ÇOCUĞUMA ÖDÜL VE CEZA VERİRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
Disiplin çocuk eğitiminin bir parçasıdır. İsmi ne olursa olsun disiplinin önde gelen ilgi alanı, davranışı etkili bir şekilde ele almaktır. Disiplin bu sebeple çocuğun gelişiminde etkili bir rol oynar.(Yavuzer,2002)
Disiplinin üç temel amacı vardır. Bunlar;
·Sevgi ve güven ilişkisi geliştirmek,
·Benlik değerinin temelini atmak,
·Başkalarını anlayarak ve onların kişiliklerine saygı göstererek model görevini gerçekleştirmek
·Aile içinde denge ve düzenin oluşturulmasında disiplinin büyük önemi vardır. Ama disiplin denince aklımıza hemen cezalandırma ve ceza gelmemelidir.
·Bu şekilde algılayan ve disiplin denince aklına dayak ve zor kullanma gelen ailelerin çocuklarında bırakacakları etkiler şunlardır:
·Aileye karşı kızgınlık, öfke ve korku duyguları,
·Saldırgan olmayı ve sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretirler,
·Zayıf vicdan ve ahlak gelişimine sebep olurlar,
·Benlik algısının düşük olmasına neden olurlar,
·Özgüven sorunları yaşayabilirler.
Ceza yalnızca hoş görülmeyen davranışa verilen tepkidir ama çocuğa hangi davranışı yapması gerektiği belirtilmez ve çocuk hangi davranışın doğru, hangi davranışın yanlış ve yapmaması gereken davranış olduğunu bilmez. Ceza uygulandığında etkisi uzun süreli değildir sadece uygulanan zamanda etkili olur ve etkisi ortadan kalkar. Cezayı uygulayan kişinin olmadığı durumda da tekrar ortaya çıkar çünkü alternatif davranış sunulmamış ve neden yapmaması gerektiği açıklanmamıştır. Bu nedenle Çocuğa hangi davranışından dolayı ceza gördüğü ve hangi davranışları sergilemesi gerektiği söylenmelidir.
Ceza sonucunda kaçınmada ortaya çıkabilir. Çocukta yalan söyleme, aldatma, geri çekilme gibi cezadan kaçmak için kullanılan davranışlar ortaya çıkabilir.(Onur, 1998)
Anne babalar çocukları için önemli bir modeldir. Anne babanın çocuğa şiddet uygulaması demek çocuğunda şiddete yönelmesine ve aynı yöntemleri uygulamasına sebep olur.
Ödül istenilen bir davranışı ortaya çıkarma olasılığını artırır, ceza ise istenmeyen davranışın ortamdan çekilmesini sağlar bu yüzden ebeveynlerin ödül ve ceza mekanizmasının uygulanmasını kesinlikle iyi bilmeleri gerekir.
Ödül ve ceza uygulanırken ailede tutarlılık olmalı ve annenin cezalandırdığı davranışı baba ödüllendirmemelidir. Örneğin çocuk küfür ettiğinde anne çocuğa kızıyor ve azarlıyor; ama babanın yanında küfür eden çocuğa baba “Aferin oğluma büyümüşte küfür ediyor.”şeklinde bir tepki gösteriyorsa, çocuk hangi davranışın doğru olduğunu ayırt edemez ve duruma göre hareket eder. Sadece annesinin yanında küfür etmez. Ama ebeveynlerde tutarlılık olursa ve aynı duruma farklı tutumlar sergilenmezlerse çocuk hangi davranışın yanlış olduğunu bilir ve çelişki yaşamaz.
Anne, baba ve çocuk arasındaki iletişimi yönlendiren temel noktanın çocuğa ne zaman ödül ne zaman da ceza verilmesi gerektiğinin bilinmesidir ve "çocuk çok küçük yaşlardan itibaren olumlu bir hareket yaptığı zaman ödüllendirilmelidir. Çocukla iletişimde ödül mekanizmasını kullanırken, ödülün miktarını, yerini ve zamanını iyi ayarlamak gerekir.
