Çocuğun ruhsal gelişiminde okul son derece büyük öneme sahiptir. Bizim çocuksu ve basit olarak gördüğümüz birçok okul yaşantısı çocuğun iç dünyasında travmalara sebep olabilir.
Çocukken çoğumuz bu olaylara şahit olmuşuzdur. Şişman çocuklar “şişko”, gözlüklüler “dört göz”, kulağı büyük olanlar “kepçe”, çok çalışanlar “inek” lakaplarına maruz kalmıştır. Çocukların birçoğu bunları zamanla halletmekteyken bir kısmı da takılıp kalırlar ve örselenirler. Kulakları biraz büyükçe olan bir genç danışanım, kulaklarına arkadan yaklaşıp “kepçe naber” diye şakalaşan bir arkadaşı yüzünden yıllarca saçlarını kulaklarını kapatacak şekilde taramak zorunda hissetmişti. Bu genç kulaklarını düzelttirmek için bir estetik cerraha gitmiş ve estetik cerrahın büyük bir duyarsızlıkla “hakikaten kepçeymiş” demesi ikinci bir travmaya neden olmuştu. Bunun üzerine ezik, kendine güvenemeyen, her şeye alınan ve hatta okula gitmek istemeyen bir duruma gelmişti. Bunun gibi okulda yaşanan örseleyici olaylar çocukların akademik kariyerini olumsuz yönde etkileyebilmekte, bu yüzden okulu bırakmalarına bile yol açabilmektedir.
Sınıf arkadaşından şiddet görüyorsa...
Bir danışanım okulda bir çocuk tarafından devamlı tartaklandığını, bu yüzden korku yaşadığını ve okula gitmek istemediğini söylemişti. Ailesi bunu bilmediğinden çocuğun haylazlık yaptığını ve derse ilgisinin az olduğunu sanıyordu. Bu durumu tespit ettikten sonra okul müdürüyle ve öğretmeniyle konuşularak bu durumun sonlandırılması sağlanmış ve çocuk depresyonundan kurtularak derslerinde başarılı olmaya başlamıştı. Aynı şekilde öğretmenlerin bilerek veya bilmeyerek uyguladıkları duygusal şiddet de çocuğu etkiliyor.
Kendini ifade güçlüğü yanlış anlaşılıyor
Çocuğa sınıfın ortasında hakaret etmek, dalga geçmek, yapamadı diye aşağılamak, sınıf içinde küçük düşürmek, bağırmak çocuklarda gördüğümüz en önemli travmatik yaşantılar. Bu çocuklar o dersin hocasıyla yaşadıkları sorundan dolayı derse motive olamamakta ve zayıf almaktadırlar. Bazılarında bu daha da ileri gidip o dersi asla yapamayacağı inancına yol açmaktadır. Bir danışanım İngilizce öğretmeninin kötü davranması ve “sen aptalsın, yapamazsın, beceremezsin” şeklinde hakaretleri yüzünden İngilizceyi kesinlikle öğrenemeyeceğini, konuşamayacağını düşünüyordu. Yapılan müdahale sonrasında üniversitede hazırlık sınıfını çok kolay bir şekilde geçebilmeyi başarmıştı.
Okullarda arkadaş gruplarının oluşması doğal bir süreçtir. Ancak bazı çekingen çocuklar kendilerini ifade edemediklerinden ve yanlış anlaşıldıklarından sınıf içinde dışlanmalara maruz kalabilmektedirler. Bir genç, çok dışa dönükken yaşadığı bir olay yüzünden sosyal çekingenlik içine girmiş, arkadaşlarının davetlerine katılmamaya, onlardan uzaklaşmaya başlamıştı. Bu tutumu, arkadaşları tarafından “bizi istemiyor, hava atıyor” şeklinde yorumlandığından dışlanmasına sebep olmuştu. Çocuk çaresizlik içine girmiş ve okula gidemez hale gelmişti.
Erken müdahale topluma kazandırır
Bu durumda çocuğun bir psikolojik destek alması şarttır. Çünkü okulda yaşanan her olay kişiliği doğrudan etkilemekte ve geleceğinin yönünü değiştirebilmektedir. Bu travmalar normal süreçte okuması gereken bir çocuğun okul harici çözümlere yönelmesine (çalışma gibi) yol açmaktadır. Bu yüzden birçok okuyup çok başarılı olabilecek çocuk toplum adına kaybedilebilmektedir. Olayı basit olarak görmeyip erken müdahale etmeli ve yolundan çıkmak üzere olan çocuğu tekrar yoluna döndürmelidir.
Star Gazetesi