Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların tedavi edilmemesi halinde, ileri yaşlarda madde bağımlılığı, şiddete eğilim ve kişilik bozuklukları gelişebiliyor. Uzmanlara göre, tedavi görmeyen çocukların yüzde 40’ı, 16 yaş civarında adi suça karışıyor. Hastalığın erken yaşta tanı ve tedavisiyle yüzde 90 oranında başarı elde ediliyor.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Sabri Ercan, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) okul çocuklarının yüzde 5’inde görüldüğünü belirterek, “Bu durum, aileler tarafından (tembellik, ilgisizlik) diye geçiştiriliyordu. Ancak son dönemde insanlarda bilinçlenme söz onusu. Bu yüzden, hastalıkla ilgili başvurularda artış var” dedi.
DEHB ve tedavisi üzerinde 6 yıldır birim şeklinde çalıştıklarını bildiren Ercan, hastalığın erken yaşta tanı ve tedavisinin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, tedavide yüzde 90 oranında başarı elde ettiklerini dile getirdi.
Ercan, aşırı hareketlilik, isteklerini erteleyememe ve dikkatini derslerine toplayamama gibi sadece DEHB belirtileri olan çocuklara oranla, bu belirtilere ek olarak, kavga etme, söz dinlememe, yalan söyleme veya okuldan kaçma gibi davranış bozukluğu belirtileri taşıyan çocukların, anneleri tarafından “çok sert şekilde cezalandırıldıklarını” ifade ederek, şunları söyledi: “Bu çocukların sevilmemeleri ve ağır biçimde ihmal edilmeleri söz konusu. Normal çocukların annelerinin yüzde 5’i çocuklarını dövdüklerini belirtirken, DEHB olan çocukların annelerinin yüzde 25’i, hem DEHB hem de davranış bozukluğu olanların annelerinin ise yüzde 50’si çocuklarını dövdükleri belirtmiştir. Bu durum, ilerideki yaşlar için çok tehlikeli.”
DEHB’nin “organik temelleri bulunan kalıtımsal bir bozukluk” olduğunu belirten Ercan, “(Sünnet olunca, buluğ çağına gelince ya da kardeşi olunca düzelir) gibi yersiz inanışlar aileleri oyalamaktan başka bir işe yaramaz” diye konuştu.
Ercan, DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların “kesinlikle bağımlılık riski olmadığını” ifade ederek, şöyle devam etti: “DEHB’li çocuk tedavi olmazsa, ilerideki yaşlarda madde bağımlılığı riski, şiddete eğilim, anti sosyal özellikler, kişilik bozuklukları gelişiyor. Suça eğilim meydana gelebiliyor. Bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde akademik başarısızlık, evlilik başarısızlığı, trafik kazalarıyla ve depresyonla karşılaşabiliyor. Bu konuda ailelerin daha fazla bilinçlenmesi amacıyla, Atatürk Kültür Merkezi’nde 4 haftalık eğitim grupları oluşturuyoruz.”
Uzmanların bu alanda yaptıkları çalışma sonuçlarına göre, DEHB’nin tedavi edilmemesi durumunda, özellikle erkek çocukların yüzde 40’ı 16 yaş civarında adi suça karışıyor. Yüzde 52’sinde alkol ve uyuşturucu alışkanlığı görülürken, yüzde 30’u ise eğitimini sürdüremiyor. Çocukların yüzde 70’i ilişkilerinde sorun yaşıyor, yüzde 10-20’sinde belirgin işlev ve yeti kaybı oluyor.
Hastalığın erkeklerde, kızlara göre 3-4 kat daha fazla görüldüğüne işaret eden uzmanlar, şunları öneriyor: “Bu çocuklarla sıklıkla göz göze gelmeye çalışın ya da omzuna, başına dokunun. Ödüllendirmeyi artırın. Kınamaları incelikle, öfkelenmeden, yaratıcı cezalarla yapın. Sıklıkla yaptığı işi kontrol edin. Sınıf içinde liderlik rolü, sorumluluk ve güven verin. Sınıfta, öğretmenlere yakın ve sakin bir arkadaşının yanına oturtun. Sınav zamanlarında öğretmen-aile işbirliğine gidin. Verilen çalışmayı bitirebilmeleri için ek süre tanıyın.”