Manevi ödül maddi ödül kadar hatta ondan daha fazla etkilidir Sürekli maddi ödüller kullanılırsa önemli bir sorun ortaya çıkabilir. Örneğin çocuk her olumlu davranışından sonra maddi bir ödülle ödüllendirilirse, zamanla yalnızca ödüle ulaşmak için çalışacaktır. Ödül verilmediği zaman ise istenilen davranışı yapmayacaktır. Bu yüzden zaman zaman maddi ödülün yanında, yaptığı işin kendi sorumluluğu olduğu anlatılmalı ve çocuğa sorumluluklarının yerine getirilmesi gerektiği vurgulanmalıdır." Ödülün anne-babanın verebilecekleri miktarı aşacak derecede abartılmaması gerekir "Eğer yapacağı herhangi bir davranışın sonucunda çocuğa bir ödül vaat edilmişse bu kesinlikle yerine getirilmelidir. Yerine getirilemeyecek kadar büyüklükte vaat edilen bir ödül verilmediği zaman çocukta ebeveynlerine karşı güvensizlik duygusu gelişecektir".
Çocuğun her davranışının ödüllendirilmemesi gerekir, eğer çocuk her istediğini farklı yollarla elde etmeyi öğrenirse isteklerinin sonu gelmeyecektir. Bu yüzden çok küçük yaşlardan itibaren çocukların, elde edemeyecekleri şeylerin de olduğunu öğrenmeleri gerekmektedir.
Yaşa Göre Ödüllendirmeyi Nasıl Yapabilirim?
Bebeklik Döneminde Ödüllendirme Şekli: Öpme, okşama, sevme, kucaklama, onunla oynama, onu besleme, gezdirme, onunla meşgul olma, onunla konuşma, onu sevdiğini hissettirme vb... Bu davranışların normal zamanda yapılması zaten gereklidir. Ancak ödüllendirilmek istendiğinde özellikle yapılması önemlidir.
Okul öncesi dönemde ödüllendirme şekli: Öpme, okşama, sevme, kucaklama, onunla oynama, onunla gezme, birlikte vakit geçirme, söz olarak onaylandığını vurgulama, onun hoşuna gidecek iltifatlar söyleme, onun sevildiğini hissettirme, onun gelişim dönemine uygun oyuncak ve hediyeler alma ( bu hediyelerin manevi değeri ön plana çıkarılmalıdır.)
Okul döneminde ödüllendirme şekli: Öpme, okşama, sevme, onunla oynama, onunla birlikte gezme, birlikte ders çalışma, onaylandığının hissettirilmesi, onun kabiliyetlerini ön plana çıkaracak program ve aktivitelere yönlendirme, onun hoşuna gidecek iltifatlar söyleme vb..
Verdiğiniz Ödül Ve Cezanın Nedenini Açıklayın
Cezanın da aynı ödülde olduğu gibi yeri, zamanı ve miktarının iyi belirlenerek kullanılması gerekir Psikolojide kesinlikle fiziksel cezaya yer yoktur. Ceza genel olarak mahrum bırakma şeklinde verilmelidir. Örneğin, “Dersini çalışmazsan televizyon izlemene izin vermem, odanı toplamazsan arkadaşlarınla oynamaya gidemezsin” gibi.
Ödülde olduğu gibi yapılamayacak cezanın da verilmemesini ve cezanın nedeninin de mutlaka çocuğa açıklanması gerekir" Yani cezada ve ödülde mutlaka bir geri bildirim olması gerekiyor. Çocuk hem ödülü hem cezayı niçin aldığını bilmelidir. Bildiği zaman ödül ve ceza mekanizması etkili bir şekilde uygulanabilir.
Sürekli olarak açıklayıcı olunmalıdır. Yani sana ben şu cezayı veya ödülü veriyorum. Çünkü “Sen şu davranışta bulundun ve bunu hak ettin” gibi.
Cezalandırma Nasıl Olmalı?
Uyarılmalı: Çocukların ilk yaptığı hata eğer çok büyük sonuç doğurmayacak şekildeyse, anne-baba uyarmakla yetinmelidir. Uyarının da bir cezalandırma olduğu unutulmamalıdır. Bu yeri geldiğinde anlık bir kaş çatılması şeklinde de olabilir. Bu çocuğa yaptığı davranışın onaylanmadığı mesajının iletilmesidir.
