Şükran Kurdakul Kimdir?

1927 yılında dünyaya gelen Şükran Kurdakul, yazdığı şiirleri ve kaleme aldığı yazıları ile Türk Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden biri olmuştur. İstanbul’da doğan Şükran Kurdakul, lise öğrenimi sırasında Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesi gereğince komünizm propagandası yaptığı nedeniyle bir süre tutuklu kalmıştır. Bu süre içerisinde öğrencisi olduğu İzmir Karşıyaka Lisesi’ndeki öğrenimi de yetkililer tarafından sonlandırılmıştır.

Şükran Kurdakul, 1953’te banka memurluğu görevini icra ederken 142.madde tekrar onun tutuklanmasına neden olmuştur. Bir süre daha tutukluluk hayatı yaşayan Kurdakul, bu iki tutuklanışı ile söz konusu madden tutuklanan yazar ve şairler listesinde yerini almıştır. Şükran Kurdakul, hapishanede yazdığı şiirlerinin bir kısmını 1956 yılında “Giderayak” adlı kitabında yayımlar. Cezaevi sonrasında Kurdakul, bir süre Yeni Gazete, Tan Gazetesi, ve Varlık Yayınevi’nde düzeltmenlik yapar.

1958’e kadar “Yelken” adlı bir dergiyi de yöneten Kurdakul, Ataç Yayınevi’ni kurar. Politik bir duruşa sahip olan Kurdakul, 1964 yılında Türkiye İşçi Partisi’ne üye olur. Tip’te belirli görevlerde bulunur ve aynı yıl “Türk Edebiyatçılar Birliği Genel Sekreterliği” ne seçilerek örgütçü bir edebiyata olan inancını fazlasıyla kanıtlar. 1976’dan sonra Kurdakul, “Türkiye Yazarlar Sendikası” ikinci başkanlığı görevini sürdürmektedir. Ülkenin kaderini değiştiren 12 Eylül 1980 Darbesi gerçekleştiğinde ise Kurdakul 141. Madde nedeniyle tutuklanır. Kurdakul 1988’de “Pen Yazarlar Derneği” kurucuğunu üstlenir ve söz konusu dernekte çeşitli görevlerde bulunur. Örgütsel edebiyatı yaşamı boyunca destekleyen Kurdakul, bir süre de “ Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı” yöneticiliğini yapar. Son olarak 1995’ten sonra Şükran Kurdakul, “Özerk Sanat Konseyi” ve “ Ulusal Sanat Kurulu” gibi iki önemli kuruluşun kuruculuğunu ve birinci başkanlığı görevini yerine getirir. Şükran Kurdakul 15 Aralık 2004 yılında ise hayatını kaybeder.

Şükran Kurdakul’un Şair Kişiliği

Kurdakul, şiirleri ve araştırmaları ile anılmaktadır. Ancak o, şiir yazmaya henüz 15 yaşında iken başlar. Kurdakul’un 15 yaşındayken Faruk Nafiz Çamlıbel tarafından yönetilen ve edebiyat dünyasında oldukça önemli bir yere sahip olan “Yedigün” dergisinde şiiri yayımlanır. Yine bu yıllarda “Yarım Ay” ve “Fikirler” adlı dergilerde de Şükran Kurdakul’un şiirlerini bulmak mümkündür. Şiir hayatına bu şekilde mükemmel bir başlayış yapan Kurdakul, henüz lise çağında “Tomurcuk” adlı şiir kitabını çıkarır. Şirlerinde cezaevinin ve Nazım Hikmet’in etkisini bulmak mümkündür. Kurdakul, şiirlerinde özgürlük temasını fazlaca vurgulamıştır. Bunun yanı sıra sevgi, dostluk tabiat onun şiirlerinde sıkça rastlanılan öğelerdir. Şiirle bu kadar erken tanışmasına karşın Kurdakul 1942 ile 1952 arasındaki dönemi kendisinin şiirdeki çıraklık devri olduğunu ifade etmektedir. 1970 yılında sonra ise Kurdakul’ın şiiri adeta zirve yapmıştır.

