Dil Bozukluklarının Tanılanmasında Temel Bulgular


Dil, konuşmayla birlikte anlama, adlandırma, yazma, okuma işlevlerini de içerir. Dil bozukluklarından söz ettiğimizde, bunların çeşitli düzeylerdeki bozukluklarından söz ediyoruz demektir. Ancak, dil ve konuşma bozukluğu kavramları birbiriyle karıştırılabilmektedir. Lengüistik (söz dizimi, fonetik, vb.) yanlışlarla konuşan bir hasta motor konuşma bozukluğu açısından değerlendirilirken, motor konuşma bozukluğu olan hastaya dil bozukluğu tanısı konulabilmektedir. Bu yanlışların önemi ise hastalığın lokalizasyonunda ve prognozunda kendini göstermektedir. (Bu arada, örneğin şizofrenik olgulardaki psikiyatrik bozuklukların ayırt edilmeleri de sorunun çok önemli başka bir yüzüdür.)
Dil bozukluklarını genel olarak afaziler başlığı altında toplayabiliriz. Afaziler, genel tanımıyla, çeşitli nedenlerle oluşan beyin hastalıklarının, hastanın önceden normal olan dil işlevlerini etkilemesiyle ortaya çıkan beyin sendromlarıdır.
Nörobiyolojik bir sendrom olarak afazi
Dilin işlevleri beynin her iki hemisferinde asimetrik biçimde yapılanmıştır. İnsanların çok büyük bir kısmında bu yapılanma ağırlıkla sol hemisferde, başka bir deyişle baskın hemisferdedir. Dilde sol hemisfer baskınlığının, sağ elini kullananların neredeyse tümünde (% 99), sol elini kullananların ise yaklaşık % 80’inde geçerli olduğu görülmektedir. Sağ ellerini kullananların ortalama % 1’inde ise dilin yapılanmasında dominans sağ hemisferde olup, çapraz dominans adı verilmektedir. Solaklarda ise sol hemisfer baskınlığı oranı 2/3 olsa da, her iki hemisferin sağlaklara göre daha fazla görev üstlendiği görülmektedir. Ayrıca, erkeklerde sol hemisfer kadınlara oranla daha baskın olup, testosteron hormon reseptörlerinin sol hemisferde daha baskın olmasıyla ilişkilendirilmektedir.
Sonuçta, solaklar ve kadınlardaki afaziler daha hızlı düzelme eğilimi göstermektedir. Günümüzde, anatomik lokalizasyoncu yaklaşımın ötesine geçen, bir "network"un varlığı anlayışıyla, sol perisilviyan bölgede bir dil şebekesinin var olduğu kabul edilirken, sağ perisilviyan bölgedeki bir şebekenin de dilin prozodik (sözcüklerin taşıdıkları seslerin değerlerine ve hecelerin taşıması gereken seslere göre söylenmesi) ve affektif yanlarıyla ilişkili olduğu yaklaşımı öne çıkmaktadır.
Şebekenin neresinde etkilenme olursa olsun, sendrom afazi tanımına uymaktadır. Ortaya çıkan sendromun türü, şebeke içindeki etkilenme bölgesine göre değişmektedir. Frontal bölgedeki etkilenmeler motor özelliklerin ağırlıkta olduğu afazilere yol açarken, temporo-parietal bölgedeki etkilenmeler akıcılıkta sorunlarla kendini gösteren afazilere neden olmaktadır.

Nöropsikolojik bir sendrom olarak afazi
Dil bozukluklarının ölçülme ve derecelendirilmesinin önemi, afazilerin nöropsikolojik sendromlar olmalarını da açıklamaktadır. Tüm araştırmaların ve klinik çalışmaların nöropsikolojik testler ve değerlendirmelerle yürütüldüğü bilinmektedir. Afazilerin karmaşık yapılarının nöropsikolojik ölçümleri tanılama ve ayırıcı tanılamada, prognostik izlemede ve rehabilitasyon çalışmalarında kullanılmakta ve ölçümler yüzlerce test ve test bataryalarıyla gerçekleştirilmektedir.

Nörolengüistik bir sendrom olarak afazi
Dil bozukluğu sendromları lengüistik bozuklukları da içermektedir. Tüm afazi sendromlarında, türünü ve yoğunluğunu beyindeki etkilenmenin yerinin ve yoğunluğunun belirlediği lengüistik bozukluklar da bulunmaktadır. Örneğin, Broca afazisinde dilin fonolojik ve dilbilgisel yapısında görülen bozukluklar arasında konuşma sırasında sözcüklerin seslerinin yer değiştirmesini ("okul" yerine "oluk"), sözcüklerin kökleriyle kullanılmasını (“ben okula gittim” yerine "ben okul gitti”) sayabiliriz.

Afazi türlerine genel bakış
Perisilviyan afaziler
-Broca afazisi "tutuk afazi" olarak da bilinmektedir. Etkilenme alanı, sol premotor korteks içinde bulunan, dilin fonolojik ve dilbilgisel işlevleriyle ilişkili olan Brodmann’ın 44.alanı ve çevresidir. Broca afazisinin şiddeti etkilenmenin alandaki yaygınlığına göre değişkenlik gösterir. Konuşmada tutukluk, anlamada az belirgin etkilenme, tekrarlama, yazma ve okumada bozulma temel bulgularıdır.
-Wernicke afazisi "akıcı afazi" olarak da bilinmektedir. Lezyon alanı, sol süperiör temporal girüsün arkasında bulunan Brodmann’ın 22.alanı ve çevresidir. Wernicke afazisi, dilde sentaks (söz dizimi) ve semantikle (anlam bilgisi) ilişkilidir. Konuşmada akıcılık, anlamada belirgin etkilenme, tekrarlama, yazma ve okumada bozulma temel bulgularıdır.
-Global afazi, Broca ve Wernicke afazilerinin toplamına benzetilebilir. Ancak klinik tablosu söz konusu afazilerin toplamından ağırdır. Konuşmada tutukluk, anlamada belirgin etkilenme, tekrarlama, yazma ve okumada bozulma temel bulgularıdır.
Transkortikal afaziler
Baskın hemisferin parasagittal ve mesial alanlarını etkileyen lezyonların oluşturduğu transkortikal afaziler, motor (konuşma tutuk, anlama ve tekrarlama iyi, yazma ve okuma bozuk),sensoryel (konuşma akıcı, anlama bozuk, tekrarlama iyi, yazma ve okuma bozuk) ve bileşmiş (konuşma tutuk, anlama bozuk, tekrarlama iyi, yazma ve okuma bozuk) afazilerdir. Perisilviyan afazilerle transkortikal afaziler arasındaki en önemli ayrım, transkortikal grup içinde tekrarlama işlevinin diğer gruptakilere göre daha az etkilenmiş olmasıdır. Öteki dil sorunları da daha hafiftir.

Oben Güney Saraçoğlu, K.Psikolog