Günümüzde çocuklar sayı saymayı çok küçük yaşlarda öğreniyor. Hepimiz bunu şaşkınlıkla izliyoruz. Uzmanlara göre ise çocukların bu kadar küçük yaşlarda sayıları öğrenmesinin nedeni televizyon. Siz de çocuğunuzun sayılarla barışık olması için ona yardımcı olabilirsiniz.
Küçük çocuklar vardır hani, her şeyi bilir, güzel güzel konuşur ve büyükleri şaşırtır. Hele bir de sayı saydılar mı, insanın dili tutulur gibi olur. "Bu minicik şey, nereden biliyor bunları" dersiniz. Ancak hızlı bir çağda yaşıyoruz ve çocuklar televizyonla öylesine iç içe ki, siz farkına varmadan pek çok şeyi hemen öğreniyorlar. Belki sayıların ya da kullandıkları kelimelerin pek bilincinde değiller ama sürekli tekrarlayarak bir bakıyorsunuz sayı saymaya başlamışlar bile.
Uzmanlar günümüzün bu minik dahilerinin, okula gitmeden önce kolayca sayı saymayı öğrendiklerini, bu deneyimin ise zeka gelişimine büyük katkısı olduğunu belirtiyorlar. Belki günümüzün dahilerinden biri de çocuğunuz. Sürekli televizyonda çocuk programlarını seyreden minik afacanınız bir gün sizi de şaşırtabilir. Bir bakarsınız merdiven basamaklarını tırmanırken sayı saymaya baslayıvermiş! önce "Acaba çocuğumuz dahi mi?" diye düşünebilirsiniz. Fakat uzmanlar günümüzde böyle çocukların sayısının hiç de az olmadığını, kısacası bunların "zamane çocuğu" olduğunu söylüyorlar.
Sayısız matematik becerisi geliştirebilir
Tıpkı alfabeyi öğrenmek gibi, çocukların ilk yıllarında matematik konusunda adımlar atmaları pek çok yetişkini hayretler içinde bırakıyor. Çocuk önce kendi yerinin ve çevresinin farkına varıyor ve önce yavaş sonra da hızlı bir adım atarak bir bakıyorsunuz kısacık bir sürede sayısız matematik becerisi geliştiriyor.
Dilerseniz bu süreç içinde ona yardım edebilirsiniz. Ancak baskı yapmadan günlük hayatın içinde merakını çekebilecek şeyleri öğretin, kısaca izah etmeye çalışın. Bu ona iyi bir temel hazırlar. Diyelim ki. tabağına 2 adet kurabiye koydunuz. Yanına 1 adet daha ekleyerek, 3 ile 2'nin aynı şey olmadığını anlatın. Ona 1 sayısının sadece tek bir şeyi gösterdiğini, 3'ün ise (neler olduğunu göstererek) 3 ayrı şeyi gösterdiğini açıklayın. Artık 2 yaşına geldiğinde objeler arasındaki farkı ve 1 ile 2'yi ayırt edebildiğini göreceksiniz. Sayı ile obje arasındaki bağlantı çözülmüş, kısmen de olsa sayıların anlamı anlaşılmıştır artık. Fakat bu süreç bazı çocuklarda daha yavaş olabilir, bu da sizi kesinlikle endişelendirmesin.
Çok çabuk öğreniyor
Diyelim ki, çocuğunuz aynen yukarıda verdiğimiz örnekteki gibi. iyi bir gelişim gösteriyor, zekası pırıl pırıl ve siz de bu aşamada ona yardım ediyorsunuz. Artık objeleri ayırt ediyor, 1 ile 2 arasındaki farkı biliyor. O halde yeni bir adım atmanın tam sırası.
Karışık legoları üst üste yığabilir. 2'den başka sayılar da olduğunu gösterebilirsiniz. Dilerseniz parmaklarını saydırmaya başlayabilir, sonra parmak sayılarıyla objeler arası bağlantıya geçebilirsiniz.
Bu arada kulaklar, burun ve gözler de devreye sokularak, bunların görevleri ve öğrenirken bunların iyi bir merkez olduğunu anlatabilirsiniz. Sonuçta, bu kadar ilginin karşılığını alarak, 2 yaşındaki bir miniğin vücudu, duyuları ve objeler hakkında oldukça bilgilenmiş olduğunu görürsünüz.
