Arkadaş(ı) Olsun

Arkadaşlık ilişkileri çocuklarımızın 3 yaşından itibaren anlam kazanmaya başlar. Devam eden yıllarda da arkadaşların, çocuklarımızın hayatında kapladıkları alan/zaman artar. Yaşam boyu devam eden bir olgudur arkadaş. Bazen komşuluk, bazen meslektaşlık şeklinde ilerleyen yaşlarda da devam eder. Ancak bu ilişkiler okul çağı – son çocukluk- ergenlik dönemlerinde ki kadar etkili olmamaktadır. Çocuklarımızın da içinde bulunduğu bu yaşlarda akranlarıyla kurduğu ilişkiler, büyümeye çalışken en çok destek aldığı imkândır.

Arkadaşlık; onay alma, kabul görme ihtiyaçlarının karşılanması, kendi becerilerini – sınırlarını tanıması, hedef koyması, zaman kullanımı, cinsel rollerin oturması gibi çocuğumuzun gizli ve açık ihtiyaçlarını giderir. Ayrıca ileriki yaşlarda doyumlu bir hayat için gerekli temel becerilerin kazanımında arkadaşlık önemlidir.

Çocuk hayata başladığında kendisini merkezde olduğu bir dünyadadır. Her şey onun bakış açıcı ve ihtiyaçlarına göre anlam kazanır. Sağlıklı olan, yaşın ilerleyişiyle “diğer” insanların da farkına varılmasıdır. İşte çocuklar; diğerini anlamak, başkalarının duyguları ve düşüncelerini fark edebilmek, kendine dışarıdan bakabilmek gibi özellikleri iyi[1] arkadaşlardan kazanabilir. Bu beceriler, iki hayati konu olan mesleki başarı ve mutlu bir aile kurmak üzerinde de çok etkilidir.

Çocuğumuzun olumlu davranışlara sahip arkadaşlar edinmesi, kendisinin de bu olumlu davranışlara sahip bir arkadaş olması için neler yapabiliriz?

Aile, akrabalık insanın kan bağı ile sahip olduğu ilişkilerdir. Bunlar onun iradesinden bağımsızdır. Ancak arkadaşlık akrabalık ilişkilerine göre kişiye bağlıdır. Kimi zaman çocuklarımızla tartıştığımızda, çocuklarımızın arkadaşlarını savunması, onların haklılığındaki ısrarı da bu yüzdendir. Arkadaş, çocuk için kendi iradesi demektir. Ve onun arkadaşını reddettiğinizde ya da onaylamadığınızda bunu kişisel bir mesele haline getirebilir.

Ancak bu onun arkadaşlık ilişkilerinde hiç etkiniz yok anlamına gelmemektedir. Yaşadığı ev, evin bulunduğu semt, öğrencinin okulu, sanatsal ve sportif becerilerine göre seçilen kurslar genellikle anne-babanın tasarrufundadır. Çocuk farkında olmadan zaman ve mekân zorunluluğu ile çevresindekilerden arkadaş seçer ancak büyük seçimi yapan ailedir. (Tabii günümüzde internet ortamında kurulan ve cep telefonun imkanlarıyla oluşan arkadaşlık – tanışıklık bu genel durumu bozmaktadır. Bir başka beceri olan teknoloji kullanımı önerilerimizi yine burada ilerleyen günlerde paylaşacağız.)

Aile çocuğuna özellikle okul çağına kadar ve devamında başarılı rol model olmuşsa, arkadaş seçiminde beğenileri-standartları aileyi şaşırtmayacaktır.

İletişim başlatma, sürdürme, sonlandırma, zor durumlarla baş etme, çözüm bulma, çatışma çözme, hayat başarısı için gerekli “sosyal becerilerdir”. Bunun yüzden arkadaşlık, ilk tecrübelerin alanıdır. Başarılı arkadaşlık ilişkileri yürütebilmesi için ailenin yapması gerekenler neler olabilir diye düşünüldüğünde şunları söyleyebiliriz:

Anne-baba, öncelikli rolü olan ebeveynliği terk etmeden çocuğunun dünyasına girebilmeli. Arkadaşı olmaktan ziyade arkadaşı “gibi” iletişim kurabilmeli. Doğru-yanlış gibi yargılamada bulunmadan, onun düşüncelerini anlamaya çalışarak bu sağlanabilir. Böylelikle çocuk ve büyükleri arasında şeffaf – dürüst bir diyalog oluşur. Yetişkinlerle kurduğu iletişim biçimini arkadaşlıklarda da kullanacaktır.
Onunla konuşurken, kendi duygularınızı veya düşüncelerini empoze etmeden, ben dili kullanarak aktarabilirsiniz. Örneğin: “Senin kahvaltıdan sonra masayı silmen çok hoşuma gitti. Ben de senin yaşlarındayken annemi mutlu etmek için böyle jestler yapıyordum.” Bu iletişim modeli çocuğa diğerlerinin duygularını almama, tahmin etme yeteneği kazandırır.
Evcil hayvan veya bitki yetiştirmeye teşvik edebilirsiniz. Dünyamızı paylaştığımız diğer canlılarla temas, ötekilerin ihtiyaçlarını anlamasını da sağlar. Bu farkındalık ileriki yıllarda ilişkilerde analitik düşünmesini sağlayacaktır.
Romanları ve öyküleri beraber okuyabilir, bunlardaki karakterin kişilik analizlerini beraber yapabilirsiniz. Kitaptaki olumlu, güçlü karakteri canlandırarak beraber bir eğlenceye ortak olabilirsiniz. Bu karakterden özellikler kazanabilir ve arkadaşlık ilişkilerinde fark etmeden arayacağı kişiler olabilir.
Harçlılığını verdiğinizde o harçlığı nasıl harcayacağı konusunda planını öğreniniz, önerilerde bulununuz.
Okulun, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının “paylaşma” temalı faaliyetlerine ailecek katılınız. Arkadaşlığın temeli olan paylaşım imkânları kaçırılmamalı.
Bedensel beceri gerektiren oyunlar, etkinlikler ya da sportif uğraşlar edinmesini sağlayınız. Arkadaşlık ilişkilerinde, hareketliler kendilerine benzerlerle, yavaşlar da kendilerine benzeyenlerle bir arada olurlar. Ancak yaşamın en hareketli dönemi olan çocuklukta ağır hareket eden öğrenciler, akran gruplarında çok aranan kişiler olmamaktadır.
Sonuç olarak, arkadaş edinmek, yaşamın geri kalanında değer katacak bir beceridir. Bunun için ailelerin yapabileceği şey vardır. Örneğin, çocuğa paylaşmayı, başkasının duygularını anlamayı, duygularını denetim altına almayı, belirlenmiş kurallara uymayı, cesaretli ve girişken olmayı, saygılı olmayı, kendinden küçükleri sevmeyi ve korumayı, yardımlaşmayı öğretmelidir. Bunlar mutlu ve doyumlu bir hayat için imkân olacaktır.


[1] İnsan için iyi veya kötü diye bir tanımlama elbette mümkün değildir. Bu tanımlamaları bireyin kendisi için değil davranışları için yapmak doğru olacaktır. Davranış ile kişilik her zaman ayrı ele almak daha doğrudur. Burada “iyi” sözcüğü ile olumlu davranışlar gösteren ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olumlu alışkanlıklar kazanmış kimse işaret edilmektedir.


.alıntı.