Çocuğunun beslenmesine ve gelişmesine aşırı önem veren bazı aileler, çocuk beklentilerinden daha az yediğinde 'iştahsız' damgası vurup çözüm arayışlarına giriyor.
Az yiyen her çocuğun iştahsız sayılmayacağını belirten Prof. Dr. İbrahim Erkul ise iştahsız olduğu düşünülen çocuğun yaşına göre gelişme grafiklerine bakılması gerektiğini ifade ediyor. Aylık ilim ve kültür dergisi Sızıntı'nın bu ayki sayısında yer alan "İştahsız Çocuğa Yaklaşım" başlıklı yazısında, iştahsızlığın yaş gruplarına göre farklılık gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Erkul, "Çocuğun annenin beklentisinden az yemesinin her zaman iştahsızlık mânâsına gelmediği unutulmamalıdır. Aynı yaştaki çocukların aldıkları gıda miktarı birbirinden farklı olabilir. Bu yüzden çocuğun gelişmesi takip edilmeli, gelişmesinde problem yoksa çocuğa daha fazla yemesi için ısrar edilmemelidir." ifadesini kullanıyor.
Erkul'un verdiği bilgilere göre, oyun çağı çocuklarında (2-6 yaş) iştahsızlık çoğu defa annelerin abartılı beklentilerinden kaynaklanır. İştahsız çocuğun gelişme grafiklerinde yeri belirlenmeli, boy ve ağırlık yaşa göre normal sınırlarda ise ve çocuğun sağlık problemi yoksa hadisenin psikolojik boyutları araştırılmalıdır. Aileler beslenmeyi ceza ve mükafatla yönlendiriyorsa, çocuklar bunu kullanır. Bu yaşta, annelerin aşırı beslemeye çalıştığı çocuklar 3-5 sene sonra şişmanlıkla karşılaşabilir. Bu dönemde çok çeşitli gıdaların sunulmasıyla, çocuğun damak tadı değişir ve çocuğa büyük kısmı zararlı olan hazır gıdalar daha cazip gelir. Anneleri tarafından beslenen bu çocuklarda iştahsızlık daha fazladır. Evde iştahsız olan çocuğun okulda veya yuvada daha iyi yemek yediği müşahede edilmektedir.
Bir buçuk-iki yaşından itibaren çocuklara kaşık verilerek yemeklerini kendileri yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çocuğun döke-saça yemek yemesine titizlenen ve yediğini az bulan anneler onun bu alışkanlığı kazanmasına mani olurlar. Beyindeki iştah merkezinin gıdaların görüntüsü, kokusu ve tadı ile uyarıldığı unutulmamalı, sofrada çocuğa farklı yemek verme uygulamasından vazgeçilmelidir. Çocuğun dengeli beslenmesi için gıdaların tadını, kokusunu alması, şeklini görmesi gerekir. Sofradaki düzen, anne-baba kavgaları ve kardeşlerin olup olmaması da iştaha tesir eder.
Herhangi bir metabolik veya sistemik hastalığı olanlarda ve bulaşıcı hastalıkların seyrinde geçici iştahsızlık olur. Böbrek, kalp, karaciğer ve çölyak hastalıklarında iştahsızlık kaçınılmazdır. İştahsız çocukların bu açıdan dikkatle muayene edilmesi ve bazı lâboratuvar tetkiklerinin istenmesi gerekir. Tek taraflı ve bilhassa ayak-üstü (fast food) beslenmeye alışmış, sebze-meyve tüketmeyen ve sofraya oturmayan çocuklar yemek seçici olur. Çiğneme ve yutma problemi olan çocuklar iştahsız olabilir. İştahsız çocuklarda kötü beslenmeye bağlı büyüme-gelişme geriliği ve boy kısalığı görülebilir. Vitamin ve mineral eksikliği de varsa ciddi sağlık problemleri ortaya çıkar.
AİLE - SAĞLIK ZAMAN