Yaprakta bulunan klorofilin yardımıyla ve güneş ışığının etkisiyle gözeneklerden giren hava içindeki karbondioksitin, kökten gelen su ile birlikte hücre içine girerek karbonhidratları meydana getirdiğini gördük. İşte bu olaya FOTOSENTEZ denir. Bu kelime Yunanca ışık anlamına gelen fos, fotosdan gelmektedir. Klorofil, bütün canlılar için çok önemli bir unsurdur. Öz beslenen bitkiler, klorofil yardımıyla kendi besinlerini kendileri yaparlar. Besinler yoluyla vücudumuza giren karbonhidrat, protein, yağ molekülleri parçalanıp yanarak bize gerekli enerjiyi sağlarlar.
fotosentezBitkiler, Dünyayı saran Güneş enerjisinin 4000’de birinden yararlanırlar. Klorofil, Güneş ışıklarının etkisiyle bir metre karelik yaprak yüzeyinde bir saatte 0,5 gr’dan 1 gr’a kadar nişasta yapar. Orta büyüklükte bir ağacın yapraklarının ortalama olarak 1000 m2’lik bir yüzey meydana getirdikleri düşünülürse bu ağacın her saat 0,5 ile 1 kg. yani günde 6 ile 12 kg. arası nişasta yapabildiği anlaşılır. Böyle bir ağaç yılda 2,2 ile 4,4 ton nişasta yapar.
Atmosferde Sağlanan Denge
Klorofilin önemli bir görevi de atmosferdeki oksijen-karbondioksit dengesini sağlamaktır: Canlılar, solunumlarıyla havadan sürekli olarak oksijen alıp karbondioksit verirler. Bundan başka bir bu kadar oksijeni de paslanan (okside olan) madenler harcar. Bu durumda atmosferdeki oksijenin azalıp karbondioksitin fazlalaştığı ve canlılar için yaşamanın imkânsız olacağı sanılır. Ama bitkiler, fotosentez olayı sırasında karbondioksit alarak, oksijeni atmosfere verirler. İşte böylece klorofil, aynı zamanda atmosferdeki dengeyi sağlamış olur.