Çocuklarda Dağınıklık ve Çocuğu Düzene Alıştırma
Evde oyuncaklarını toplamayan, yemek yemeyen, uyumayan çocuğunun okulda bu davranışları yaptığını gören ebeveynler çok şaşırırlar. Çocuklarının nazlarının kendilerine geçtiğini düşünürler. Gerçekte de aynen böyle olur. Kararlı tutum ve örnek davranış göremezlerse okulda sıkılmadan, itiraz bile etmeden topladıkları oyuncaklarını evde ebeveynlerinin toplamasını beklerler. Bu durumun sadece sınıf kuralları içinde olduğu varsayımına kapılırlar. Çünkü evde oyuncak toplamak annenin görevidir. Anne en başından çocuğun eşyalarını toplamaya razı olmuştur ve şimdi neden oyun bozanlık yapmaktadır.
Çocukları düzene alıştırma konusunda toplumumuz daha fazla zorlanmakta. Nedeni çocuklara karşı sorumluluk verme davranışımızı içimizden gelerek yapmayışımız. 6 yaşında kendi yemeğini yiyebilecek kapasitesi olan çocuğa annesinin peşinde dolaşarak yedirmesi, üstünü kendi giyebilecekken daha hızlı hareket etmek için anne babanın giydirmesi Türk ve Asya toplumlarında sıklıkla görülmekte. Hal böyle olunca yemeğini kendi yemeyen, üstünü kendi giymeyen çocuğa odasını toplatmak haksızlık olur. Böyle bir beklenti içinde olmak sadece ilişkiyi zedeler, sonuç alınamaz.
Peki neden biz çocuklarımıza sorumluluk vermekte zorlanıyoruz ?
Evli çiftlerin en fazla maruz kaldıkları sorular; “ Bebek ne zaman geliyor, olsun artık, şimdiye büyürdü…”
Yeni evlenen çiftlere bile ne zaman çocukları olacak gözüyle bakılan toplumumuzda evliliğin amacının türün devamını sağlamak, üremek, çoluk çocuğa karışmak olduğu anlaşılıyor. Çocuk, evin neşesi, ailenin devamını sağlayacak veliahtı, yaşlılıkta sahip çıkacak bakıcısı… gibi pek çok görevi üstleniyor. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı da özlemle bekleniyor doğumu. Doğduktan sonra ise yere göğe sığdırılamıyor.
Bizim toplumumuzda çocuk kutsaldır !
Henüz evlenir evlenmez çocuklarının doğumunu bekleyen kişiler olarak bu kadar değer verilen küçücük bir canlıya kendi ile ilgili sorumlulukları vermek zor olabiliyor.
Aile aç kalmasın diye yeme konusunda ısrar ediyor, gerekirse zorla yediriyor, çocuğun reklam izlemesinden yararlanıp ağzına tıkabiliyor. Burada çocuğa verilen mesaj; “ Senin doyma hissin yok, sen ne zaman doyduğunu anlamazsın, ben bilirim …” Başka bir örnekte giyinme konusunda yaşanır. Hava şartlarına göre giyinmeyi çocuklar pek kolay öğrenemezler, çünkü üşümemeleri için üstün çaba sarfedilir. Kat kat giydirilir, atkısı, şapkası takılır. Bunlar gayet normal gözüken davranışlar. Normal olmayan kısım, çocuğun üşümesi akla gelirde o kat kat giysinin içinde hasta olmasından endişe edildiği için terlemesi, sıkılması akla gelmez, ya da “ Hasta olmasından iyidir.” denerek dikkate alınmaz.
Özbakım becerileri dediğimiz beslenme, giyinme, uyku… gibi kişisel ihtiyaçlarını karşılaması için fırsat verilmeyen çocuklar, odalarındaki dağınıklığı toplamak zorunda hissetmiyorlar kendilerini. Birinci ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanınca ikincil ihtiyaçların sorumluluğunu çocuğa bırakmak çelişkili olduğu için sonuçsuz kalabiliyor.
Çocuklar düzene ne zaman alışır?
Çocuklar öz bakım ihtiyaçlarını kendileri karşılamaya başladıkları andan itibaren sorumluluk almış olurlar ve bu aşama geçildikten sonra ikinci aşamadaki oyuncak toplama, bardağını mutfağa götürme, masasından tabağını kaldırma… gibi evle ilgili kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır hale gelirler. 1 yaşındaki çocuk yemek masasına oturabilir, kendi tabağından döke saça yemeye başlamalıdır. Kazağını değil ama yeleğini kendinin çıkarması istenebilir, giyinmek için küçük alıştırmalar yapabilir. Biberonunda içeceğini içip, biberonu yerine bırakabilir. Yerlere attığı zaman bu andan itibaren sıkıcı olmayan müdahalelerle ona örnek olarak, yerden alıp göstererek, elinden tutup mutfağa birlikte giderek ona yapması gereken öğretilebilir.
