Hiperaktif Çocuklar
Ülkemizde çoğu zaman okula başladıktan sonra dikkati çekerler. Birkaç ay sonra şikâyetler başlar: Çok yaramaz, dersi dinlemiyor, durmadan hareket ediyor, sınıfın düzenini bozuyor... Ortalama her 100 çocuktan 3 ile 6’sının velisinin dinlemek zorunda kaldığı bu şikâyetlerin asıl nedeni, çocuğun alışkanlıkları değil, tıbbi bir durum olan hiperaktivitedir. Üstelik sonradan oluşan bir durum da değildir. Doğumdan itibaren hiperaktif olmasına rağmen anne babasının eksik bilgi ya da bilinçsizliği nedeniyle ‘çocuklar hareketli olur’ diyerek geçiştirilmiş, kendiliğinden düzeleceği düşünülmüştür.
Hiperaktivite nedir?
Hiperaktif çocuklar, literatürde “Dikkat Eksikliği ve Aşırı Hareketlilik (DEHB) olarak tanımlanır. DEHB; aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve dürtüsellik belirtileriyle ortaya çıkan psikiyatrik bir bozukluktur. Bu çocuklar dikkatini bir konu üzerinde yoğunlaştıramaz ve devamlı hareket etmek isterler. Nedeni henüz tamam olarak bilinmese de, beyinde dikkat ve davranış kontrolünü düzenleyen ilgili bölüm ve/veya bölümlerin doğru çalışamamasından kaynaklandığı düşünülüyor. Bu sorun erkek çocuklarda daha sık görülür.
Dikkat sorunu yaşayabilir
DEHB’li çocuğun en büyük problemi, bir konuya dikkatini verememesidir. Maymun iştahlıdır; heyecanla başladığı bir etkinliği yarıda bırakıp başka bir işe yönelir. Konsantrasyon bozukluğunun yol açtığı en büyük olumsuzluk akademik becerilerde başarı gösterememesidir.
Çok hareketlidir; elleri ayakları durmaz, sürekli bir devinim içerisindedir. Sıradan sıraya atlar, arkadaşını iteler, çelme takar, takla atar, duvara tırmanmaya çalışır. Susmak nedir bilmez; konudan konuya atlar, başkasının konuşmasının bitmesini beklemeden araya girer. Kurallara uymaz. Yapılmaması gerekenleri bilir; fakat yapmadan duramaz. Suç işlediğinde suçunu cesurca üstlenir; fakat niçin suç işlediğini bilmez. Eve geldiğinde üstü başı darmadağınık ve kir içindedir. Eşyalarına gereken özeni göstermez. Her gün bir şeylerini kaybeder; ya kalemini, defterini kaybeder ya da çantasını, önlüğünü bir yerlerde unutur.
Ani huy değişiklikleri fazladır; çabuk ağlar ve çabuk öfkelenir. Duyguları kolayca zedelenir; mutsuz, küskün ve somurtkan olabilir. Yaşamadığı olayları, yaşamış gibi heyecanla ve inandırıcı bir biçimde anlatabilir.
Davranışlarını kontrol etme becerisi yeterince gelişmemiştir. Normal bir çocuk, harekete geçmeden önce eylemlerinin sonucunu önceden tahmin edebilir. Eğer istenmeyen bir sonuçla karşılaşabileceğini tahmin ediyorsa, o davranışı yapmamayı tercih eder; fakat DEHB’li çocukta davranışın sonucunu önceden tahmin etme ve değerlendirme yetisi yok denecek kadar sınırlıdır. Yapmaması gereken davranışları yaptıktan sonra hatasını anlar. O an geçici bir pişmanlık duyabilir; fakat aynı davranışı birkaç saat sonra yineleyebilir.
En sık görülen durum; karma!
DEHB tanısı konulmuş kimi çocukta dikkat eksikliği yoğun olarak görülürken, kimisinde aşırı hareketlilik öne çıkar, kimisinde de dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik aynı oranlarda gözlenir. En çok görülen tip, dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik belirtilerini taşıyan karma tiptir.
DEHB ile birlikte öğrenme güçlüğü, heyecansal sorunlar, tik bozuklukları, dalgınlık ve sakarlık gibi silik nörolojik belirtiler, depresyon ve uyum güçlükleri gibi birçok problem görülebilir.
Özel Eğitim görmeli
Günümüzde en çok ihmal edilen çocuk gruplarından biri de hiperaktif çocuklardır. Zihinsel engelli bir çocuk nasıl ki, özel eğitime gereksinim duyuyorsa, hiperaktif çocuk da aynı şekilde özel eğitime ihtiyaç duymaktadır. Normal okul koşullarında okuyan bu çocukların büyük bir kısmı, okul sürecini tamamlayamadan ayrılmaktadır; çünkü çok hareketli olduğu için öğretmenleri tarafından sürekli olumsuz geribildirimler alır ve dikkati dağınık olduğu için dersleri yeterince anlayamamaktadır. Dolayısıyla benlik algısı düşer ve özgüveni azalır. Özel eğitimle bu çocukların birçok açıkları kapatılabilir ve daha yüksel bir performans elde etmeleri sağlanabilir.
.ALINTIDIR.