Çocuklarda Abartılmış Sevgi ve Aşırı Koruyuculuk
Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de genelleyebilir.Onu himayesi altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya başlar
Aşırı istenilen,geç kavuşulan,tek çocuk,ilk çocuk,tek erkek veya kız çocuk,en küçük çocuk,geniş bir sülalenin tek erkek çocuğu gibi çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası olurlar.El bebek gül bebek büyütülürler.Kucaktan yere indirilmezler.Genellikle bu tür çocuklar erken konuşup geç yürürler.Aile tarafından çocuğun her çağrısına cevap verilir.Bir kral gibi her dediği hiç istisnasız anında yerine getirilmeye çalışılır.Bu tür çocukların üzerlerine titrenir.Ağlamasın,üşümesin,terlemesin hasta olmasın, yorulup incinmesin,mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti gösterir.Adeta çocuk bir cam fanus içinde büyütülür.
Abartılmış sevgi ve aşırı koruyuculuk daha çok anne çocuk ilişkisinde ortaya çıkmaktadır.Aşırı koruyuculuğun ve sevginin altında yatan ana sebep annenin yalnızlığı ve hayattan özellikle de eşinden ve evliliğinden beklediğini bulamamış olmasıdır.Aşırı koruyucu anne çocuğuyla öyle bütünleşir ki onun büyüdüğünü ve olgunlaşabileceğini asla kabul etmek istemez.Bu tür anne baba lar (Çocuklar genelde üç yaşından itibaren rahatlıkla kaşık kullanabilir)çocukları 8-9 yaşlarında olmasına rağmen yemeklerini kendileri yedirmek isterler. Ergenlik çağında bulunan 13-14 yaşındaki çocuklarına kendileri banyo yaptırmak isterler.Çocuğun veya gencin kıyafetlerini anne baba seçer.Çocuğa evde seçim konusunda pek söz hakkı verilmez.Çocuk ergenlik çağına girmiş olmasına rağmen anne çocuğuyla yatmak ister.Sebep olarak da "Geceleyin çocuk korkulu bir rüya görür de, korkarsa ben onun sesini duyamam,onun yanın da olmalıyım ."gibi bahaneleri vardır.Anne bu tür davranışlarıyla çocuğuna olan derin sevgisini dile getirdiğini ve çocuğuna yardım ettiğini düşünmektedir.Ama gerçekte kendi yalnızlığını ve mutsuzluğunu ,çocuğuna kendisini adayarak telafi etmeye çalışmaktadır.Çocuğunu kendine aşırı bağımlı yaparak kendisini değerli ve eşi bulunmaz hissetmektedir.Çünkü çocuk en ufak davranışta dahi annesinin fikrini almaktadır.Anne çocuğu kendisine tutsak etmekte ve bağımlı kılmaktadır. Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babalar çocuklarına derin duygusal bağla bağlıdırlar.Anne baba çocukları için sebepsiz yere aşırı kaygı içindedirler.Bu kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. Çocuğu mutlu edemeyeceklerini düşündükleri için hep endişelidirler.Çocuğa karşı boğucu şefkat gösterirler.
"Çiçeğin suya ihtiyacı vardır ama çok sularsanız ölür gider."
Bu tür ailelerde çocuğa doğal yaşam hakkı verilmez.Onu ilgilendiren kararlar da yaşı kaç olursa olsun fikri sorulmaz.Çocuğa ve onun problemlerine karşı objektif davranılmaz.Çocuğun yanlışları anne baba tarafından görülmek istenmez, olanlar ise bertaraf edilmeye çalışılır. Anne baba çocuğa yaptırmak istedikleri bir davranış için duygu sömürüsü, (yemedim yedirdim,giymedim sana giydirdim, gençliğimi sana feda ettim..) metodu ve şiddetli şefkat yöntemi kullanırlar.
Aşırı bağımlı bir çocuk kendine ait bir kişilik yapısı geliştirmekte çok zorlanır.
Abartılmış Sevgi ve Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerinde Kalıcı Etkileri
Aşırı koruyucu ve abartılmış sevgi ile büyütülen çocuklar hayata ve sosyal yaşama gereğince hazırlanamazlar. Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta güçlük çekmektedirler.Ailenin sıcak kucağından ayrılmak istemezler.Toplum içinde bu tür çocuklara"Anne kuzusu" veya "Süt çocuğu" gibi isimler takılmakta ve bu şekilde muamele görmektedirler.Beceriksiz, çekingen ve sakar görünürler. Atılım ve başarma gücünden, kendilerini kabul ettirme istek ve yetene ğinden yoksundurlar.İçlerindeki cevher kolay kolay su yüzüne çıkmaz . Çoğunlukla başarısız ve mutsuz olurlar.Toplumsal yaşam bir kavga ve bir güç yarışıdır.Çocuk bu yarışta baştan yenilgiyi kabul eder.Çocukta yarışma isteği dahi görülmez. Aileden uzak yaşamak çocuk için oldukça acıdır.
Ailenin aşırı hoşgörüsü ve çocuğa olan düşkünlüğü çocuğu bencil yapar. Çocuk dünyanın merkezi olarak kendisini görür.Daima dikkat çekmeye ve etrafındaki kişileri kendi emri altında tutup,hizmet ettirmeye çalışır.Çok zayıf bir sosyal uyumu vardır.Arkadaş çevrelerinde lider olmadığı zamanlar dışlanırlar. Çocuk kendini topluma kabul ettirmek için zaman zaman isyankar davranışlar sergileyebilirler.
Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de genelleyebilir.Onu himayesi altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya başlar.Yaşamı boyunca bu böyle devam eder. Ailesinden gördüğü sevgi ve himayeyi de eşinden bekler. Hiç büyümeyen "Yetişkin-çocuk" olarak kalırlar.
Anne baba olarak çocuğa doğal yaşam fırsatını vermeliyiz.Psiko-sosyal gelişimi için yardımcı olmalıyız. Gelecekte girişimci,sosyal ve olgun bir kişi olması için imkanları sağlamalıyız.
Çocuklar hayatları boyunca kendi ayakları üzerinde kendileri durabilmelidirler.Anne baba olarak bizim görevimiz çocuklarımıza iyi örnek olarak rehberlik etmek ve kendi başlarına sağlıklı ,mutlu bir hayat sürmeleri için gerekli imkanları sağlamak ve eğitimi verebilmektir.
.ALINTIDIR.