TEŞBİH (BENZETME):

Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir. Dört ögesi vardır. (Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı).



Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme



Edatı yönü



Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Benzetilen benzetme benzetme



Edatı yönü



Askerlerimiz aslan gibi kuvvetlidir.
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme



Edatı yönü


TEŞBİH-İ BELİĞ (GÜZEL BENZETME): Sadece benzeyen ve benzetilen ögelerle yapılan benzetmedir. Benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmaz.



Gürz ayaklı
Kalkan elli
Sancaktar olduğu
Sancak tutuşundan belli

F.H.Dağlarca



* Divan edebiyatındaki mazmunların çoğo teşbih-i beliği sanatına örnektir.
Servi boy, elma yanak, gonca ağız, kiraz dudak……….



B) YAYGIN BENZETME: Benzeyenle benzetilen arasındaki birden çok özelliklerin sıralnmasıyla yapılan benzetmedir.



Aşağıdaki örnekte “vatan” bir çınara benzetilmiştir.



ÇINAR



Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk; yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük; Enli, boylu, vakur
Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrur
Koca bir gövde, belki altı asır
Belki ondan da fazla dalgın, ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş,
…………………….

Tevfik Fikret



.ALINTIDIR.