Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirelim !
Kaliteli zaman geçirmek sadece çocuğun değil, anne babanın da ihtiyacıdır.
Bu anlamda kaliteden bahsedildiğinde, çocuğun olduğu kadar, anne babanın da keyif aldığı, paylaşabildiği ve eğlenebildiği, ebeveynliğinin tadını çıkarabildiği bir süreç söz konusudur.
Özellikle yoğun çalışan kişilerin, çocuklarıyla daha az zaman geçirdikleri için yeterince iyi bakım veremediklerini düşünmeleri, suçluluk hissetmelerine neden olabiliyor. Bu çocuğa açıkça söylenmese de, özür dileme ve telafi etme duruşu çocuk tarafından, “Bana kötü bir şey yapıyorlar galiba” gibi algılanıyor ve kızgınlık yaratabiliyor.
Bir arada geçirilen tüm zamanlar kıymetli
Birlikte zaman geçirmek, öyle gerektiği için, günün 20 dakikasını başbaşa ve sadece çocuğun keyif alacağı bir şeyi yaparak bir arada bulunmak değildir. Anne -babanın sıkılacağı zorunlu 20 dakikaların çocuğa bir katkısı olmamasının yanı sıra, doğal olmayan her durumda olduğu gibi, bir süre sonra yarı sıkıntılı tuhaf bir durum çıkar ortaya.
Birlikteyken tartışmak da, aynı evde ama yandaki odada olmak da kaliteli zamana dahildir. Günlük yaşayışı sürdürürken, mutfakta yemek hazırlayan annenin ya da telefonda konuşan babanın içeri gelen sesi, varlığını yeterince hissettirir aslında. Günlük yaşayışı sürdürürken yemek, uyku, ödev gibi konuların sözde tartışmasında bile, hakaret ya da aşağılama içermediği sürece, her türlü duygunun, kızgınlık bile olsa, paylaşılıyor olması kıymetlidir.
Zamanın kısıtlı olması, yapılan şeylerin tatsız olmasını gerektirmez. Günlük rutinlerin dışında bir şeye vakit kalmıyor gibi görünse de, o rutin durumları keyifli yaşamak mümkün.
Dinlemek yetmez anlatmak da önemli
Okuldan gelen çocuğa okulda ne yemek yediğini ya da o gün derste hangi konuyu işlediğini sormak ilgi değildir. Çoğu çocuk, sıkıcı olan, öylesine sorulmuş bu sorulara öylesine cevap verir.
Çocuğu dinlemek mutlaka çok önemli, ama anne ve babanın kendisinden bir şeyler anlatabilmesi daha da önemlidir.
Eve gelen babanın çocuğuna dönüp “Biliyor musun bugün işte ne oldu?” diye başladığı bir yerde gerçek ilişki yaşanır. Anne ve babanın yaşantısını paylaşabildiği, onların yaşadıkları gerçekliklere dahil olabildiği ilişki alışverişinde, kendisini daha ait ve daha güvende hissetmesi söz konusudur. Çocuk o sırada istemese de, ebeveynin ondan, zaman geçirme ya da anlattıklarını dinlemesi talebinde bulunması bile onun için anlamlıdır. Bazen çocuğun anlattıkları anne babaya sıkıcı gelebilir.
Eğer çocuğun yaşantısında kendisi için çok önemli bir konu değilse ve anlatışı da çok hevesli değilse, o sırada anlamaya çalışma zorunluluğu yoktur ebeveynin.
Hafta Sonu Babaları ?
Özellikle, eşlerin boşanmış olduğu/ayrı yaşadığı ya da hafta içi çok geç geldiği için çocuğunu göremeyen babaların, çoğu zaman, hafta sonunda çok iyi ve eğlenceli vakit geçirme çabaları söz konusudur. Çocuğunsa, sadece bir arada soluklanışa ihtiyacı vardır. Baba eve geç gelse de, odaya giderken çocuğunun başını okşaması, gülümseyerek göz kırpması ya da öpmesi, uyumuş da olsa bir-iki dakika yanına giderek kulağına mırıldanması çocuk için değerlidir.
Çocuk Üzgünse
Aslında en önemli olan şey, çocuğun gerçekten ihtiyacı olan zamanda anne babasına ulaşmaktan çekinmemesidir. Vakit ne kadar dar olursa olsun, anne baba ne kadar yorgun olursa olsun, çocuk herhangi bir şey için üzgünse, korkmuşsa, her şey bir yana o bir yanadır. O sırada aklına takılan nedeni paylaşması öyle çok da uzun bir zaman gerektirmez. Yemek yarım saat gecikebilir ama iyi hissetmeyişinin hatırının sorulması, düzenin tutturulması çabasından daha önemlidir.
ALINTIDIR.