Melih Cevdet Anday Kimdir?
Avukat bir babanın oğlu olan Melih Cevdet Anday, 1915te İstanbulda dünyaya gelmiştir. Bir şair olarak nam salan Melih Cevdet, şairliğin yanı sıra tiyatro, deneme, roman ve makaleleriyle de edebiyat dünyasındaki yerini almıştır.
Kadıköy Ortaokulu ve Ankara Gazi Lisesinde eğitim alan Melih Cevdet, bir süre Ankara Hukuk Fakültesin’de bir süre de Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesine devam etmiş ancak bu okulları yarıda bırakmıştır. Belçikada bir süre sosyoloji eğitimi de alan Melih Cevdet, Ankara Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde danışmanlık yapar. Daha sonra memurluk ve gazetecilik gibi işler de yapmıştır. 1951den sonra ise Melih Cevdet çeşitli gazetelerde kimi zaman sanat sayfalarının yöneticiliğini kimi zaman da kendi fıkra ve denemelerini yayınlamaya başlar. Bir süre de Melih Cevdet, TRT Yönetim Kurulunda görev yapar. 1977de fonetik- diksiyon öğretmenliğinden emekli olan Melih Cevdet, 1979 yılında UNESCO Genel Merkezi Kültür Müşaviri olarak Parise gider ancak bir süre sonra politik nedenlerden dolayı geri gelir.
Garip akımı ile farklı bir şiir anlayışı ortaya çıkaran Melih Cevdet Anday, Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat Horozcu lisede tanışırlar. Gazi Lisesinde ülkenin gelecekti en büyük şairleri arasında sayılacak bu kişiler daha o yıllarda Sesimiz adında bir duvar gazetesi çıkarırlar. Andayın Ukde adlı şiiri ise ilk olarak Varlık dergisinde yayımlanır ve bu tarihten sonra büyük-küçük birçok dergide onun şiirleri bir bir çıkmaya başlar.
Farklı bir şiir anlayışına sahip olan Anday, şiirde tüm kuralları yıkarak hareket etmiştir. Kalıplaşmış sanat anlayışlarını yok sayan Melih Cevdet, aslında içinde bulunduğu Garip akımı ile birlikte şiiri bambaşka bir boyuta getirmiştir. Sıradan insanı, sokağı şiire sokan Melih Cevdet, büyük bir sadelik içinde müthiş bir sanat ortaya çıkarmıştır. Şiiri öncelikle konu kalıplarından çıkararak şiirin şairin tamamen içinden olması gerektiğini savunan Melih Cevdet, süslü anlatımların, ses uyumlarının şiiri baltalayarak kelimelerin özgürlüğüne el koyduğunu söylemektedir. Bu anlayış ile kaleme aldığı gerek şiirler gerekse bu konulara yer verdiği denemeleri edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmış ve tartışmalara yol açmıştır.
Garip akımından ayrı değerlendirilmesi olanaksız gibi görülse de Melih Cevdet, bazı yapıtları geleneksel şiirin esintilerini taşımaktadır.
Bunun en büyük örneği belki de Melih Cevdet denilince akla gelen ilk eserlerden biri olan ve aşağıda yer alan “Rahatı Kaçan Ağaç” adlı şiirdir.
Rahatı Kaçan Ağaç
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsim, rüzgârı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
Söz konusu şiir, Garip akımından beş yıl sonra ortaya çıkmıştır ve geleneksel şiirin özelliklerini hissettirmektedir. İlk olarak göze çarpan, şiirde kafiye ile yaratılan uyaktır. Ancak Garip akımı, şiirde ahengi yok saymış ve uyak ve kafiyenin şiirde olmaması gerektiğini savunmuştur. Aynı zamanda şiirde sosyal bazı konulara değinilmiş ve bir ağaç üzerinden Melih Cevdet ince dokundurmalar yapmıştır.
