OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KARDEŞ İLİŞKİLERİ
YENİ BEBEK GELİYOR!
Yeni bir çocuğun dünyaya gelecek olması, anne-baba için olduğu kadar diğer çocuklar için de önemli ve hayatlarında değişikliklere sebep olacak bir hadisedir.
Çocuklar karar faslında ne kadar karışmasalar bile (uygun olanı da budur. Bu sadece anne-babanın alması gereken bir karardır) anne-babalarını, odalarını velhasılıkelâm hayatlarını paylaşacakları yeni aile ferdine onların da hazırlanmaları gerekir.
Ona kardeşi olacağı ne zaman söylenmeli?
Çocuğunuz okul çağında ise hemen haberdar olmasında bir mahsur yoktur. Ama okul öncesi çağda ise aşağıdaki uygulamalara gidilebilir.
9 ay çocuk için uzun bir süredir. Ona hamileliğin ilk aylarından doğacak bebekten bahsederseniz hemen görmek isteyecektir. Bu yüzden ilk 3-4 ay geçtikten sonra söylenmelidir. Söylemeden hamileliğin sorunsuz olduğundan emin olunmalıdır. Yoksa olumsuz bir durumda çocuğun bu şoku atlatması daha zor olacaktır.
Eğer siz söylemeden komşu, akrabaların yardımıyla çocuk öğrenmişse ya da kendi fark etmişse artık gizlemenin hiçbir anlamı yoktur.
Ne zaman doğacağını sorduğunda aylardan bahsetmek yerine kar yağdığında ya da ağaçlar çiçek açtığında gibi ifadelerle anlatmayı deneyin. Çünkü okul öncesi çocuklarında henüz zaman kavramı gelişmemiştir.
Hamilelik sürecinde
Çocuğun yanında sürekli ne kadar yorgun olduğunuzdan bahsetmeyin. Yaramazlıkları karşısında durumunuzdan bahsederek çocukta suçluluk duygusu oluşturmayın.
Dinlenmeye ihtiyacınız olduğunda açıklama yaparak babasının yanına gönderin.
Kardeşine duyduğu merakını gidermek için ekografiye götürmeyin. Bu çocuk için ürkütücü bir deneyim olacaktır. Bırakın hayal etsin.
İlk kıskançlık tohumları
Evlerimizde ilk tohum, ikinci bir çocuğun dünyaya teşrif edeceğinin anlaşılmasıyla başlar. Başlangıçta ilginç görünen durum annenin son aylarında ağırlaşması ile isteksiz ve yorgun görünmesi ve çocuğu kucağına alamayışıyla kaygılandırıcı hale gelir. Çocuk bu durumdan tedirgin olur ve sevilmediği hissine kapılır. Bunu sınamak için bir dizi harekete girişir: Annenin çevresinde dolaşır, huysuzlaşır, ağlar, olmadık isteklerde bulunur, annenin sabrını ölçer. Anne sabırsızlandıkça onun kaygısı daha da artar.
Asıl gümbürtü eve kucakta bir yabancıyla gelinmesi ve herkesin ‘o küçük yaratığın’ etrafında pervane olmasıyla kopar. Çocuk kız ise yeni doğan bebeğin de kız olması durumunda “Ben varken ona ne gerek vardı? Demek ki beni istemiyorlar” diye düşünürken, bebek erkekse onun farklı olduğundan dolayı daha çok sevildiğini düşünmeye başlar.
Sonu gelmeyen komşu, akraba tebrikleri, gelen onlarca hediyeye, eskiden herkes onunla ilgilenirken şimdi pabucunun dama atılması da eklenince bebeğe karşı bir kızgınlık ve kıskançlık hissi geliştirir.
Evet artık o sevilmediğine kanaat getirmiştir. Çünkü artık yerini yeni gelen bebek almıştır.