Çocuk- Nefis kokular geliyor burnuma. Annem yemek yapıyor olmalı. Ne pişiriyor acaba?Bunu anlamanın tek yolu mutfağa gidip bakmak. Anneciğim burnuma yemek kokuları geldi. Ne pişiriyorsun bize?
Anne- Piştiği zaman tabağına koyduğumda görürsün nasıl olsa.
Çocuk- Ama ben çok merak ediyorum.(Kendi kendine) Bunu anlamının bir yolu daha var.Tencerenin kapağını kaldırıp bakmak.(Tencerenin kapağını annesine fark ettirmeden açarken eli yanar.Ayyyyy, parmaklarım yandı.(Kapağı yere fırlatır.)
Anne- Sen ne yapıyorsun çocuğum ya?
Çocuk- Şeyyyy, parmaklarım yandı da…
Anne- Bu yaptığın hiç doğru bir şey değil. Yanar tabii. Çünkü tencerenin kapağı sıcak. Kapağı bezle tutman gerekirdi. Hem ben sana beklemeni söylemedim mi? Çabuk elini suyun altına tut!
Çocuk- Özür dilerim anneciğim. Karnım çok acıkmıştı da.
Anne-Bunu bana söyleyebilirdin. Ben de yemek pişene kadar bir kurabiye ve bir bardak süt verebilirdim sana.
Çocuk- Su biraz iyi geldi anneciğim.
Anne- Uzat elini bakayım. Hımm, birazcık kızarmış sadece.Umarım bu sana ders olur da bir daha denemeye kalkışmazsın. (O sırada kapı çalınır) Sanırım baban geldi. Kapıyı açabilecek misin?
Çocuk- Açabilirim anneciğim.( Kapıyı açar.) Hoş geldin babacığım. (Parmağını üfler) Üfffff!
Baba-Neden parmaklarını üflüyorsun? Bir şey mi oldu?
Çocuk- Birazcık yandı da…
Baba- Ateşle mi oynadın yoksa?
Çocuk- Hayır babacığım. Annem ne pişiriyor diye merak edip tencerenin kapağını açmıştım da...
Baba-Geçmiş olsun.
Anne- Hadi ellerinizi yıkayıp gelin! Yemek hazır. (Baba ve çocuk ellerini yıkayıp masaya otururlar. Anne tabaklara yemek koyar.)
Baba- (Yemeğin tadına bakmadan konuşur.) Yemek çok güzel olmuş hanım, ellerine sağlık.
Çocuk-Ama babacığım daha tadına bakmadın ki. Güzel olduğunu nereden anladın?
Baba- Yani öyledir demek istedim. Annenin pişirdiği her yemek nefis oluyor da.
Çocuk-(Yemekten bir kaşık alır) Hımmmm! Gerçekten çok nefis. Ama birazcık sıcak.
Anne- Parmaklarından sonra şimdi de dili yakmayasın sakın!
(Hep birlikte gülüşürler.)
Ülkü Duysak