Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu Çocuk Ve Gençlerde Yatak Islatma Konusunda Aileleri Uyarıyor!
Beş yaşına gelmiş bir çocukta yatak ıslatma normal değildir. Bu durum çocuğun istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatması anlamına gelen enürezis noktürna sorunu olduğunu gösterir.
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15'i uykuda altını ıslatır. On sekiz yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorun devam edebilmektedir. Özetle yatak ıslatma sorunu yıllar içerisinde kendiliğinden düzelebilmektedir. Yine de yatak ıslatma sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığı tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür.
Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması kimi zaman konunun aile içerisinde konuşulmak istenmemesine yol açmaktadır. Bu şekilde üstünün kapatılması sorunun tedavisini zor hale getirmekte ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Oysa yatak ıslatma herhangi bir sağlık sorunu gibi ilgili uzmanla konuşularak rahatça çözülebilir.
Çocuk ve Aile Suçlu mu?
Yatak ıslatma çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Yatak ıslatmayı ortaya çıkaran nedenler çocuğunuzun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. Çocuğun gece altını ıslatması anne babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir.
Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir.
Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.
İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması;
• uyku sırasında idrar hissinin algılanması,
• gece üretilen idrar miktarının uygun düzeyde tutulması merkezi sinir sisteminin olgunlaşması,
• mesane ve ilgili kasların gelişmesi ve
• vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanması ile ilişkilidir.
Yatak ıslatma sorununun ortaya çıkmasında yukarıda sayılan idrar tutma işlevi ile ilgili faktörleri etkileyen birden fazla nedenin rol oynadığı bilinmektedir. Anne babalar yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilememektedir. Çişi gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak çişini yapmaktadır.
Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır.
Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. Çiş yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissi zamansız çiş yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır.
Dikkat edilirse gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu değil, ailenin hatası değil ama tedavi edilmesi gereken durumlardır.
Tedavisi Mümkün mü?
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat gece altını ıslatmanın çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir. Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle beş yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir.
Yatak ıslatma, ilaç ile tedavi edilebilmektedir. Ayrıca alarm cihazları da tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Alarm tedavisinde iç çamaşırına yerleştirilen bir elektrod ile çocuğun pijamasına iliştirilen alarm cihazının çalması sağlanmaktadır. Çocuk uyanmasa bile anne baba alarmın çalmasıyla uyanmakta ve çocuğu uyandırarak tuvalete götürüp çişini yapmasını sağlamaktadır. Bu şekilde çocuğun zaman içerisinde uykuda idrar hissini algılamayı öğrenmesi amaçlanmaktadır. Tedavinin etkili olup olmayacağı ortalama 6 haftada anlaşılmaktadır. Bu altı hafta boyunca anne babanın her gece çocuğu uyandırarak tuvalete götürmeyi aksatmadan sürdürmesi zorunludur.
İlaç tedavisinde desmopressin isimli etken madde kullanılmaktadır. Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamamaktadır. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH'nın eksikliği giderilmekte böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkaracak kadar dolmasının önüne geçilmektedir. Çocuklarda kullanımı son derece kolay ağızda eriyen tabletler şeklinde verilen desmopressin tedavisiyle çocukların %60-70'inde gece kuru kalma sağlanabilmektedir.
Sözü edilen ana tedavi yöntemleri dışında uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekilleri de vardır.
Yatak ıslatma sorununu ailenizin sorunu olmaktan çıkarın, size en uygun sağlık kuruluşunda konunun uzmanlarına başvurun...