Duygu Ve Davranış Bozukluğu

Duygu ve davranış bozukluğunun herkesçe kabul gören bir tanım, evrensel bir tanım olmamasına rağmen uzmanlar duygu ve davranış bozukluğu alanını daha iyi tanımak, buna göre hizmetler sunmak için değişik tanımlar önermişlerdir

Duygu ve davranış bozukluğunun herkesçe kabul gören bir tanım, evrensel bir tanım olmamasına rağmen uzmanlar duygu ve davranış bozukluğu alanını daha iyi tanımak, buna göre hizmetler sunmak için değişik tanımlar önermişlerdir. Örneğin pek çok ülkedeki özel eğitime gereksinim duyan çocukların eğitimine ilişkin yasal düzenlemelerin kaynağını oluşturan Amerika Birleşik Devletleri’nde kabul edilen Yetersizliği Olan Bireylere Yönelik Eğitim Yasası, duygu ve davranış bozukluğu olan çocukları ciddi duygusal bozukluğu olan çocuklar adı altında şöyle tanımlamaktadır (Cavkaytar, Diken, 2005):
Ciddi duygusal bozukluk, çocuğun eğitim performansını olumsuz etkileyen, uzun bir zaman döneminde ve dikkati çeken derecede aşağıdaki özelliklerden birini ya da birden fazlasını gösteren bir durumu ifade etmektedir.

A.Zihinsel, duygusal ya da sağlık faktörleriyle açıklanamayan öğrenmede yetersizlik,
B.Akranlarla ve öğretmenlerle doyurucu kişiler arası ilişkiler kurma ve sürdürmede yetersizlik,
C.Normal koşullar altında uygun olmayan tipte duygular ve davranışlar,
D.Genel yaygın bir mutsuzluk ya da depresyon hali,
E.Kişisel ya da okula ilişkin sorunlarla ilgili fiziksel semptomlar, ağrılar ya da korkular geliştirme.

Amerika Birleşik Devletleri özel eğitim yasasında yer alan bu tanım, pek çok kişi ve kuruluş tarafından yetersiz bulunmuştur. Bu nedenle duygu ve davranış bozukluğu olan çocuklara yönelik çalışan öncü örgütler bir araya gelerek, aşağıda yer alan alternatif tanımı önermişlerdir (Kırcaail-İftar; Eripek Ed.2003): Duygu ve davranış bozukluğu, okul ortamında yaşla ilgili, kültürel ya da etnik standartlardan çok farklı duygusal ya da davranışsal tepkiler gösterme durumudur. Bu tepkiler, öz bakım becerileri, sosyal ilişkiler, akademik gelişim, sınıfa uygun davranışlar, kişisel uyum ve işe uyum gibi alanlardaki eğitsel performansı olumsuz etkilemektedir.

Ülkemizde duygu ve davranış bozukluğu, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde duygusal uyum güçlülüğü olarak adlandırılmakta ve şöyle tarif edilmektedir:

Duygusal uyum güçlüğü, sağlık durumu, zihinsel ve duygusal faktörlerle açıklanamayan; bireyin kendisi ve çevresiyle dengeli, doyurucu bir ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çekme, genel bir mutsuzluk ve depresyon hali, bireysel veya okul problemleri ile ilgili korku, tırnak yeme, parmak emme ve benzeri fiziksel belirtilerden bir veya birden fazlasının uzun süreli olarak ortaya çıkması nedeniyle eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur.

Duygu ve davranış bozukluğunun herkesçe kabul gören bir sınıflandırma biçimi bulunmamaktadır. Ancak bu konu psikiyatri ve eğitim alanına girdiği için iki farklı sınıflandırma yapılmıştır. Psikiyatrik sınıflama, klinik bulgular doğrultusunda yapıldığı için, eğitimciler için yeterli görülmemektedir. Bu da eğitimcileri yeni sınıflamalar yapmaya mecbur etmiştir.

Duygu ve davranış bozukluğunun eğitim açısından sınıflamasına örnek olarak Quay tarafından önerilen dörtlü sınıflama önerilebilir. Quay’in önerdiği her bir kategori ve özellikleri aşağıda yer almaktadır (İftar; Eripek Ed.2003).

İleti bozukluğu: Karşı gelme, disiplinsiz davranma, olumsuz olma, kavga çıkarma, sözel ya da fiziksel saldırıda bulunma gibi davranışlarla kendini gösterir.

Sosyalleşmiş saldırganlık: Okuldan kaçma, bir çetenin üyesi olma, hırsızlık gibi suçlara yönelme gibi eğilimlerle kendini gösterir.

Kaygı-içe dönme: Aşırı kaygı, yalıtılmışlık, yalnızlık, utangaçlık gibi belirtilerle kendini gösterir.

Olgun olmama: Kısa dikkat süresi, aşırı pasiflik, dalıp gitme, sakarlık, yavaşlık gibi özelliklerle kendini gösterir.

Duygu ve davranış bozukluklarının nedenleri arasında, merkezi sinir sisteminin zedelenmesi, hamilelikte annenin alkol veya bilinçsiz ilaç kullanımı gibi biyolojik faktörler; aile bireylerinin olumsuz kişilik özelikleri, aile içi problemler, çocuk istismarı, olumsuz okul koşulları, kötü bir çevre ve arkadaşlık ilişkileri gibi çevresel etkenler sayılabilir.

Duygu ve davranış bozukluğu plan çocukların Zekâ düzeyleri ya normal ya da normalin altında seyreder. Okul başarısı düşük olduğu için büyük bir bölümü ya sınıf tekrarı yapar, ya okuldan atılır ya da okulu bırakır. Ciddi sosyal uyum sorunları yaşarlar. Bu nedenle yalnızlık, içe dönük ve aşırı kaygılı bir kişilik geliştirebilirler. Bu çocukların çoğunluğunda saldırgan davranışlar görülür. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaygındır.


Çetin ÖZBEY

.ALINTIDIR.