Büyüyünce Annemle/Babamla Evleneceğim!
Kızınız babasına veya oğlunuz size karşı neredeyse "aşk" diyebileceğiniz türden bir ilgi göstermeye mi başladı? Kızınız sizi babasının yanına yaklaştırmak istemiyor, oğlunuz babasıyla sohbet etmenizi bile kıskanarak, araya giriyor ve ilginizi kendi üstüne çekmeye mi çalışıyor? Genellikle çocukların karşı cins ebeveyne yönelik "romantik" duygular sergilemeye başlamaları anne-babaları endişelendirir. Ancak aslında çocuğunuzun bu davranışına neden olabilecek bir hata yapmış olma endişesi ile kendinizi sorgulamanıza gerek yok...
3-6 yaş arasında normal
3-6 yaş arasındaki çocukların karşı cins ebeveyne karşı "romantik" bir sevgi beslemeye başlamaları normal ve hatta olması beklenen bir durum.
Uzmanların Odipal dönem olarak isimlendirdikleri bu dönemde çocuğunuz karşı cins ebeveynini yeni bir açıdan görmeye başlıyor. Yunan mitolojisindeki Oedipus (kim olduklarını bilmeden babasını öldüren ve annesi ile evlenen bir adam) öyküsüne dayanan bu terim çocuğun karşı cins ebeveyne romantik hislerle bağlandığı 3-6 yaş dönemini ifade ediyor.
Örneğin erkek çocuğun annesine yönelik sevgisi bağımlı bir hayranlıktan saf bir aşka dönüşür ve aniden sizin tamamen ona ait olmanızı istemeye başlar. Hatta tutkulu öpücükler vermeye, evlilik tekliflerinde bulunmaya ya da babayı dışlamaya yönelik şeyler söylemeye başlar. Örneğin "annemle ben yemek yiyoruz, baba sen odana gider misin?" veya "şu anda babama ihtiyacımız yok değil mi anne?", "bu kapıyı kilitlesem babam geldiğinde eve giremez" gibi şeyler söylemeye başlar. Elbette kız çocuğunun romantik duyguları da babaya yönelir ve dışlama girişimlerinin hedefi bu sefer anne olur.
Çok tuhaf gibi gözükse de bu, okul öncesi dönemdeki çocukların cinsel kimlik duygusunun sağlamlaşmasına ve karşı cinse yönelik sağlıklı duygular kazanmalarına yardımcı olan doğal ve olması beklenen bir gelişim aşamasıdır.
Çocuğun bazı zor ve acı verici duygular yaşamasına da neden olabilir
Çocuğun ebeveynlerden birine yönelik romantik duyguları (ve diğer ebeveynle çekişmesi) artarken, aynı zamanda suçluluk, kaygı ve korku duyguları da yoğunlaşır. Örneğin bir kız çocuğu hem annesini sevmekte ve ona özenmekte, hem de onu kıskanmakta ve kızgınlık hissetmektedir. Bu durum suçluluk duymasına ve ona ihanet etmiş gibi hissetmesine neden olur. Annesinin bu düşüncelerini anlayacağı ve kendisinden öç alacağı korkusu da bu duyguları şiddetlendirir.
Yetişkinler çocuklardan çok daha büyük ve güçlü olduklarından ebeveynin intikam alması fikri 3 yaşındaki bir çocuğu dehşete düşürür ve bu korku büyük olasılıkla bilinçaltına atılır. Daha sonra ise bu korku kötü rüyalar ya da karanlık, ölüm, canavar, köyü adam ve cadı gibi korkularla su yüzüne çıkabilir. Bu korkular aşırı olmadığı veya çocuk diğer ebeveyne aşırı derecede zıt ve karşı gelici davranışlarda bulunmadığı sürece bu durum karşısında verilecek en iyi tepki hoşgörülü olmaktır.
Nasıl davranmanız gerekir?
Çocuğunuzun davranışlarını hoş görseniz de, eşinizi sevmiyormuş gibi davranmanız ve çocuğunuzun üzülmemesi için eşinize karşı doğal, içinizden gelen sevecen duyguları göstermekten kaçınmanız da doğru değildir. Tam tersine çocuğunuzun sadakatinizin devam ettiğini görmeye ihtiyacı vardır.
Çocuğun "aşık olduğu" ebeveynin de durumu bir oyun gibi görmesi ve bu "oyuna" katılarak şaka yollu da olsa diğer ebeveyni dışlayıcı tavırlar sergilemesi de doğru değildir.
Çocuğu memnun etmek için kural ve sınırlarınızda değişiklik yapmanız (örneğin aranızda yatmasına izin vermeniz, normal olarak diğer ebeveynin yaptığı bazı şeyleri üstlenmeniz) faydadan çok zarar getirecektir.
Çocuğun annesini/babasını yenilgiye uğratabileceği ve diğer ebeveynin aşkını elde edebileceği olasılığının gerçekten mevcut olduğuna inanması kafasının daha da karışmasına ve dehşete kapılmasına neden olur.
Eşinizle ilişkinizde doğal davranmaya devam etmeniz ve aranızdaki, bir gün kendisinin de benzerini yaşamak için uğraşacağı sağlıklı bir ilişkiye tanıklık etmesi onun açısından çok daha yararlı olacaktır.
.ALINTIDIR.