Her yaşın becerileri farklıdır. Çocuklar her geçen gün gelişirler. Sorumluluklar çocuğun yapabilecekleri dikkate alınarak verilmelidir. Gelişimini desteklemeyen sorumluluklar hem aileyi hem çocuğu hayal kırıklığına uğratır. Çocuk kendinden beklenileni yerine getiremediğinde başarısızlık duygusunu tadar ki bu onun gelişimini olumsuz etkiler. Aile verdiği sorumluluğun çocuğa uygunluğunu gözetmeksizin davranışın yerine getirilmesini beklerse, beklentisini yerine getiremeyen çocuğu için aklı ve becerileri ile yanılgıya düşüp üzüntü duyabilir, çocuğu rencide edebilir.
Çocuklara önce kendi sonra çevrelerinin sorumluluğu verilmelidir. Bu sorumluluk yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmalıdır. Doğru tutum sergilendiğinde çocukların 3 yaş civarında yemeklerini yardımsız yemeleri, oyuncaklarını toplayıp, sepete koymaları, masadan tabaklarını kaldırmaları… beklenir.
Çocukları düzene nasıl alıştırmak gerekir ?
Çocuklar doğduklarında itibaren her şey onlar için yenidir ve ilginçtir. Bizim görmeye aşina olduğumuz pek çok obje, kişi, olay onlar için yenidir. Merak uyandırıcıdır. Bu nedenle ulaşabildikleri nesnelere dokunmak, onları tanımak isterler. Bu merak, çocuk 1 yaş civarında yürümeye başlamasıyla birlikte evdeki dağınıklığa dönüşür. Yürüyebilen çocuk ulaşabildiği her yerdeki nesneleri eline almak, yere atmak, odadan odaya taşımak ister. Bu vakitten sonra dünya onlar için bir deney alanına dönüşmüştür. Nesnelerin sesini, dokusunu, formunu elleyerek, oradan oraya taşıyarak öğrenirler. Bu nedenle yürümeye başlayan çocukların evlerinde mutfak dolapları, klozetler kilitlenir.
Çocuk için ilgi çekici olan sadece oyuncakları değil ulaşabildiği tüm nesnelerdir. Bu nedenle eşyaları oradan oraya taşırlar ve gözlerinin önünden kalkmasını istemezler.
Çocuğun bu gereksinimin farkında olarak, ona şiddetli tepkiler göstermeden, bağırmadan, azarlamadan dünyayı keşfetmesine izin vermek ilk yapılması gereken adım. Merakını gidermeyen çocuk, o nesneyi neden yerine koyması gerektiğini asla anlamayacaktır. Çocuk için önemli olan ilk iş o nesneyi tanıması ve merakını gidermesidir. Bu koşulda ona izin vermek en doğrusu olacaktır. Daha sonraki aşamada onun işi bitip bir kenara attığı nesneyi, çocukla birlikte bulunduğu yerden alıp, asıl yerine koyarak ve aşamayı ona sözel olarak anlatarak izlenen yol sağlıklı ve kalıcı olacaktır.
“ Evet Ece bu tencereyi aldın, onunla oynadın, davul çaldın, şimdi onu yerden alıp, yerine götüreceğiz…”
Küçükken davranışı yerleştirmek çok daha kolaydır. Ancak yaşı ilerlemiş çocuğa da istendik davranışı kazandırmak mümkündür. Çocuğunuz o yaşına kadar hiç odasını toplamamış olabilir bu hiç toplamayacağı anlamına gelmez. Doğru yerde doğru müdahale sorunu çözecektir. 5 yaşındaki çocuğunuza oyuncaklarını odasında oynaması gerektiğini söylediğinizde bunu anlayacaktır. Davranış haline getirmesinde sizin söyleyiş tarzınız, kararlı tutumunuz, sunduğunuz alternatifin kullanabilirliliği etkili olacaktır.
Düzene alıştırmak için çocuktan beklenilenleri açık ve anlaşılır bir dille anlatmak, yapması gerekenler konusunda önceleri fiziki yardımda bulunarak örnek olmak ve istendik davranışı gösterdiğinde ebeveyn olarak bunun farkına vararak çocuğa övgüde bulunmak yararlı olur.
Her çocuk öğrenir. Marifet öğretmeyi bilmektedir.
Elif KOCA