Okul Korkusu!
"N'olur beni bırakma anne!!!", " Sen de kal lütfen!", " Baba, seninle gelmek istiyorum.", " Seni seviyorum anne, lütfen gitme!"..... gibi cümleleri her eylül ayında sıkça duyarız. Okula başlama çocuğun hayatındaki en büyük olaylardan biridir. Okul çağına gelene kadar içinde yaşadığı, uyum sağlamayı başardığı, kendini çoğunlukla kabul ettirdiği aile çevresinden tümüyle değişik özellikler taşıyan yeni bir çevreye, okula geçiş, çocuk için hiç de kolay olmayan bir şeydir.
Kendinizin ya da okula gitmekte olan çocuğunuzun okula ilk başlayışını şöyle bir eskilere giderek hatırlayın. Okulun açılmasından günler önce, çocuğun yüreğini bir heyecan kaplar. Okul bir bilinmeyendir. Kendisinden önce okula giden büyüklerin anlattıklarıyla biliniyordur okul... İyi ya da kötü yanlarıyla. Çocuğun zihninde okulla ilgili kopuk kopuk resimler vardır bir türlü birleştirilemeyen. Sürekli sorulan sorularda bir araştırma, bu eksik parçaları tamamlama eğilimidir. Kuşku, endişe tedirginlik, korku, merak, ilgi, isteksizlik vardır bu sorularda:
Kaç gün kaldı okula gitmeme?
Gitmesem olmaz mı?Sen de benimle geleceksin değil mi?Öğretmen çocukları sever mi?Okulda çoook mu duracağım?Bir daha seni göremeyecek miyim?Anne sen de benim yanımda oturur musun?
Öğretmen beni döver mi?
Yukarıda saydığımız soru çeşitlerine daha yüzlercesini ilave edebiliriz. Okul zamanı gelince sınıfta kimi öğrenciler arkadaşlarıyla hemen kaynaşıp annesinin elini bırakırken, kimi çocuklar ise annelerinin eline eteğine yapışır ve başlarlar ağlayıp bağırmaya. Ağlar, bağırır ve annelerinin kendilerini bırakmalarını istemezler. Bir sonraki gün okula gitmeyi ya da okulda kalmayı reddedebilirler. Sizden ayrılmak istemezler. Sabahları okula gelmeden önce ya da sizden ayrıldığında fiziksel temeli olmayan ağrılar, özellikle mide bulantısı ve kusma ile birlikte baş ağrısı görülebilir. Genellikle bu durum ayrılık kaygısı, diğer bir deyişle evden ayrılma korkusudur. Okula gitmek istemeyen, gitse bile sınıfa girmek istemeyen çocukların yaşadığı bir durumdur. Bu durum şayet okulla ilgili herhangi somut bir problem yok ise ( dayak, aşağılayıcı öğretmen tutumları, hakaret...gibi) anne ile çocuk arasındaki yoğun ve bağımlı ilişkiden kaynaklanır. Çocuk annesini kaybetme endişesi ile ayrılmak istemez.
Kimi zaman da okula yeterince hazırlanmayan çocuk, okulda aile içinde olduğu gibi bir ilgi odağı olmadığını, başka çocuklarla eşit öneme sahip olduğunu acı bir biçimde görür ve anlar. Böylece evde her zaman başrolü oynarken okulda figüran rolünde kalmak onu derinden yaralar. Çocuğun duygusal bunalım geçirme nedenlerinden biri de, o güne kadar hayatında çok önemli bir yere sahip olan sınırsız oyun oynama özgürlüğü elinden alınmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi, hiçbir istek duymadığı birtakım ödevleri yapmaya, okul süresince sınıfta oturup ders dinlemeye, bir takım ihtiyaçlarını kendisi istediği zaman değil, kendisine tanınan süreler içerisinde gidermeye, hoşlandığı ve hoşlanmadığı pek çok kişiyle bir arada bulunmaya, okul ortamına uyum sağlamaya ve konulan sıkıcı kurallara uymaya zorlanır. Bütün bu olumsuzluklar ilerleyen zamanlarda tam bir okul fobisi durumuna dönüşmektedir. Bu tür çocuklar okula gitmeye zorlandığında; ağlama, terleme, bulantı, kusma, karın ve baş ağrısı gibi psikosomatik belirti ve şikâyetler gösterebilmektedir. Çocuğun okula gitmemesine göz yumulduğunda tüm bu şikâyetler birden bire yok olmaktadır.
