BEN BİR DELİYİM
ANLAMAYANA AZ GELİRİM,ANLAYANA ÇOK
Çocuklarda Paylaşma Duygusu
2010-01-26
Bebeklik döneminde temel ihtiyaçları ile ilgili olarak anneye bağımlı olunması durumu 2 yaşla beraber azalmaya başlar. Çocuk tuvalet, yemek, yürüme vb. aktiviteleri bağımsız yapabilmeyebaşlar. Böylece nesneleri, çevreyi, tuvaletini kontrol edebildiğini fark eder. Bu dönemde sahiplenme ve kontrol duygusu ön plana çıkar. “ benim oyuncağım”, “benim” demeye başlar ve her şeye sahip olabileceğini zanneder. Bu dönemde çocukların paylaşmaya dair olumsuz tepkisi doğal karşılanmalıdır ve gelişiminin bir parçası olarak görülmelidir.
Paylaşma duygusu doğuştan getirilen bir özellik değildir. Dolayısıyla çocuğun bu davranışı gelişimine uygun dönemlerde, sosyal ortamında öğrenmesi beklenir. Çocuğun eşyalarını paylaşmayı öğrenmeden önce onlara sahip olmayı öğrenmesi gerekir. Sahip olma duygusu gelişmeden paylaşma duygusu gelişmez. Özellikle küçük çocuklarda sahip olma duygusu gelişmediğinden verdiği bir eşyayı bir daha hiç geri alamayacağını düşünebilir.
Çocuklar 4 yaşından itibaren seçici olarak paylaşmaya başlarlar. Bazı oyuncaklarını kendilerine saklar, bazı oyuncaklarını ise çok güvendikleri arkadaşlarına verirler. Paylaşma empati yeteneği ile bağlantılıdır. Bir çocuk için arkadaşının isteklerini yerine getirmekten memnun olması, onun isteklerini kavrayabilmesi ancak 5-6 yaşından sonra oluşur. Bu yaşlardan önce çocuklardan paylaşma konusunda olgunluk beklemek çok gerçekçi olmayacaktır.
Paylaşmayı öğrenmenin yolu gözlem ve rehberliktir. Paylaşım konusunda çocuğu zorladığımızda hiçbir işe yaramayacaktır. Paylaşıma zorlamak ya da bu konuda sürekli nasihat vermek, paylaşmayı çocuk için itici hale getirecektir. Nasihat etmek yerine cömert olması için küçük paylaşımları övülerek cesaretlendirmek daha doğru bir yol olacaktır. Çocuklara paylaşım konusunda öncelikle kendimiz model olmalıyız. Paylaşım konusunda istekli yetişkinlerle bir arada bulunan çocukların, bu davranışı öğrenmesi çok daha kolay olacaktır.
Çocuklarla oyun oynarken paylaşımı ön plana çıkartmak, bu davranışın öğretmekte etkili bir yöntem olabilir. Örneğin oyun esnasında, yiyeceklerin paylaştırılarak verilmesi, oyuncaklarla dönüşümlü oynanması vb. yollarla dolaylı olarak paylaşma davranışı çocuğa öğretilmiş olacaktır.
Paylaşma duygusunu öğretirken, çocuğa kontrolün kendisinde olduğunu hissettirmekte fayda vardır. Örneğin “ Arkadaşınla odanda oyun oynayabilirsiniz. Hangi oyuncağını arkadaşına vermeyi düşünüyorsun?”. Bu tarz bir durumda çocuk oyuncakları üzerindeki kontrolün kendisinde olduğunu hisseder. Çocuk seçme ve karar verme hakkına sahip olduğunda, paylaşmaya yaklaşımı daha olumlu olacaktır. Çocuğun paylaşmak konusunda direnç gösterdiği durumları iyi gözlemlemekte fayda vardır. Çocuk için çok özel olan bir eşya ise bu tavrı anlayışla karşılanabilir.
Paylaşma davranışı her yaşta sosyal ortamlarda ve kişiler arası sağlıklı ilişkilerin kurulmasında önem taşımaktadır. Çocukların istek ve haklarına saygı göstererek ve onlara paylaşım anlamında model olarak paylaşmayı öğretebiliriz. Bu sayede paylaşmayı bilen, sosyal anlamda başarılı çocuklar yetiştirme fırsatımız olacaktır.
BEN BİR DELİYİM
ANLAMAYANA AZ GELİRİM,ANLAYANA ÇOK