Andromeda’nın Tarihçesi

İlk olarak 960’lı yıllarda Abdül Rahman el-Sufi semada zincire vurulmuş kadın takımyıldızı yanında soluk bir cisim gördü. Ne kadar önemli olduğunu bilmeden bu cisme “küçük bulut” adını verdi. O zamandan bu zamana, silik bulutu gözlemleyen bir çok kişi oldu. Kimisi ona farklı türde bir yıldız dedi, kimisi gaz bulutu. Hatta Fransız kuyruklu yıldız avcısı Charles Messier diğer kuyruklu yıldızlarla karıştırmamak için yaptığı listede bu cisme 31 numara dedi. Gelişen teknoloji sayesinde bugün biz bu silik buluta M31, Messier 31, NGC224 ya da en bilindik adıyla Büyük Andromeda Galaksisi diyoruz. Küçük bir not düşeyim buraya: Gezegenimizin geleceği bu dev galaksinin davranışına bağlı.

Peki nedir bu Andromeda?
Andromeda, tıpkı Samanyolu gibi sarmal bir galaksi ama görüntüler halka galaksiye dönüştüğünü gösteriyor. Tahminen bir trilyon yıldıza sahip olmasına(bu sayı Samanyolu’nda bulunan yıldız sayısının 4 katı) rağmen orantısız bir şekilde , parlak yıldız sayısı az olduğundan, Samanyolu’dan dörtte birı daha az parlak. Ayrıca büyük miktarda gaz,toz ve karanlık madde bulunduruyor. El-Sufi’nin Andromeda’yı gördüğünde ona “silik bulut” demesinin ve gerçekten de çıplak gözle öyle görünmesinin nedeni Samanyoluyla arasındaki mesafe. Ayrıca Samanyolu’ndan çıplak gözle görünen en uzak gök cismi olma özelliğini de taşıyor. Samanyolu ve Andromed arasındaki en büyük farksa, Andromeda’nın çift çekirdeğe sahip olması.

Andromeda gördüğümüz yıldızlardan binlerce kat daha uzak. Öyle ki ışık Andromeda’dan yeryüzünde 2.5 milyon yılda ulaşıyor. Yani bugün gördüğümüz görüntü modern insanın atasının zamanında yola çıkmış ve bize yeni ulaşmış olan görüntüdür. Peki, madem bu kadar uzak biz bu galaksiyi nasıl oluyor da görebiliyoruz, ışığı nasıl bize ulaşabiliyor? Andromeda, mutlak parlaklığı -21m.1 kadir olan yani Güneş’ten yaklaşık 24 kadir* kadar daha parlak olan bir gökcismidir. Bunun olabilmesi için M31’in içinde güneş kadar parlak olan, en az 1010 adet yıldızın olası gerekir. Ayrıca güneşten daha sönük olan yıldızların saptanmalarının güç olması ve bize gözüken ışımaya çok az katkıda bulunma olasılıkları nedeniyle hesaplanan yıldız sayısı yalnızca bir alt limittir. Bu nedenle, Messier 31’deki yıldızların sayısı, içinde 1011 güneş kütlesi bulunan Samanyolu’nun içindeki yıldızların sayısından en azından iki kat daha fazla olmalıdır.

Kütleler oranlandığındaysa Samanyolu daha yoğun ve daha ağır bir galaksi. Bu Andromeda’nın ölümcül rotasının bir sonucu. Ölümcül derken, gerçekten ölümcül! Andromeda’nın geçmişte başka bir galaksiyle çarpışıp onu tamamiyle sindirdiğini düşündürecek bir çok kanıt var. İki çekirdeğe sahip olması bunun en başında geliyor. Andromeda’nın bu ikinci çekirdeğinin oluşumu hakkında iki ayrı teori var. Birincisi, ölümcül olanı; başka bir galaksiyi yutmuş olması ve diğer galaksinin çekirdeğinin Andromeda’nın çekirdeğinin çekim gücü sayesinde çekildiği. Bizim için daha hayırlı olan ikinci teoriye göreyse Andromeda aslında bir çekirdeğe sahip. Ama yıldızlararası ortam çekirdeğin bir kısmını örtmüş ve bu yüzden Andromeda’nın çekirdeği bize iki farklı çekirdekmiş gibi görünüyor.