Kelime öğrenme isteğini sayılara çevirin
Ona "senin 2 ayağın ve 1 burnun var" derseniz o hem dil bakımından bir gelişme kaydeder hem de sayılar hakkında fikir edinir. Dilerseniz bunu sayısal bir oyuna dönüştürebilirsiniz. Uzmanlar ise çocuğunu oyun esnasında izleyerek, anne-babaların nasıl bir davranış modeli izleyeceklerini saptayabileceklerini söylüyorlar, örneğin; 2 yaşında bir çocuğun nelerle ve nasıl oynadığından yola çıkalım. Kutular, plastik hayvanlar ya da bebekler ilgisini çeker ve bunlarla oynar. Önce dikatle bakın, kaç tane kutuyu üst üste koyuyor, neyle neyi birleştirmeye çalışıyor? Aralarında bağlantı kurma şekli nasıl? Sonra devreye girerek bu oyuncaklarla bir puzzle oluşturun ve neler yapacağını izlemeye koyulun.
Ya da değişik biçim ve boyuttaki objeleri ortaya çıkartın, nasıl bir sıralama yapacağını gözleyin. Bir başka yol da, ona değişik şekiller ve boyutlarda oyuncaklar verin. O doğal olarak hemen gruplama yapar. Bu gruplamayı renklere göre yaptığını görürsünüz. Ancak bunu yaparken pek bilinçli değildir. Ona mutfak gereçlerini verin, örneğin; tahta kaşık, alüminyum tencere, tava, tepsi ya da cam kase, bardak, fincan, çatal, kaşık gibi. Bu gereçleri cinslerine göre ayırmasını öğretin ve mantıklı bir şekilde nedenini anlamasına yardımcı olun. örneğin, cam kase ile cam bardağın aynı maddeden olduğunu anlatın. Bir başka öğretici oyun da çamaşırlarla yapılabilir.
Bu oyunda da objeler ve sayılar arasında bağlantı kurmak mümkün. Çamaşır yığınından bir çorap çekin ve "işte mavi bir çorap" deyin. Bırakın çorabın diğer tekini de o bulsun. Ya da birlikte masa hazırlayarak, kaç tane peçete konacağını ona sorun. Siz ve o, olduğuna göre muhtemelen 2 diyecektir. Ya da kalabalıksaniz, her sandalye için 1 tane diyerek sayı saymayı rahatlıkla öğretebilirsiniz. Bazı anne-babalar, günlük yaşam içinde karşılarına çıkan bütün geometrik şekilleri öğretmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. "Bak bu bir daire, bu gördüğün ise üçgen, şu ilerideki ise tam bir kare" gibi. Bu da zaman içinde oldukça yararı dokunacak olan bir yöntem. Kolayca günlük yaşam içinde uygulanabilir, örneğin; trafik lambaları, süper marketteki kutular, dergideki resimler malzemeniz olabilir.
Oynarken onu kendi haline bırakın
Bazı çocukların erken yaşlarda dünyadaki 3 boyutla ilgilenmeye başladıkları görülüyor. Öncelikle yer ve miktar konusu gündeme geliyor. Bu uzayla kurulan ilk önemli bağlantılardan biri. Hatta bazı çocuklar daha 2 yaşını doldurmadan ilginç sorular sormaya başlar, örneğin "Masanın altına girebiliyorum, ama büfenin altına giremem değil mi?" gibi sorular sorabilirler. Hacim ve miktar konusuyla ilgili bilgisi, sizden destek alırsa kolaylıkla gelişir. İlgisini artırmak için ona büyüklü, küçüklü kutular vererek, içine koymayı deneyebileceği objeler verebilirsiniz. Ancak önemli bir uyarı: Oynarken onu kendi haline bırakın ve müdahale etmeyin. Bırakın kendi bildiği gibi sıralasın, bildiği gibi sayı saysın (1,2, bir milyon dese bile). Çünkü uzmanların da dediği gibi, o hazır olduğu an, zaten doğrusunu yapar.