Ulusal Kırmızı Et Konseyi Araştırma ve Danışma Kurulu Başkanı ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İrfan Erol, Türkiye'de okul çağı çocuklarının yüzde 30'unda demir eksikliği anemisi görüldüğünü ve bunun da öğrenmeyi ve okul başarısını olumsuz yönde etkilediğini belirterek ''Bu durumun önlenebilmesi için demir yönünden zengin bir gıda olan kırmızı et tüketilmelidir'' dedi.
Prof. Dr. Erol, çocukların sindirilebilirliği yüksek olan proteinleri almalarının önemli olduğunu, kırmızı et tüketiminin de çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine katkıda bulunduğunu belirtti.
Dünya gıda üretiminin, nüfusun tamamına yetecek düzeyde olmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca çocuğun açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Erol, şu bilgileri verdi:
''Büyümede gerilik, çocuklarda yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı görülen önemli bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü 2010 yılı verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerde 153 milyon çocukta büyüme geriliği görüldüğü bildirilirken, bu, değer gelişmiş ülkelerde 4.2 milyondur. Gelişmekte olan ülkelerde 102 milyon çocuğun, normal kilonun altında olduğu bilinmektedir. Afrika'da 15 milyon çocuk, zayıflık sınırının altında olup ve birçok hastalıkla mücadele etmektedir.
Et ve et ürünleri, içerdikleri uygun kompozisyondaki yüksek kaliteli protein ile vitamin, demir ve çinko yönünden, beslenme açısından büyük önem taşır. Özellikle okul çağı, çocukların büyüme ve gelişmesinin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Bu nedenle çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimleri yönünden bu dönemde yeterli ve güvenilir hayvansal gıda tüketmeleri çok önemlidir. Çocukluk döneminde yanlış veya eksik beslenmenin, kısa süreli ya da ilerleyen yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olduğu da bilinmektedir.''
-''Çocukların et tüketmesi önemli''-
Prof. Dr. İrfan Erol, yetişkin bir insanın günlük protein ihtiyacı, kilogram başına 1-2 gram arasında değişirken, çocuklarda bu ihtiyacın daha fazla olduğunu söyledi.
Etin vücudumuzda sentezleyemediğimiz, mutlaka dışarıdan almamız gereken esansiyel (elzem) aminoasitlerin tamamını yeterli miktar ve dengeli oranda içeren temel bir gıda olduğunu, bu aminoasitlerin büyüme ve gelişmede büyük rol oynadığını ifade eden Erol, ''Bu nedenle çocukların et tüketmesi önemlidir. Gıdalarla aldığımız her türlü protein, vücudumuz tarafından değerlendirilemez. Yumurta, süt ve et gibi hayvansal gıdalardaki proteinlerin biyolojik değerliliği ve sindirilebilirliği yüksektir. Bu nedenle, ihtiyaç duyduğumuz proteinleri, hayvansal gıdalar yerine soya fasulyesi, kuru fasulye ve nohut gibi ürünlerden temin etmek mümkün değildir'' dedi.
Erol, demirin zihinsel gelişme açısından önem taşıdığını ve yetersizliğinin de anemi ile sonuçlandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Türkiye'de okul çağı çocuklarının yüzde 30'unda demir eksikliği anemisi görülmektedir. Demir eksikliği anemisi, öğrenmeyi ve okul başarısını olumsuz yönde etkiler. Bu durumun önlenebilmesi için de demir yönünden zengin bir gıda olan kırmızı et tüketilmelidir. Yine, çinko eksikliğine bağlı olarak gözlenen en erken belirti, büyümenin yavaşlamasıdır. Ette bulunan çinko miktarı bu sorunun önüne geçmek için yeterlidir. Vitamin B12, protein ve DNA sentezi, besinlerden enerji üretimi ve sinir sisteminin düzenli çalışması gibi pek çok fonksiyonda görev alan önemli bir vitamindir. Kırmızı et, bu vitamin yönünden de zengin gıda olması açısından, çocukların beslenmesinde mutlaka yer almalıdır.
Okul çağındaki çocukların, enerji ihtiyaçları, günlük aktivitelerine bağlı olarak yaklaşık 1800-2500 kcal arasındadır. Enerji alımı ve harcama arasındaki dengesizlik, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük sorun olan obezitenin oluşumunda etkilidir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerdeki aşırı kilolu ve obez çocuk sayısı 34 milyondur. Kalori ihtiyacını karşılarken protein oranına da dikkat edilmeli, kompleks karbonhidratlar yanında, kırmızı et gibi, protein ve enerji yönünden dengeli gıdaların tüketimi tercih edilmelidir. Çocukların gösterdikleri fiziksel aktivitelerin azalması da obezitenin oluşumunda etkili bir faktördür. Buna bağlı olarak, çocukluk döneminde dengeli beslenme yanında spor ve diğer fiziksel aktivitelere de önem verilmelidir.''
-Türkiye'de kırmızı et tüketimi artmalı-
Prof. Dr. İrfan Erol, kırmızı etin, beslenme içerisinde çok önemli bir yere sahip olmasına karşın, TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde tüketim yüzdesi, diğer gıda grupları içerisinde sadece yüzde 3 olduğunu hatırlattı.
Kırmızı et tüketimi, AB ülkelerinde ve ABD'de kişi başına yıllık yaklaşık 40-50 kilogram iken, bu miktarın son istatistiksel verilere göre Türkiye'de 10 kilogram civarında olduğunu belirten Erol, nüfusun büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu ve yaklaşık 16 milyon öğrencinin bulunduğu Türkiye'de bu miktarın arttırılması gerektiğini söyledi.
Erol, çocukların dengeli ve yeterli beslenmesinin yanı sıra, tükettikleri gıdaların güvenilir ve kaliteli olmasına da dikkat edilmesi gerektiğini, bu nedenle beslenmede gıda güvenliğinin büyük rol oynadığını, tüketicinin bilinçlendirilmesi ve gıda kontrolünün en etkin şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.
Anadolu Ajansı