Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Nedir?
3 farklı durum çocuğunuzda Hiperaktivite ve Dikkat Dağınıklığının varlığına işaret eder. Çocuğunuzda bunların birine, ikisine ya da üçüne birlikte rastlayabilirsiniz. Çocuğunuz ya hiperaktif ya dalgın, dikkatsiz ya da ani ve kontrolsüz olabilir.
HİPERAKTİVİTE
Hiperaktif çocuğun mutlaka odanın içinde dört dönmesi ya da duvarlara tırmanması gerekmez. Ayaklarını ya da ellerini birbirine vurur, bacaklarını sallar, sandalyede otururken vücudunu öne arkaya hareket ettirir, yemek yenirken devamlı oturup kalkar, oynarken veya TV seyrederken birçok şeyi bir anda yapmak isteyebilir.
Çocuğun olumsuz yaşam şartları içinde olması hiperaktivite semptomlarını arttırır. Bu durumu değiştirdiğinizde ya da çocuk durumla baş etmeyi öğrendiğinde semptomlarda azalma belirgin hale gelir. Hiperaktivite çocuğun beynindeki bir takım nörolojik farklılıklardan ötürü meydana gelir. Problemin geçmişi doktorun ani hareketliliğin, hiperaktivitenin ya da dalgınlığın çocuğu sıkıntıya sokabilecek ruhsal bir problemden mi ya da Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktiviteye bağlı olarak mı ileri geldiğini anlamasına yardımcı olur.
Eğer bu davranış bozuklukları çocuğun yaşamının belirli bir döneminde örneğin 3. sınıfta olmasına rağmen okumayı öğrenemediği bir durumda ortaya çıktıysa, doktoru sorunun belli bir endişeden kaynaklandığını düşünebilir. Çocuk ya da gencin herhangi bir şeye canı sıkıldıysa, kendini endişeli hissedecektir. Sorunun kaynağını bulmak çok önemlidir. Eğer sorun herhangi bir kriz döneminden sonra ortaya çıkıyorsa örneğin ayrı yaşama, boşanma ya da küçük kardeşin doğumu gibi doktor sorunun kaynağının bu olduğunu düşünebilir. Depresif bir çocuk hareketli, sinir bozucu, üzgün veya içine kapanık olabilir. Endişeli ve depresif çocukların tümü de hiperaktivite, dalgınlık ya da ani hareketlilik semptomları gösterebilirler. Eğer bu davranışları kronik bir hal almışsa, doktor çocukta Hiperaktivite ve Dikkat Dağınıklığı olduğunu düşünebilir.
DİKKAT DAĞINIKLIĞI
Dikkat dağınıklığı durumunda dalgınlık, dikkatsizlik ve unutkanlık birlikte görülür.
Tüm bilgiler beynimize 5 duyumuzla ulaşır. Biz bu bilginin en önemli bölümünü düşünen beynimize ilettikten sonra alt beyine aktarırız. Eğer bunu yapabilme yeteneğimiz olmasaydı, beynimiz gerekli gereksiz bir sürü bilgiyle dolardı. Buna rağmen çok kalabalık ve gürültülü bir yerde bulunup, ismimizin çağrıldığını duyabiliriz. Gene, evimize giderken düşüncelere dalıp birden kendimizi evimizin önünde buluruz. Ve oraya nasıl gittiğimizi hatırlayamayız Böyle durumlarda beynimiz önemli bilgileri sergileyerek gerekli bölgelere gönderir.
Bazı kişiler gereksiz bilgileri elemekte güçlük çekerler. Bu kişilerin dikkati çabuk dağılır ve dikkat süreleri azdır. Bunların bazıları görsel bilgilerle problem yaşarlar, insanların hareketleriyle, kuşların uçuşuyla dikkatleri dağılır. Bazıları ise işitsel bilgilerle sorun yaşarlar. Konuşan insanlar, araba kornaları, çalan telefonlar gibi. Endişe ya da depresyon kişinin daha da dalgınlaşmasına sebep olabilir.
DUYGUSAL KONTROLSÜZLÜK, FEVRİ HAREKETLER
Bazı çocuklar hareketten önce düşünmezler. Kötü bir şey söylerler ve daha sözlerini bitirmeden üzülürler. Öğretmenin sorusunu daha öğretmen sözünü bitirmeden cevaplar, durup dururken kızar, bağırır ya da şiddete başvururlar. Tepkilerini düşünmeden anında verirler. Bu çocuklar davranışlarından ötürü, evde aile ile okulda arkadaşlarıyla sorunlar yaşarlar. Endişe ve depresyon halinde hiperaktivite ve dikkat dağınıklığında olduğu gibi çocuğun fevri hareketleri de artar.
RUHSAL, SOSYAL VE AİLEVİ PROBLEMLER NELERDİR?
Okul tarafından çocuğun sorununun hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı olduğu fark edilemeyebilir. Bu durumda çocuk strese girer, başarısız olmaya, büyük bir ihtimalle de davranış bozuklukları göstermeye başlar. Bu noktada okul personeli ebeveynlerini arayıp, çocuğun ruhsal sorunları yüzünden başarısız olduğunu, dersleri öğrenmediğini, ailede bir problem olduğundan dolayı çocuğun sıkıntı çektiğini düşünülebilir.