Konuşulmalı: Yapılan hatanın şiddeti artmış ise ya da tekrarlayan bir hataysa; çocuk ile yaşına uygun bir şekilde, bu durumun hatalı olduğu ve doğrusunun ne olduğu, davranışın tekrarı halinde zararının neler olabileceği konuşulmalıdır. Bu açık olarak sizin tarafınızdan bu davranışın istenmediğinin belirtilmesidir.
Cezalar hatırlatılmalı: Yapılan hatanın devamı durumunda, hatanın büyüklüğü ne olursa olsun anne baba tekrar çocuğu ile sevgi ve ılımlı bir ortam oluşturarak, çocuğa yönelik aşırı tepki ve yargılamadan kaçınarak konuşmalı ve çocuğa bu davranışın tekrarı halinde ne türlü cezaları alabileceğini belirtmelidir. Bu noktada çocuğun yaşına göre anne babanın konuşma tarzı ve üslubu çok önemlidir. Kesinlikle durum mücadele ve tartışma ortamına dönüştürülmemelidir. Çünkü bu ortam iki tarafa da zarar verir, ilerleyen dönemlerdeki ilişkiyi zedeler.
Ceza uygulanmalı: Konuşma ve söylenen cezalandırma ikazlarına rağmen devam eden yanlışlarda, anne babanın bahsettiği cezayı uygulaması gerekir. Anne babalar, yapamayacağı cezalandırma yöntemini çocuğa kesinlikle söylememelidir. Ancak cezalandırmayı yapmak istemedikleri veya yapamadıkları zamanlarda hafifletici sebeplere karşılık olarak, cezadan vazgeçebileceklerini önerebilirler. Örneğin, ceza olarak dışarı parka götürülmeyecek çocuğa , “odanı toparlarsan senin cezanı affedebilirim” denebilir. Cezalandırmanın şekli çok önemlidir. Çocuk psikiyatrlarının önerdiği cezalandırma yöntemi, çocuğun sevdiği şeylerden mahrum edilmesi şeklindedir. Fiziksel cezaların çocuklara uygulanması son derece sakıncalıdır ve çocukların anne baba ile ilişkisini zedeler ve ortamı daha gergin hale getirir. Erken yatma, odasında yalnız olarak iki-üç dakika beklemesi gibi basit cezalandırma tekniklerinin kullanılması da uygun olur. Ama cezalandırılma sırasında çocukların gururu incitilmeden ve özgüvenleri zedelenmeden uygun bir dil ve takdim ile bunun yapılması gerekir.
Ödül ve cezanın etkili olabilmesi için, şu hususlara dikkat edilmelidir.
·Ödül ve ceza rastgele değil, öğrenmenin bir sonucu olarak kullanılmalıdır.
·Ödül ve ceza yapılan bir işin hemen arkasından uygulandığı zaman etkilidir.
·Ödül her zaman öğrenme üzerinde, cezadan daha çok etkilidir. Cezalandırılan davranışlar, daha sık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, özellikle şiddetli cezadan sakınmak gerekir. Hafif cezalar güdeleyici rol oynar. Bireyin cezadan kurtulmak için doğru yolu aramasını sağlar.
·Ödül ve ceza, öğrenci tarafından yapılan bir işin, gerçek ya da mantıklı bir sonucu olarak kabul edildiği oranda değerlidir. Böyle olmasa etkisi daha çabuk unutulur, belki de olumsuz tutumların gelişmesine imkân sağlar. Bu nedenle eğitici ödül ve cezayı uygularken, çok dikkatli olmak zorunludur.
Uzmana başvurmalı: Aldığınız bütün önlemlere rağmen önüne geçilemeyen sıkıntılar için anne babaların bir uzmana başvurmayı ihmal etmemeleri gerekir. Çünkü bu durumlarda davranış bozukluğu, karşı gelme bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu, çocukluk çağı depresyonları, uyum güçlükleri gibi sorunlar eşlik ediyor olabilir.
ALINTI