8. MERAKLIDIRLAR
Her şeyi merak ederler. Sorular sorarlar. Sorularının sonu gelmez. Sordukça sorarlar, soru sormak konusunda çevrelerini yıldırır ve bıktırırlar.
Biliriz ki pek çok buluş merak duygusuyla olmuştur. Onlarda sonsuz bir merak vardır. Öğrenme, araştırma merakı, zekaları ve yaratıcılıkları birleştiğinde gerçek buluşlar ortaya çıkabilir. Sanatta, resimde ve bilimde.
Onların meraklarını doyurmak mümkün olmaz. Bu merak doyuruldukça daha fazla acıkmaktadır. Özellikle çocukken her şeyin içini açmak, ellerine almak isterler. Böyle olduğu için pek çok şeyi de kırmışlardır. Oyuncaklarını nasıl çalıştığını bulabilmek için açar ve onları çalışmaz hale getiriler. Biraz daha büyüdüklerinde saatlerin, televizyonların, bilgisayarların, radyoların içini açmaya başlarlar. Hatta ufak elektrik devreleri, radyolar yaparlar. Okullarında bu tür yarışmalara katılmak isterler. Bu merak, araştırma ve öğrenme merakıdır. Boş zamanlarında ansiklopedi, sözlük okurlar yada internetteki ilginç siteleri ziyaret ederler.
9. ÇOŞKULUDURLAR
Her konuda onlar öncelik gösterebilirler. Zor yılarlar, vazgeçmezler, olumsuzlukları görmezler ve çoğunlukla olumlulukları görürler. Hep ileri gitmek isterler. Aileleri ve öğretmenleri hep onların coşkulu olan taraflarında bahsederler. Heyecanlıdırlar, bitmez bir enerjileri vardır. İçinde bulundukları ekibin motivasyon kaynağı olurlar. Coşkuları hem kendilerine hem de çevrelerine yeter. Hayatın iyi taraflarını daha hızlı görürler.
Çevrelerinin onlara bakış açısı önemlidir. Çevreleri onlardaki bu coşkuyu söndürmemelidirler. Hatta bu coşkunun yaşaması için onları bu konuda desteklemelidirler.
10. LİDERLİK
Hiperaktiflerin liderlik özellikleri vardır. Kolay grup kurarlar. İnsanları bir fikrin etrafında toplayabilirler. Koruyucu, kollayıcıdırlar. Herkesin adına düşünür ve onların gözünden olayları görürler. Herkese yardımcı olmak, destek vermek isterler. Kalabalıktan, insanlarda hoşlanırlar. Yeni, farklı, değişik fikirleri vardır. İnsanlar onların fikirlerini beğenir, sever, değişik bulur. Ve arkalarından gitmek isteyerek giderler. Hayata onların hevesleri, istekleri, acelecilikleri geçer. Çevrelerindeki kişiler, arkadaşları bu coşkuyu hissederler, görürler, alırlar ve onlarla olmaktan zevk alırlar. Onları dinlemek onların yeni fikirlerini öğrenmek, değişik, farklı, hoş gelebilir.
Yaratıcı ve yenilikçidirler. Hep yeni fikirler, kişiler, ortamlar isterler. Hareket içindedirler, hızlıdırlar. Bahçede oyun grupları kurarlar veya bu grupları değiştirir, yapılandırırlar. Okulda münazara, çalışma grupları kurarlar. Sınıf başkanı veya kol başkanı olmak isterler. Sınıf içi seçimlerde rakipleriyle kıran kırana mücadele ederler. Okulun veya mahallenin futbol takımını kurar, genellikle kaptan veya idareci olurlar. Muhtar, belediye başkanı veya siyasetçi olurlar. Başbakan ya da cumhurbaşkanı bile olabilirler. Başkaları adına savaşmayı ve bir felsefelerinin olmasını severler.
11. ŞEVKATLİDİRLER
Duygusal ve sevecendirler. En ufak olayda bile kolay gözleri dolar, ağlarlar. Kendilerinden çok çevrelerini düşünürler. Empati yaparlar. Başkalarının gözünden olayları görebilirler. Okudukları kitaplarda, gördükleri filmlerde kolay ağlarlar. Filmlerdeki karakterler için üzülürler. Filmlerdeki olayların gerçek hayatta da kolaylıkla olabileceğini düşünürler. Zor durumda olanlara yardım ederler. Yardım derneklerinin ya kurucusu olurlar yada üyesidirler. Yardım için koştururlar, dostlarını da seferber ederler. Yardım etmek onları mutlu eder. Birden fazla yardım derneğine üye olur ve onlara destek verirler. Mahalle ve okuldaki arkadaşlarına ders çalıştırır yada onlara kopya verirler. Fakir arkadaşlarına yardım için okulda kampanyalar düzenlerler. Yardım amaçlı balolar, konserler organize ederler. Vakitlerini bu konulara fazlasıyla harcarlar. Hatta çoğunlukla ölçüyü kaçırırlar.
Bir anne çocuğu için şunları anlatmıştı; “ona harçlık olarak verdiğim paranın hepsini okulun önünde dilenen dilenciye vermiş ve o gün hem aç kalmış hem de okuldan eve kadar yürümek zorunda kalmıştı. Kendisine, acıdın bari paranın yarısını verseydin dediğimde bana şöyle cevap verdi, o kadar kötü durumdaydı ki kendimi kontrol edemedim ve paranın tamamını verdim.”
Genellikle bu çocuklar sınavlarda arkadaşlarına kopya verirken yakalanıp ceza alırlar. Yada okulda suç işleyen arkadaşlarını ele vermedikleri için cezalandırılırlar. Onlarda fedakarlık diz boyudur. Pek çok kez başkalarını korumak için kendileri zor durumda kalmışlardır. Ellerindekileri çevreleriyle, arkadaşlarıyla paylaşırlar. Bu dünya herkese yeter sadece iyi kullanılsın diye düşünürler. Çevreci dernekleri ya kurarlar ya da bu tür derneklerde aktif olarak çalışırlar. İnsan hakları, yoksulların zorlukları, hayvan hakları onlar için çok önemlidir.
alıntı