Okula zorla gönderilen öğrenciler ise genellikle okula anneleri ile birlikte gelmekte, sınıflarda küçük sıralarda öğrencilerin yanlarında anneleri de oturmaya çalışmaktadır. Haftalar içerisinde bu küçük sıraları dolduran davetsiz misafirler birer ikişer azalır, ancak bazı sınıflarda derslere düzenli devam eden anneler kalmaktadır. Okul korkusu ya da anne-babadan ayrılma kaygısı olarak adlandırılan bu durum çocuğun ders başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrenci, anne-baba ve öğretmenin işbirliği ile çalışması sonucunda bu sorun giderek azalmakta çocuk yaşıtları gibi okula uyum sağlayabilmektedir.
Okul korkusu olan çocuklar için neler yapabiliriz:
Okul korkusu ya da ayrılma ile ilgili kaygısı olan çocukları önceden ayrılığa, bağımsızlığa alıştırın. Böyle bir sorun varsa anne-baba, çocuk ve okul işbirliği ile çocuğun desteklenmesi gerekmektedir. Çocuğun bu ayrılığa yavaş yavaş alıştırılması (anne ya da babanın önce sınıfta, sonra koridorda, sonra bahçede ve daha sonra çocuğu evde beklemesi gibi)çocuğa güvence verilmesi ve bu güvencenin yerine getirilmesi (seni bahçede bekleyeceğim deyip belirlenen zaman kadar bahçede bekleme gibi)bu süre içerisinde çocuğun sergilediği zorlukların bedensel bir nedenle oluşup oluşmadığının araştırılması, kısa süreli ise ve yaygın değilse bu belirtilerin fazla dikkate alınmaması gerekir.
Çocuğunuzun kaygısı ile alay etmeyin ve onu küçümsemeyin.Çocuğunuzun korku ve kaygılarını anlamaya çalışın ve bu kaygıları anladığınızı çocuğunuza ifade edin.Çocuğunuzu kendi başına dışarı çıkması için cesaretlendirin ve bunu yapabildiği zamanlarda onu ödüllendirin.Çocuğunuzu okul hayatına hazırlayın. Ona okula giden çocukların hikâyelerini okuyun.Okul için alışveriş yapın ve bunun zevkli geçmesine dikkat edin.Ona okul hayatının güzel yanlarını anlatın.Çocuğunuza neden okula gitmesi gerektiğini ve okulun işlevinin ne olduğunu anlatınSabah okula gitmek üzere yapılan hazırlıkları eğlenceli hale getirin. Örneğin onu öperek uyandırın. Bir okul şarkısı söyleyin. Kahvaltıyı aceleye getirmeyin. Kahvaltıda sohbet edin, ona okulda neler yapacağını sorun; siz de gününüzü nasıl geçireceğinizi anlatın. Akşama kadar onu düşüneceğinizi söyleyin.Kararlı olun. Çocuğun olur olmaz bahanelerle evde kalıp oyun oynamasına izin vermeyin.Çocuktan ayrılırken ona küçücük bir öpücük verin, onu kucaklayın ve" iyi dersler "dileyin.Çocuğu sınıftaki diğer çocuklarla tanıştırın. Siz de diğer velilerle tanışıp beraber etkinlikler düzenleyin.
Çocuğunuza asla," eğer okula gidersen sana istediğin oyuncağı alacağım" gibi rüşvetler teklif etmeyin. Sadece istenilen davranışı yaptığında onu sonra ödüllendirin.
Eğer çocuğun evde kalması gerekirse bunu asla eğlenceli bir hale getirmeyin.
Ve en önemlisi bütün bunlara rağmen çocuğun korku ve kaygıları devam ediyor, rahatsızlıkları gittikçe artıyor ve yayılıyorsa mutlaka bir çocuk psikiyatri uzmanından değerlendirme ve yardım istenilmelidir. Sonuçta anne-baba ve çocuğun bu uyum sürecine uzman desteği eklenecek, gerekirse çocuğun kaygısı güvenilir ilaçlarla azaltılacaktır.
Mahmut AÇIL
.ALINTIDIR.