Böyle bir yargının nedenlerini anlayabilmek için öncelikle ‘Kadınlar erkeklerden çok mu konuşur?’ konusunda söylenenlere bakmalıyız.
Bu konuda yıllardır yapılan birçok araştırma daha çok konuştuklarını ifade etse de son yıllarda bu tartışma büyüdü. Genel kabul gören bilgi kadınların günlük 12000 sözcük kapasitesine karşın erkeklerin 6000 kelimesi olduğu. Bazı araştırmacılar bunun bazı aile terapistleri tarafından ortaya atılan ve şehir efsanesine dönüşen bir iddia olduğunu söylüyor.
Son olarak Dr. Luan Brizentine Kadın Beyni (The Female Brain) kitabında erkeklerin günlük kelime kapasitesinin 7000, kadınların ise 20 000 civarında olduğunu ve bu bulguyu destekleyen 1000 den fazla bilimsel çalışma olduğunu ifade etti. Erkek ve kadın beyni arasında kalıtımsal farklar olduğunu, kadınların daha fazla beyin hücresinin konuşma işlevine ayrıldığını iddia etti.
Diğer bir araştırmacı James Pennebaker ise erkeklerin günlük 15 600 kelimesine karşın kadınların 16 200 sözcük kullandığını, arada önemli bir fark olmadığını, erkeklerini duygularını ifade etmekte zorlandığını, kelime kullanımının cinsiyetler arası farkının alanlara göre değiştiğini söylüyor.
Örneğin sınıfta soru soran ya da cevaplayan öğrencilerin çoğunluğunun erkekler olduğunu, flört sırasında erkeklerin kadınlardan daha fazla konuştuğunu, kadınların ise çocukları ve arkadaşları ile daha fazla konuştuğunu ve yine ev içi konularda erkeklerden fazla sözcük tükettiğini söylüyor.
Başka bir araştırmacı dil profesörü Deborah Cameron ise biyolojik farklardan değil sosyal şartlanmadan gelen bir ayırım olduğunu örneğin sosyal olarak izole bir çevrede yaşayan birinin doğal olarak az konuşacağını ve bunun her iki cins için geçerli olduğunu iddia ediyor.
Bu konuda fikir üretenlerin sonuncusu da evrim psikologları; onlar ilk çağlarda avcı erkeğin saatlerce sessiz durarak avını gözlemek zorunda olduğunu, kadınların ise meyve toplarken rahatça çene çalabildiklerini, bu nedenle erkeğin daha az konuşmaya şartlandığını ifade ediyorlar.
Gelelim bu iddiayı ilk ortaya attığı iddia edilen aile terapistlerinin görüşlerine:
Bir çift ve aile terapisti olarak benim deneyimlerime göre Brizandine in iddia ettiği gibi 1:3 oranında olmasa bile erkekler ve kadınlar arasında günlük kelime kapasitesi ile ilgili kadınların lehine bir fark var.
Birçok çiftin tartışma konusu akşam eve gelen erkeğin sohbet konusundaki isteksizliği, bırakın konuşmayı dinlemeye bile yanaşmaması. Düşünün eğer kadın çalışmıyorsa bütün gün ev işleri ile uğraşıp çocukları ile en fazla 1-2000 kelimesini harcayabilmiştir. Akşama 10 000 den fazla sözcük tüketme ihtiyacı ile eşini beklerken erkek zaten kapasitesinin çoğunu işte tüketmiş olarak eve gelir ve eşinin bu konudaki ihtiyacını anlamlandırması da çoğunlukla mümkün olmaz; olsa da kapasitesi dolduğu için yapabileceği fazla bir şey yoktur.
Bu durumu dengeleyen ve hayatı evli kadınlar için çekilir kılan şey ise arkadaş sohbetleridir. Yüz yüze görüşme fırsatı bulamayanlar içinse telefon bu ihtiyacın giderilmesinde çok önemli bir araçtır. Bu sefer de yüksek telefon faturaları eşler arası çatışma kaynağı olur. Aslında böyle bir amaca hizmet ettiğini bilseler belki erkekler yükü faturalardan bu denli şikayet etmezlerdi.
Peki ev kadını olmayanlar için durum ne ? Kadın çalışıyorsa iş yerinde o da erkek kadar kelime tüketebilir ama geriye yine de daha fazla kapasitesi kaldığı için hala konuşma ihtiyacındadır. Kadınların bir başka ihtiyacı da aile içi konuların bir an evvel konuşulması ve çözümlenmesidir. Erkek ise karşılıklı konuşma gerektiren bu tip işleri sürekli erteleme eğilimindedir. Bu da karşılıklı konuşma konusunun çiftler arasında soruna yol açan diğer bir boyutudur.
Kadının anlamakta güçlük çektiği şey ise yukarıdaki araştırmalarda ifade edildiği gibi flört sırasında gayet sosyal olan erkeğin nasıl olup da hiç ağzını açmak istemeyen açınca da ‘Lütfen sus’ demek için açan bir insana dönüştüğüdür.
Benim bir gözlemim de her ne kadar kadınlar eşlerinden az konuştuğu için şikayetçi olsalar da her ikisinin de daha fazla tercih ettiği ve uyguladığı kendi hemcinsleri ile konuşmaktır. Bunu da ortak konuşma alanlarının daha fazla olması ile açıklayabiliriz.
Kadınların daha fazla konuşmaya ihtiyaç duyduğu konusunda hem fikir isek telefonda da erkeklerden fazla konuşmalarını anlamak zor değil, özellikle günümüzde insanların iş ve sosyal yaşam yoğunluğu yüz yüze görüşme olanaklarını kısıtladığı için de kadınların telefonu tercih ettiğini düşünüyorum. Çünkü telefon konuşması aynı anda ikinci bir işin yapılmasına da olanak veriyor. Yolda yürürken, kuaförde veya evde yemek yaparken bir yandan telefonla konuşarak günlük kelime kapasitenizi tüketebilir ve rahatlayabilirsiniz.
Çift ve Aile Terapisti Çiğdem Toksoy