Andromeda’nın rotası ve gezenimizin geleceği demiştik. Andromeda saniyede 300km’lik bir hızla galaksimize yaklaşmakta. Eğer birinci teori doğruysa bir kaç milyon yıl sonra insanlık için hiç hoş bir görüntü çizmeyecek olan bu karşılaşmada iki gökada birbirine girecek ve Andromeda galaksimizi yutacak.

Kısa Tarihçesi
964 – Abdülrahman el-Sufi: İlk gözlem
1612 – Simon Marius: Teleskopla ilk gözlem
1716 – Edmund Halley (gözlem)
1755 – Immanuel Kant: Farklı bir galaksi olduğunu savundu.
1764 – Charles Messier(gözlem)
1785 – William Herschel(gözlem)
1864 – William Huggins: İlk tayf gözlemi.
1885 – S Andromeda süpernovası
1888 – Isaac Roberts: İlk fotoğraf.
1912 – Westo Slipher: Andromeda’nın hızı gözlemlendi.
1920 – Curtis: Uzak bir galaksi olduğu iddiası ortaya atıldı.
1923 – Edwin Hubble: Samanyolu’nun dışında olduğu bulundu.
1940-1453 – Walter Baade: Samanyolu ve Andromeda’nın iki farklı türde yıldızdan oluştuğu gözlemlendi.
1988 – Alan Dressler: Merkezinde karadelik olduğu gözlemlendi.
1989 – John Kormendy, Alan Dressler: Çift çekirdeğe sahip olduğu bulundu.
2005 – Ignasi Ribas: Samanyolu’yla arasındaki mesafenin 2,52 milyon ışık yılı olduğu hesaplandı.
2005 – Scott Chapman: 220.000 ışıkyılı çapında olduğu hesaplandı.
2006 – Pauline Barmby: 1 trilyon yıldıza sahip olduğu bulundu
2009 – Alan McConnachie: Çevresindeki galaksileri yutarak ilerlediği bulundu.

Başka galaksiler hakkında kısa bilgiler öğrenmek ve resimlerini görmek için tıklayın.

Kadir: Parlaklık ölçüsü birimi kadir olarak adlandırılır. Kadir değeri negatif ,0 ve pozitif değerler alabilir. Parlaklık, pozitiften negatife doğru kaydıkça artmaktadır.

İki tür parlaklık vardır;
Görünen Parlaklık ( m ) : Göz dürbün teleskop gibi ışık alıcısına ulaşan ışığın parlaklık değerine görünen parlaklık(m) denir.Bunun için kutup yıldızının görünen parlaklığı +2,12 kadir kabul edilerek yıldızın parlaklığı kutup yıldızıyla karşılaştırılarak görünen parlaklık tesbit edilir.

Güneşin görünen parlaklığı : m = -26,84 kadir
Aldebaran görünen parlaklığı : m = -1,06 kadir
Antares görünen parlaklığı : m = +1,22 kadir
Sirius görünen parlaklığı : m = -1,58 kadir

Mutlak Parlaklık ( M ) : Yıldızların uzaklığına göre değişmeyen parlaklık birimidir. Bir yıldızın 10 parsek uzaklıkta düşünüldüğü zaman sahip olduğu parlaklık değerine o yıldızın mutlak parlaklığı denir.

Güneş’in mutlak parlaklığı : M = +4,85 kadir
Aldebaran yıldızının mutlak parlaklığı : M = -0,1 kadir
Sirius A yıldızının mutlak parlaklığı : M = +1,3 kadir


.alıntıdır.