Şükran Kurdakul, şair kişiliğinin yanı sıra edebiyat tarihçiliği ve hikayeciliğiyle de dikkat çekmektedir. Kurdakul, edebiyat dünyasını öyküleri ve düz yazılarıyla da önemli yapıtlar kazandırmıştır. Öner Yağcı, Şükran Kurdakul’un bu derece önemli edebiyat tarihçiliğini bir yazısında şu şekilde dile getirmiştir.Onun edebiyat tarihçiliği: “Tarihsel gerçeklerin gözardı edilmesine duyduğu tepkiyle” hazırladığı şairlerimizin ve yazarlarımızın bir çeşit soy kütüğü olan (İlk basımında 767 şair ve yazarın yer aldığı yapıtın son basımında bu sayı 1318’e ulaşmıştır. Kitapta ayrıca Cumhuriyet döneminde çıkan 136 düşün ve sanat dergisiyle ilgili tanıtıcı bilgiler de yer almaktadır.)

Şairler ve Yazarlar Sözlüğü ile; Gizli kalmış, yok sayılmış gerçekliğimizi de içeren “Resmi ideolojinin koyduğu ilkelere bakıp hizaya gelme alışkanlıklarına duyduğu tepkiyle” yazdığı Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini ve edebiyat tarihçiliğimizde önemli bir aşama olan, dört ciltlik Çağdaş Türk Edebiyatı ile; Aydınlığımız’ın ve onurumuzun büyük ustası, “haklılık savaşına inanmanın, direncin, kendisi gibi tutsak edilemeyen Türkçe gücünün güzelliği” olan Nâzım Hikmet’in Bursa hapishanesinde geçirdiği beş yıla bir edebiyat tarihçisi gözüyle tanıklık eden ve Nâzım Hikmet’in 1945-50 arasında Adalet Cimcoz’a yazdığı dokuz mektubu Kurdakul’un yorumları ve açıklamalarıyla okuduğumuz Nâzım’ın Bilinmeyen Mektupları ile; “Her şey, her türlü tutsaklığa son vermekle başlar” düşüncesiyle özgürlük için çıktığı yolda 1960’lı yıllardan beri edebiyatın ve kültürümüzün sorunlarıyla ilgili olarak yazdığı yazıların bir kısmını (36 yazı) içeren Şairce Düşünmek ile; Özgürlük savaşımı geleneğimizin önemli halkası ve Kurdakul’un tutkunu olduğu Namık Kemal’le ilgili yaşam-öykü incelemesi Namık Kemal ve Zindandaki Şair adlı tek kişilik oyun kitaplarıyla; Cumhuriyet gazetesinde kültür ve sanatın sorunlarını düşün adamı kimliğiyle irdelediği “Bu Aşamada” köşesiyle sürer.”

Şükran Kurdakul’un aynı zamanda “Zindandaki Şair” adında bir oyunu da bulunmaktadır.

ESERLERİ

1. Şiirleri

• Tomurcuk

• Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri

• Giderayak

• Nice Kaygılardan Sonra

• İzmir’in İçinde Amerikan Neferi

• Halk Orduları

• Acılar Dönemi

• Bir Yürekten Bir Yaşamdan

• Ökselerin Yöresinde

• Ölümsüzlerle

• İhtiyar Yüzyıla



2. Öyküleri

• Tanıdığın Biri

• Beyaz Yakalılar

• Kurtuluştan Sonra

• Onların Çocukları

Şükran Kurdakul’un “İhtiyar Yüzyıla” adlı kitabından bir şiir : Ülkesi Ağıdistan

ÜLKESİ AĞIDİSTAN

Uykulardan sıçradığım her gece

Kuşku, doğasına yürüdü gerçeğimin.

Ya senin gözlerindeki ışık sönmüşse,

Ya damarlarımdaki kan donmuşsa benim



Ya da yangın sonrası bir orman

Gibi ıssız ve hüznüne alışık…

Ölümün rengine sözcükler arıyorsa şimdi

Ülkesi ağıdistana dönmüş bir ozan

Şükran KURDAKUL