Çocuğunuzla yaşadığınız günü konuşun!
Anne ya da baba ile beraber; yaşanan günü "şimdi ve burada" mantığı ile konuşmanın bir çocuk için ne kadar değerli olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Günümüzde modern ailenin en büyük problemi zaman baskısı olsa gerek. Her iki ebeveynin de çalışması, şehir trafiği, yoğun okul temposu, rekabetçi iş yaşamı, tek ebeveynli aile yapısı vb birçok etken ailelerin yaşam temposunu ciddi şekilde etkiliyor ve aileler üzerindeki zaman baskısını da daha çok arttırıyor.Bu yüzden de anne babaların birbirleri ile yeterince zaman geçirmeleri ya da günümüzün moda deyimi ile birbirlerine kaliteli zaman ayırmaları giderek güçleşiyor.
Anne ya da baba ile beraber; yaşanan günü "şimdi ve burada" mantığı ile konuşmanın bir çocuk için ne kadar değerli olduğu tartışılmaz bir gerçek.
En başta; karşılıklı diyaloğun olduğu bir eşit iletişim biçimi çocuk ya da ergen için eşi benzeri bulunmaz bir "ayna" işlevi görür. Kendi yaşamını, duygularını, düşüncelerini güvenle ortaya koyar, aldığı geri bildirimlerle de kendisini test etme şansı bulur.
Ebeveyn ile çocuğun günü konuşması karşılıklı duygu paylaşımı demektir. Bu sayede; anne baba da kendi değerler sistemini çocuğuna dolaylı yoldan aktarma şansı bulur. Çocuk; birey olduğunu, düşüncelerine değer verildiğini farkeder, bu sayede özgüveni gelişir,kendisini her ortamda anlatabilir. Çünkü ebeveyn ile kurduğu karşılıklı açık iletişim onun için bir modeldir.
Günü konuşmaktan sadece çocuk değil, anne babalar da yarar görür elbette. Çocuklarını açık bir ilişki içinde tanırlar, var olan problemleri daha çabuk anlayarak samimi bir iletişim içinde çözme fırsatı da bulurlar. Çünkü anne babalara rehber olma şansı verir "günü konuşmak".
Oysa; en başta da söylediğimiz gibi günümüzün modern!) ailesinin ve hatta toplumunun en önemli problemi; birebir kişisel ilişkilere zaman ayıramamaları. Zaman kısıtlılığından kaynaklanan pratik zorluklar; anne babalığa ayrılan zamanı da sınırlı hale getiriyor ve birçok ebeveyn artık; 3-4 saatlik bir zaman dilimine sığdırıyorlar bütün becerilerini. Çocukla ilgili herşey; bakımı, beslenmesi, eğlencesi, ders çalışması, oyunu vs, telaşlı kısa zamanlara sıkıştırılıyor. Bu yüzden de günümüzün anne babaları ve çocukları birbirleri ile "istemek, talep etmek" üzerinden, daha dayatmacı bir ilişki kurmak zorunda kalıyorlar.
Bütün bunlar düşünüldüğünde; anne babaların çocuklarına zaman ayırmaları ve günü konuşmalarınının önemi daha da artıyor. Ayrıca ebeveynin çocukla günü konuşması çocuğun yaşından ve zamandan bağımsızdır. Çocuğun dil gelişiminin başladığı 2-3 yaşından 17-18 yaşına kadar, hatta yetişkinlikte bile yapılmalıdır. Günün bütün zaman dilimleri içinde olabilir. Kahvaltı ya da yemek sofrası, yatma saati, oyun anı, otomobil yolculuğu vs., bazen de sadece konuşmak amaçlı. Doğal ortamlarda kendiliğinden gelişen diyaloglar daha etkilidir genellikle.
Peki nasıl yapılmalı ve nelere dikkat edilmeli o zaman?
- Ebeveyn ile çocuk arasındaki "günü konuşma" sohbetleri önceden yapılandırılmış ve planlı bir ritm içinde de olabilir; örneğin yatma saati, kahvaltı sofrası vs gibi ama çocuğun önceden kestiremediği ve ebeveynin önerdiği saatlerde de yapılabilir.
- Bu tür diyaloglarda anne babaların yaptığı en büyün hata; kendilerini yüksek perdeden, didaktik, nutuk veren, öğreten bir statüde konumlandırmaları. Oysa bu tutum hiç eğlenceli olmadığı gibi çocuğu da kaçırır. Ebeveynin beylik cümlelerle nutuk atıcı pozisyonda olduğu, çocuğun da pasif öğrenmeye zorlandığı günlük konuşmalar zaman içinde sonlanmaya mahkumdur. Ebeveyn ile çocuğun eşit konumda ve karşılıklı paylaşımda olup beraber eğlendikleri sohbetlerde her çocuk "aktif öğrenen" konumundadır zaten.
- Günü konuşmak; çocuğun sadece kabahatlerinin ve sorumluluklarının konuşulduğu ve sonuçta çocuğun; suçluluk duyma, öfkelenme vb olumsuz duygular yaşadığı toplantılar şeklinde olmamalıdır.
- Konuşma içeriği hoş karşılanmayacak noktalara varabilir. Çocuk ebeveynine; flört deneyimi, sigara kullanımı vb özel sırlarını açabilir ya da ebeveynle konuşmayı fırsata çevirip aşırı taleplerde bulunmaya kalkışabilir. Ebeveyn; böyle durumlarda tutarlı olmalı, gerektiğinde sırdaş, gerektiğinde destekçi, gerektiğinde de arkadaş veya otorite olabilmeye dikkat etmelidir.
- Çocuğun da paylaşıma motive olduğu bir zamanda, ortak bir aktivite planlayarak, asla didaktik bir havaya sokmayan ama yerinde öğütleri de ihmal etmeyen, sınırları zaman içinde netleşecek eğlenceli bir paylaşım; "günü konuşmak" açısından her zaman daha anlamlıdır.
Uzm Dr Ahmet Çevikaslan
Çocuk Ve Ergen Psikiyatr