bağırıp çağırma ağlama sızlamalarıyla..
Kontrolü ele almak ve bu anlamda yapılması gerekenleri yapmaya çalışmak kısa dönemli bakıldığında işleri zorlaştırabilir. Ancak uzun dönemli düşündüğümüzde daha istikrarlı ilişkiler ve sağlam bir aile yapısı için gerekli…
Figen Küçükkner KIRCA