Bu şekilde Andayın toplumsal konuları şiire alması zamanla daha da belirginleşmiştir. Telgrafhane adlı kitabında yer alan şiirlerde toplumsal konular başı çekmektedir. Bunun yanı sıra söz konusu kitaptaki şiirlerde ahenk ile yakalanan şairanelik de dikkat çekmektedir. Zamanla Melih Cevdet, toplumsal sorunların yanı sıra ölçü, uyak, söz sanatları ve simge dolu bir şiir oluşturmuştur.
Artık Melih Cevdet, kendi şiirinde büyük bir devrim yapmıştır. Ancak söz konusu devrim, zamana kendisini yayarak gerçekleşmiştir. 1963 yılında Melih Cevdet, değiştirdiği sanat görüşünü en iyi şekilde yansıtan Kolları Bağlı “Odysseus” adlı yapıtını yayımlar. İsminden de anlaşılacağı üzere yapıt buram buram mitoloji kokmaktadır. Şiirin içinden geldiği gibi yazılması gerektiğini söyleyen Melih Cevdet, mitolojiyi fazlaca kullanmış ve içinde birçok simge olan bir eser kaleme almıştır. Öyle ki Melih Cevdet dilini bile ağırlaştırarak kapalı sözcüklerle büyük bir sorgulamaya girişmiştir. Mitolojiyi şiirinde kullanan Anday, zamanla şiirine felsefeyi de sokmuştur. Melih Cevdet Anday, bu şekilde hem bir şiir akımı ortaya çıkartarak hem de kendi şiirinde büyük bir devrim yaratarak sürekli değişen şiire doymayan bir şair olarak hâlâ okunmaya devam etmektedir.
Melih Cevdet Anday, yaşadığı bu şiir serüvenin yanı sıra romanları ve tiyatro oyunlarıyla da dikkat çekmeyi başarmıştır. Birçok tiyatro oyunu Şehir ve Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenerek günümüz insanına aktarılmaktadır.
Melih Cevdet Anday, yapıtları ile birçok önemli ödül almıştır. Bunun yanı sıra onun anısına Melih Cevdet Şiir Ödülü başlığı ile 2006dan beri şiir ödülü verilmektedir. Melih Cevdet Anday, takvimler 2002yi gösterdiğinde ise aramızdan ayrılmıştır.
Şiirleri
* Garip (Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat Horozcu ile)
*Rahatı Kaçan Ağaç
*Telgrafhane
*Yanyana
*Kolları Bağlı Odysseus
*Göçebe Denizin Üstünde
* Teknenin Ölümü
*Sözcükler
*Ölümsüzlük Ardında Gılgamış
*Tanıdık Dünya (
*Güneşte
* Yağmurun Altında
*Yalan
* Şinanay
*Tohum
*Tek Başına
*Anı
Romanları
*Zifaftan Önce
*Yağmurlu Sokak
*Dullar Çıkmazı
*Bir Gecede Üç Erkek
*Aylaklar
*Gizli Emir
*İsa’nın Güncesi
* Raziye
Tiyatro Oyunları
*İçerdekiler
*Mikadonun Çöpleri
*Yarın Başka Koruda
*Dikkat Köpek Var
*Ölüler Konuşmak İster
*Müfettişler
*Ölümsüzler
Melih Cevdet Andayın Garip akımının ilkelerine uygun şiirlerinden biri…
HER GECE BÖYLE DEĞİLİM
Benim de öyle akşamlarım vardır.
Kapıdan girince anama sarıldığım,
Çocuklara karamela ve çekirdek getirdiğim,
Meyhaneye uğramadan çakır keyif,
Düşmanım yok,
Gündeliğim cebimde,
Küfretmeden
Öyle tasasız döndüğüm akşamlar..
Benim de öyle akşamlarım vardır.
Her gece böyle değilim.
Melih Cevdet ANDAY
Yazar: Canan Yıldırım