RUHSAL PROBLEMLER
Bu sorunlar ailevi, arkadaş ve okul problemleri şeklinde kendini gösterir. Bu çocuklar kendilerini stres altında hissederler. Kendilerini aptal, başarısız, yetersiz ve kötü olarak görürler. Öğretmenleri ve aileleri okulda başarısız oldukları için onların tembel olduklarını düşünürler. Bu çocuklar bu duygularını kimi zaman farklı davranış bozukluklarıyla dışarı vururlar, hırçınlaşırlar, kavgacı olurlar ya da sık sık parlarlar. Bazıları ise duygularını içe bastırırlar, depresif, içe dönük olmaya ya da kendilerine acımaya başlarlar. Bir diğer kısmı ise duygularını fiziksel sorunlar şeklinde aktarırlar, baş ağrıları ya da karın ağrıları geliştirirler.
Eğer çocuğunuz okula gideceği bir sabah karın ağrısı ile yataktan kalkmış ve siz onun evde kalmasına izin vermişseniz ve birkaç saat sonra karın ağrısı geçmişse, bu sadece basit bir kandırmaca olmayabilir.
Bazı çocuklar için bu fiziksel dışa vurumlar belirgin olabilir: Örneğin sırt ya da el veya ayaklarında ağrılardan şikâyet edebilirler. Bazı çocuklar ise stresli durumlardan kaçınmayı veya olaylar yönlendirerek duygularını idare etmeyi alışkanlık haline getirirler, örneğin “sınıfın maskarası” olurlar. Sınıftan atılmak ya da bir dersi dağıtmak için en yanlış zamanda en doğru insana ne yapılacağını öğrenirler.
SOSYAL PROBLEMLER
Öğrenme Güçlüğü, Hiperaktivite Sorunu ve Dikkat Dağınıklığı yalnızca okuma, yazma ya da matematiği etkilemez. Semptomlar spor dallarını, diğer çocuklarla paylaşılan aktiviteleri, ailevi ilişkileri kısacası yaşamının her yönünü etkiler. Bu çocukların kendi yaşıtları ile geçinememeleri şaşırtıcı değildir. Yaşıtlarının yapabildiği alanlarda onlar kadar başarılı olamadıkları takdirde, kendilerinden küçük çocuklarla oynamayı ya da kendini eve kapamayı tercih ederler.
Bazı sosyal ipuçlarını fark etmede güçlük çekerler. Örneğin karşılarındaki kişinin sıkıntılı, yorgun veya isteksiz olduğunu, mimiklerinden anlayamazlar. Çocuksu davranışlarda bulunabilirler.
AİLEVİ PROBLEMLER
Çocuğunuz hırçın ve başarısız ise sizde onu anlamaya ya da ona yardım etmeye çalışırken sinirlenip, hırçınlaşabilirsiniz. Ebeveyn olarak kendinizi başarısız hissedebilirsiniz. İlk olarak çocuğunuzun bir sorunu olduğunu kabul etmekte zorlanabilirsiniz. Bunun neden sizin başınıza geldiğini veya buna sizin neden olduğunuzu düşünerek sinirlenebilirsiniz. Kabullenmek ve bunlarla yaşamayı öğrenmek zaman alır. Eğer bunları kabullenmede güçlüklerle karşılaşmaya devam ediyorsanız, psikologunuzla görüşünüz.
Anne ve babadan biri çocuğa sert ve disiplinli davranmanın diğeri ise anlayışlı ve toleranslı olmanın en iyi yol olduğunu düşünebilir. Bu düşünce farklılıkları ilişkide ve evlilikte sıkıntı yaratabilir. Eğer bunun üstesinden gelemezseniz, yardım isteyin.
Tek ebeveynde ise zorluklar daha fazla olacaktır. Onlar, tüm problemleri ve güçlükleri tek başına aşmak zorundadırlar.
Aileler okulla işbirliği içinde olmalı ve çocuğa yardımcı olabilecek projeler geliştirmelidirler.
Çocuğun kardeşleri de güçlüklerle karşılaşabilir. Çocuğun problemlerinin farkında olmayabilirler. “Bu benim suçum mu?” “Bu soruna bende yakalanabilir miyim?” “Ölecek mi?” gibi korkular geliştirirler. Bazıları ise kızgın bir yaklaşımda bulunabilirler. “Neden ben yatağımı toplamak zorundayım da, o değil?” “Neden bir kabahat yaptığımızda bana ceza veriliyor da, ona verilmiyor?” diye düşünebilirler.
Bazıları ise suçluluk duyabilir ya da kardeşlerine karşı toleranslı olmaları söylendiğinden dolayı hırçınlaşabilirler.
Eğer aile kendi içinde bu problemlerin üstesinden gelemezse, ailece terapiye gitmek uygun olacaktır.
.ALINTIDIR.