Ruh Sağlığı ve Okul Sorunları
Okul denildiğinde ilk akla gelen Başarı kavramıdır. Doğru okul ve doğru yönlendirme ile çocuğumuzun gelecekte iyi bir yaşam kuracağı fikri ön plandadır. Bu beklentiyi okullar da doğrulamaktadır. Çünkü varolma nedenidir. En iyi koşullar yaratılmak istenir en iyi başarı seviyesi amaçlanır. Acaba farklı bir okul hedefi yaratılabilir mi ?
Henüz varlığını sürdüren eğitim programları, öğrencilerin bilgi ve becerilerini artırmaya teşvik eder. Bu durum okul kavramının doğasında vardır. Çünkü okula verilen işlev budur. Okulun zaten varlık nedenidir. Bu amaç olmadığında okul olmasa da olur düşüncesi yaygındır. Böylelikle hızla değişen dünyaya uyumlu bireyler yetiştirilmiş olacaktır. Dünya hızlı değişmektedir. Bu değişim sosyal, teknolojik ve ekonomik boyutları öne çıkmaktadır. Bu değişimin bir sonucu; mesleki hazırlık için yüksek talepler ve aşırı bilgi yüklemesidir. Aşırı bilen insanların başarılı olacağı gibi bir düşünce de yanlışlanamıyor adeta. Bu açıdan Okullar, çok yoğun baskılar altında işlev görüyor. Okulların görevi, öğrencileri daha yüksek eğitim, daha iyi iş ve daha iyi bir vatandaş olabilmeleri için öğrencileri akademik olarak hazırlamaktan ibaret kalmıştır. Ancak okullar sosyal yapıyı ve insanın ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını görmezden geldiği için şikayet edilir kurumlar haline geldi.
Ergenlerde son yıllarda daha çok ruhsal problemler olduğu anlaşılmaya başlanmıştır. Zaten vardı ve artık daha fazla mı önemsenir hale geldi yoksa önceden bu kadar yoğun değildi ve sosyal ,ekonomik ve teknolojik gelişmelerle arttı mı ? sanki ikinci seçenek daha fazla taraftar toplamış gibi görünmektedir. Daha çok yetişkinlerde duymaya alıştığımız depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlar ergenler arasında da artık sıklıkla duyuyor görüyoruz. Ruh sağlığı problemlerindeki artışın, muhtemelen rahatsızlıklara yönelik farkındalığın artışının ve ayrıca ergenlerdeki stres faktörlerinin yoğunluk ve sayıca artışının sonucudur. Daha çok yetişkinler duyulan kavramlardan olan depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarının günümüzde genç kuşağı da etkilediğini görüyoruz. Çocuk ve ergenlerde görülen anksiyete bozuklukları da yüksek oranlarda gözlenmektedir. Ruh sağlığı problemlerindeki artışın hızlı sosyal değişimle birlikte, aileler, komşular gibi çoğu geleneksel kültürel dayanaklarda görülen çöküşten kaynaklandığını düşünmek yanlış olmayacaktır. Ruh sağlığı problemlerine sahip çoğu genç, psikolojik danışmanlık ya da psikoterapi hizmeti almaz. Psikolojik destek alan ergenler ise bu hizmeti ilk aşamada okuldan alırlar. Ruh sağlığı, genel sağlığının önemli bir parçasıdır. Malesef okullar ve Diğer eğitim kurumları sağlık kavramının ruhsal olan tarafını görmezden gelmeye devam ettiler.
Okullarda öğrencilerin ruh sağlığı sorunlarıyla baş etmesi konusunda, özel eğitim hizmetleri, rehberlik hizmetleri ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin sağlanması da dahil olmak üzere birçok alanda sürdürülür. Özellikle sorun-odaklı yaklaşım gibi bazı tedavi yaklaşımları sıklıkla psikiyatrik görüş almaya ihtiyaç duyulduğu gerekçesiyle eleştirilir. Bununla birlikte, okullarda ruh sağlığı hizmetleri verebilmek için özel koşulların sağlanması da önemlidir.
Son yıllarda ergenler ve ergen sorunlarının çözülmesine dair yoğun talep olmakla birlikte gittikçe artan oranlarda genç insanların ihtiyaçlarını karşılamak gerekmektedir. Bunu başarmak için işbirlikçi ve holistik bir sistem gerekir. Bu yaklaşım, halihazırda varolan hizmetleri birleştirir ve onları, değerlendirme, vaka yönetimi, terapi ve önleme içeriklerinden oluşan geniş kapsamlı bir ağ içerisinde genişletir.
Ruh sağlığı kavramı içinde 1. basamak ruh sağlığı hizmetleri bu açıdan önemlidir. 1. Basamak ruh sağlığı hizmetlerinin temel amacı önlemedir. Genel ruh sağlığı hizmetlerinin en önemli parçasıdır. Organizmanın iç yapısından kaynaklanan sorunlar, dışsal koşullarla etkileşime girdiğinde psikososyal açıdan uyumsuz davranışlara sebep olduğunu açıklar. ve esneklik kazanabilmek için de önleyici-koruyucu etmenlerin nasıl kullanılacağını açıklar.
Yeterli koruyucu seçenekler olmadığında, ruh sağlığı açısından bazı işaretler ortaya çıkar. Koruyucu etmenler güçlendirildiğinde daha olumlu sonuçlar ortaya çıkmaktadır. İyi yapılandırılmış önleyici programların kökleri, insan gelişimini anlamaya yani çocukluğun gelişimsel işleyişini ve ergenlik döneminin esnek eğitim ortamlarında daha kolay deneyimlenebileceğini anlamaya dayanır.
Okullarda kullanılan kanıta dayalı önleyici programlar yalnızca sorunları azaltmakla kalmaz; ruh sağlığının hayat boyu korunabilmesi için gerekli becerileri de sağlar. Böylece, önleme çifte yarar sağlar: genç insanlardaki sosyal ve duygusal problemleri azaltır ve olumlu davranışları arttırır. Öğrencilere sosyal ve duygusal iyilik hali için bir dizi beceri öğretme aynı zamanda öğrenmeyi etkili kılan nitelikler olan dikkat, derinlemesine düşünme ve motivasyon becerilerini de destekler. Öğrenciler, stres, şiddet, depresyon, yeme bozuklukları ya da madde kullanımı gibi ruh sağlığı problemlerinden muzdaripken öğretmen ne kadar becerikli ya da eğitim programı ne kadar iyi olursa olsun öğrencinin deneyimlediği eğitimin kalitesi düşer.